STRATEJİK PLANLAMA VE EĞİTİM

  • 28.09.2010 00:00

Değişim rüzgârlarının estiği çağımızda, duvar ören zihniyet ve anlayışların yetersizliği gün ışığına çıkmakta, yel değirmeni yapmak adına bilimsel, teknolojik ve çağdaş yöntemler ön plana çıkmaktadır. Bu gelişme ve değişime uyum sağlayan devletler, milletler ve kurumlar dünyada fark edilebilir duruma gelmektedir. Değişkenleri ve karmaşıklığı ile yatırımcıların en gözde alanı eğitimde de değişim rüzgârları, kasırga ve tayfunlara dönüşerek bu alanı etkilemektedir. Devletlerin ve milletlerin devamını sağlamada eğitimin önemi büyüktür. Çünkü genç nesillere kültürün aktarım yolu eğitimdir. Eğitimi doğru planladığınızda ise değişimi gelişime çevirmenin önü açılmış olmaktadır. Bu planlama da stratejik olmalıdır.

            Bir formülle özetlediğimiz devletin gücü, sosyal verimliği ile politik verimliliği ne kadar iyi olursa olsun, çarpanlardan biri eksik olduğunda ya da iyi olmadığında gücü doğrudan olumlu ya da olumsuz olarak etkilemektedir. (Bir sayı ne kadar büyük olursa olsun, sıfırla çarpıldığında sonuç sıfır çıkar.)

Güç=(SosyalVerimlilik+PolitikVerimlilik)*StratejikPlan*Siyasiİrade*SiyasiZihniyet

            Eğitim alanında yel değirmeni yapmak adına “Stratejik Yönetim Anlayışı” ve “Stratejik planlama” kavramları ön plana çıkmıştır. “5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu” ile siyasi otoritenin kararlılığı ve devletin bu işe verdiği önem ortadadır. Bu kanun ile kamu kurumları için stratejik plan zorunlu hale gelmiştir. Eğitim kurumları 2010-2014 yıllarını kapsayan stratejik planlarını Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2010/14 Sayılı Genelgesi doğrultusunda hazırlayacaklar. Bu planlar 2011 yılı Ocak ayında onaylanarak yürürlüğe girecektir.

            Bir eğitim kurumu açısından hazırlanacak stratejik plan bir yandan kurum kültürü ve kurum kimliği oluşumuna, gelişimine ve güçlendirilmesine destek olurken, diğer yandan kamu mali yönetimine etkinlik kazandıracaktır. “Stratejik plan” normal bir plandaki tüm unsurları içerir. Yani  “amaç”, “hedef”, “süre”, “madde ve insan kaynakları”, “değerlendirme” vb gibi kavramlarla yüklüdür zaten stratejik plan… Bizi tedirgin eden “Strateji” kavramıdır. Aslında bilgisayar oyunlarında en çok oynanan oyunların başında strateji oyunları gelmektedir. Bu oyunların en köklüsünün de “Satranç” oyunu olduğu unutulmamalıdır. Strateji için Drucker, “Bir kurumu, amacı doğrultusunda fırsatçı yapan şeydir.” diyerek tanımlamıştır. Stratejik plan, farklılıklarımızı avantaja dönüştürmek için bulunmaz bir araç olarak görülebilir. Buna hayattan bir örnek vermek gerekirse,  

            “Japonya’da bir çocuk 10 yaşlarındayken bir trafik kazası geçirmiş ve sol kolunu kaybetmiş. Oysa çocuğun büyük bir ideali varmış. Büyüyünce iyi bir judo ustası olmak istiyormuş. Sol kolunu kaybetmekle birlikte, bu hayali de yıkılan çocuğunun büyük bir depresyona girdiğini gören babası, Japonya’nın ünlü bir Judo ustasına gidip yapılacak bir şeyin olup olmadığını sormuş.. Hoca: Getir çocuğu ..bir bakalım, demiş. Ertesi gün baba-oğul varmışlar hocanın yanına.. Hoca çocuğu süzmüş ve: Tamam demiş..yarın eşyalarını getir, çalışmalara başlıyoruz. Ertesi gün çocuk geldiğinde hocası ona bir hareket göstermiş ve bu hareketi çalış demiş. Çocuk bir hafta ayni hareketi çalışmış.. Sonra hocasının yanına gitmiş. Bu hareketi örgendim başka hareket göstermeyecek misiniz? Diye sormuş. Hocanın cevabi: -Çalışmaya devam et olmuş... 2 ay,3 ay,6 ay derken çocuk okuldaki bir yılını doldurmuş.. Çocuk bu bir yıl boyunca hep o ayni hareketi tekrarlamış. Hocanın yanına tekrar gitmiş: Hocam bir yıldır ayni hareketi yapıyorum bana başka hareket göstermeyecek misiniz? - Sen ayni hareketi çalış oğlum zamanı gelince yeni harekete geçeriz.. 2 yıl, 3 yıl, 5 yıl derken çocuk judodaki 10. yılını doldurmuş. Bir gün hocası yanına gelip. ...Hazır ol! demiş.. Seni büyük turnuvaya yazdırdım.Yarın maça çıkacaksın!.. Delikanlı sok olmuş.. Hem sol kolu yok hem de judo da bildiği tek hareket var. Ünlü judocuların katıldığı turnuvada hiçbir sansının olmayacağını düşünmüş; ama hocasına saygısından ses çıkarmamış. Turnuvanın ilk günü delikanlı ilk müsabakasına çıkmış. Rakibine bildiği tek hareketi yapmış ve kazanmış. Derken.. ikinci ,üçüncü maç....çeyrek, yari final ve final... Finalde delikanlının karsısına ülkenin son on yılın yenilmeyen şampiyonu çıkmış. .... Tam bir üstat delikanlı dayanamayıp hocasını yanına koşmuş.. Hocam hasbelkader buraya kadar geldik ama rakibime bir bakin hele.. Bende ise bir kol eksik ve bildiğim tek bir hareket var..bu kadar bana yeter.. bari çıkıp ta rezil olmayayım izin verin turnuvadan çekileyim.. -Olmaz demiş hocası. Kendine güven, çık dövüş. Yenilirsen de namusunla yenil. Çaresiz çıkmış müsabakaya. Maç başlamış. Delikanlı yine bildiği o tek hareketi yapmış ve tak.! Yenmiş rakibini şampiyon olmuş. Kupayı aldıktan sonra hocasının yanına koşmuş: -Hocam nasıl oldu bu is? Benim bir kolum yok ve bildiğim tek bir hareket var. Nasıl oldu da ben kazandım.? -Bak olgum 10 yıldır o hareketi çalışıyordun. O kadar çok çalıştın ki, artik yeryüzünde o hareketi senden daha iyi yapan hiç kimse yok. Bu bir, ikincisi de o hareketin tek bir karsı hareketi vardır. Onun için de rakibinin senin sol kolundan tutması gerekir.! Bunu anlatan dostumuz bir de sunu eklemiş: İnsanların eksiklikleri bazen , ayni zamanda en güçlü tarafları olabilir: Ama yeter ki bu eksiklik kafalarında olmasın..!!”

            Halk arasında yaygın bir görüş olan “Büyük balık, küçük balığı her zaman yer.” Anlayışının yavaş yavaş değişebileceğini gösteren gerçek bir hayat hikâyesidir. 

            Eğitim kurumlarımızdaki stratejik planlama sürecinin şu şekilde işleyeceği öngörülmektedir.

4 ana soru ve cevabından oluşan süreçte; Eğitim kurumlarımız 2010 yılı sonuna kadar önce “Neredeyiz?” sorunun cevabı olan “Durum Analizi” bölümünü oluşturacaklar. Daha sonra “Nereye gitmek istiyoruz?” sorusunun cevabı olan “Misyon”, “Vizyon”, “Değerler”, “Temalar”, “Amaçlar”, “Hedefler” ve “Stratejiler” belirleyeceklerdir. Ardından “Gitmek istediğimiz yere nasıl ulaşabiliriz?” sorusunun cevabı olan “faaliyet” ve “Projeler” yer alacaktır. Son soru olan “Başarımızı nasıl takip eder ve değerlendiririz? Sorusunun cevabı olan “İzleme ve değerlendirme” çalışmaları, stratejik planlama sürecinin son bölümünü oluşturacaktır. Bu planlar 2010 Ocak ayında onaylanarak yürürlüğe girecektir. 2014 e kadar her yıl kurumlar yıl sonunda yıllık eylem planlarını hazırlayacaklar ve performans göstergeleri doğrultusunda yıllık raporlarını ilgili makamlara göndereceklerdir.

            Bu sürecin havada, planların raflarda kalmaması için bazı tedbirlerin alınması da muhakkak görünmektedir. Öncelikle stratejik planlama sürecine ait ön yargıların ortadan kaldırılması gereklidir. Einstein “Ön yargıları parçalamak atomu parçalamaktan zordur” diyerek işin hiç de kolay olmadığını belirtmektedir.  Daha önce Milli Eğitim Bakanlığınca yapılan bazı çalışmaların olumlu etkiler göstermemesi, özellikle eğitimle ilgili uygulamalarda pilot il olarak Bolu ilinin hep başı çekmesi olumsuz paradigmaların oluşmasını sağlaması da stratejik planlama sürecinin önündeki engellerden sayılabilir.

            Ayrıca stratejik planı uygulamaya geçirecek ve başarıyla uygulayacak yönetici yeterlikleri de sorgulanmalıdır. Eğitim yöneticilerinin seçilmeleri, yetiştirilmeleri, değerlendirmeleri bu yeterlikler tarafından belirlenmelidir.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız