BİRAZ DA TARAKLI’DAN…

  • 16.05.2016 00:00


BOFSAD ile yolumuza bu hafta da devam ediyoruz. Göynük’ten ayrıldıktan yaklaşık yirmi dakika sonra Sakarya iline bağlı Taraklı Kasabası’na vardık. Dar bir yol ağzında araçtan inerken, bir büfenin vitrininde büyük yazılarla yazılmış “Manisa Köy Ekmeği” yazısı dikkat çekiyordu. Bu durum, Mustafa COP abimizin dikkatinden de kaçmamıştı. Dükkân sahibi ile iletişime geçip, ekmeğin hikâyesini birkaç dakikada öğreniverdi. Ekmek Manisa’dan gelmiyormuş. Taraklı’ya özgü sarı renkte bir köy ekmeği imiş…

Bu kısa sohbetten sonra ilk dikkatimi çeken, köşede çift taraflı taş merdivenlerle çıkılan giriş kapısına sahip konak oldu. Başımı kaldırdığımda “Kültür Evi” yazıyordu. Kültür evini gezmeyi sona bırakıp, kalabalığın peşine takıldım. Çünkü Taraklı’ya ilk kez geliyordum. Bilenlerle gezmenin daha akıllıca olduğunu düşündüm. BOFSAD başkanımız Hamza Bey, daha önce fotoğrafını çektiği eski ahşap bir evin önünde duran kırmızı tosbağa(Eski model Volkswagen)yı bize göstermek istedi, ama ev durmasına rağmen arabanın yerinde yeller esiyordu.

Araçtan indiğimiz yerin Taraklı’nın tek ve ana meydanı olduğunu sonradan öğrendim. Sakarya Belediyesi Taraklı Kasabası’nın önemini anlamış olsa gerek, tüm meydan ve ara sokaklarda Göynük’te olduğu gibi taş döşeme çalışması yapıyordu. Bu meydanda görülmesi gereken iki konak daha mevcut. Kadirler Konağı meydanın tam karşısında heybetli ve gösterişli bir görünme sahip. 2 TL karşılığında konağı ayağıma galoş giyerek gezme fırsatı buldum. Gıcırdayan tahta merdivenlerinden çıkarak, büyük bir zevkle odalarını gezdim. Konak, tam bir Osmanlı şaheseriydi. İçindeki eşyalar ve dekor da özenle yerleştirilmiş, adeta yaşayan müzeydi. Konağın alt katı ve bahçesi cafe/restaurant olarak kullanılıyor. Bu konağın aynı zamanda butik otel olarak da hizmet verdiğini öğrendim. Geceliği 185 TL… Hemen karşısında yine bir konak ve yanında tarihi Yunus Paşa Camii… Bu eserlerin hepsi bir meydanın etrafında toplanmışlar…

İki konak arasından daha da yukarıya çıkıldığında restore edilmemiş eski taraklı evlerini görebilirsiniz. Enerjiniz yeterli ise daha da tırmanarak Türk bayrağının dalgalandığı tepeden Taraklı’ya kuş bakışı bakabilir, panoramik fotoğraflar çekebilirsiniz.

Biz gibi Pazar günü Taraklı’ya gelirseniz, bir iki gözleme açan veya mantı yapan yer dışında yemek yeme fırsatı bulamayabilirsiniz. Meydanın kenarındaki eski kahvehanelerde çay keyfini de unutmamak gerek… Sona bıraktığım “Kültür Evi” olarak kullanılan konağı ikindi vaktinde gezebildim. Taş merdivenlerden sonra ayakkabılarınızı çıkarıp hazır bulunan terlikleri giyiyorsunuz. Erkekler bayan, bayanlar da erkek terliği giymek zorunda kalabilirler… bir iki basamaktan sonra geniş bir holün karşılıklı odalarında çalışan yöresel kaşık ustalarını görebilirsiniz. Onlarla sohbet edip, yöreye ait ve sanatsal bilgiler edinebilirsiniz. Konağın bir üst katında ise, bir odada maketten yapılmış konakları, bir başka bir odasında dokuma atölyelerini görebilirsiniz. Konakta benim en çok sevdiğim yer ise, üst katta holde cam kenarındaki sedir oldu. Cam kenarına oturup, akşam güneşini ve eski bir Osmanlı Kasabası görünümündeki Taraklı’yı çam ağaçları arasından izlemek oldukça keyifli… Asıl burada çayı aradım ama bulamadım…

BOFSAD’la Bolu’ya dönüş yolculuğumuz, Geyve, Sakarya, Düzce yönünden oldu. Mudurnu’dan geliş yoluna göre daha güzel olmasına rağmen, daha uzun sürdü.

Teşekkürler BOFSAD…  

YAZIYA AİT FOTOĞRAFLAR http://www.bizbolulular.com/fotogaleri

  

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız