ABANT SİZİ ÇAĞIRIYOR…

  • 24.01.2017 00:00

 

Kışın havalar soğuk…

Farklı bir öneri size…

Yağış yok ise, güneş hafiften parlıyorsa, AVM’lerden de sıkıldıysanız, atın kendinizi Abant’a… Tabii tedbiri elden bırakmıyoruz… Aracımızın lastikleri mutlaka kış lastiği olmalı. Yanımıza eldiven ve berelerimizi de alıyoruz.

Otoban kavşağından Abant yoluna dönünce, sağlı sollu villaların ve yeme-içme mekânlarının çoğaldığı dikkatlerimizden kaçmıyor. 12 TL yi verip, giriş kapısından geçiyoruz. Beş yıldızlı Abant Palace Otel’in önünden geçip, 100 metre ilerledikten sonra sağa yol ayrılıyor. Taşkesti ve yaylaları gösteren bir tabela ile sağdan ilerliyoruz. Yol sıcak asfalt ve yükselmeye başlıyoruz. Abant Gölü 1330 metre yükseklikte, 2-3 km ilerledikten sonra bir düzlük alana geliyoruz. 1400 metre yüksekliğe ulaşmış durumdayız artık. Yolun kenarlarında sucuk ekmek, salep, çay, kahve ve yöresel ürünler satan birkaç büfe ile yol kenarına park etmiş araçları görünce uygun bir yere biz de aracımızı park ediyoruz.

İşte geldik kayak pistine…

Son zamanlarda Abant’ta şamyel ile kayarken birkaç kaza olunca yasaklanmıştı. Şimdi pist köylülerin girişimleri ve becerileri ile yaylaya taşınmış. Şamyeli 20 TL’ye bir saatliğine kiralıyorsunuz. Kayak pisti içi oyularak oluşturulmuş. Böylelikle şamyelin pistin dışına çıkması önlenmiş görülüyor. Pistin başında üç görevli var. Biri şamyelleri kiralıyor, biri yukarıda kayacak olanların düzenli aralıklarla kaymasını sağlıyor. Diğeri de bitiş yerinde bekliyor. Öyle eğlenceli olsa gerek ki, kayanların sesleri lunaparkta gondola(kayık) binenlerin çıkardığı seslerle aynı. Ailecek gelenler ya da grupla gelenler, tren yaparak toplu halde kayıyorlar…

Bir saatin sonunda şamyeli teslim ettikten sonra, artık sıcak bir şeyler içmenin zamanı gelir. En meşhur olan köz ateşinde demlenmiş çay olsa da, ben size köy sütünden yapılmış salebi tavsiye ederim. Çay 2,5 TL, salep 5 TL, Türk kahvesi 5 TL. Zevkinize, paranıza kalmış… Böyle güzel bir yerde tek sorun tuvalet… Büfelerde tuvalet bulunmuyor. 300 metre uzakta karşı tepedeki şirin camiinin tuvaletlerine yetişmeniz gerekiyor. Tuvaletlerdeki suların donmuş olabileceğini, su olmadığını düşünmeniz gerekiyor. Bir uyarı daha, tuvaletlerin zemini kalebodur taşı olduğundan fena halde kayıyor. Hızlı giriş yapmayınız.

Daha sonra Abant Gölü’nü dolaşabilirsiniz. Sağlığınız elveriyorsa, yürüyerek dolaşmanızı tavsiye ederim.Bol oksijenli temiz havayı içinize çeke dolaşın gölü. Ara sıra yanınızdan geçen faytonlardan yayınlan kokuları saymazsak… Bir de fotoğraf hobiniz varsa mutlaka gölü yürüyerek dolaşmalısınız. Gölün etrafı 7 km. Gökyüzü açıksa ve Abant’ın ayazına dayanabilecekseniz, güneş batımını da izlemenizi tavsiye ederim. Bu havada faytonla ya da atla gölün etrafını dolaşmaya kalkarsanız donarsınız.

Göl kenarındaki restaurantlar pahalı olduğundan ben yol üzerindeki yerleri tercih ediyorum. Yol kenarındaki yerlerde sucuk ekmek yarım ekmek 10 TL. Yanında çay da bedava… Yalnız yediğiniz sucuğun markasına dikkat edin. Bolu’nun yerli sucuklarından Aktaş, Çele v.b. odun ateşinde kapkara olmuş çaydanlıklardan çay içmek ayrı bir zevk…

Hazır su kullanıyorsanız, dönüşte “Abant su” fabrikasından marketlerdeki fiyatında çok daha ucuza su alabilirsiniz. Birkaç kilometre daha ilerlediğinizde yolun sağ tarafında “Cemil’in Yeri”ndeızgaraların yanında farklı eğlenceler bulabilirsiniz. Bir makara düzeneği ile çalışan halattan kayma kısa mesafe olsa da şamyel ile karda kaymak gibi…

Eve vardığınızda kendinizi hamur gibi hissedeceksiniz. Hareket berekettir… 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız