BOFSAD’LA YİNE YOLLARDA…

  • 4.02.2016 00:00

 

Güzel bir Pazar günü Göynük-Taraklı seferine sabah 07:00’de iki minibüsle yola koyulduk. Yola çıkarken oldukça soğuk bir hava vardı. Özellikle Mudurnu yolundaki “Tepe Karakolu” mevkiinde sisli bir görüntü vardı.

Yanımdaki koltukta Bolu’nun tanınmış gazeteci ve yazarlarından Mustafa COP ’un olması yolculuğu zevkli hale getirmişti. Muhabbet, sohbet, anılar, memleket sorunları, eğitim sorunları… Gazeteci kimliğinden olsa gerek, gidilen yerlerde halkın içine karışıp, yöre ile ilgili bilgiler öğreniyor, halkın nabzını tutuyordu. Daha sonra öğrendiği bilgileri çay sohbetlerinde kendine has anlatım tarzıyla bizlerle paylaşıyordu. Hem gezdik hem de bilgilendik… Teşekkürler Mustafa COP… Teşekkürler BOFSAD…

İlk durağımız Çubuk Gölü idi. Göynük’e 5 km kala, sağa dönerek 7 km uzaklıktaki Çubuk Gölü’ne vardık. Havanın durgun ve güneşli olması, biz fotoğrafçılara pürüzsüz bir yansıma fırsatı veriyordu. Kahvaltıyı erken yapmanın avantajı ile hemen çekimlere başladım. Yaklaşık yarım saat sonra rüzgârın çıkmasıyla göl yüzeyindeki ayna görüntüsü bozulmuştu bile… Daha sonra değirmen görüntülerinin ardından daha önceden de tırmanmayı hedeflediğim bir tepe vardı. Göle girişin tam karşısındaki bu tepe göle ve çevresine hakim bir noktaydı. Gece yağan çiğden ıslanan çimenler üzerinde yürüyerek, dar ve dik keçi yolundan tırmanıp seyir noktasına ulaştım. Ahşaptan yapılmış seyir terası ve ocak başı mekan hayli yıpranmıştı. Tepe, özellikle panaromik çekim için çok uygundu. Kısa bir dinlenmenin ardından göl kenarına indim. Yürürken gördüğüm insanların piknik yaptıktan sonra yemyeşil çimenler üzerinde bıraktıkları çöpler beni üzmüştü. Üstelik hemen yanında yepyeni bir çöp kutusu olmasın rağmen…

Göl turu yaklaşık bir saat sürdü. Göl kenarındaki tesiste bir bardak semaver çayı yorgunluğumu alıvermişti. Tesisin hemen önündeki iskelede gençler süsleme çalışması yapıyordu. Öğrendiğime göre, bir genç sevdiği kıza evlenme teklif edecekmiş. Arkadaşları da iskeleyi balon ve kurdeleler ile süsleyerek hazırlık yapıyorlardı. Gerçekten gölün romantik bir havası da var… Böyle güzel bir yere giriş ücreti alınmaması da dikkat çekici aslında... 

Araçlarla hareket etmemizden yaklaşık 20 dakika sonra Göynük’teydik. İlk hızla dolambaçlı, dar yollardan tırmanarak “Zafer Kulesi”ne çıktık. Göynük’ün Bolu’ya nazaran daha ılık bir iklime sahip olması ve kuleye tırmanışın öğle saatlerine denk gelmesi nedeniyle üstümde ne kazak kaldı ne de mont… Daha sonra kuleden inip, Akşemsettin Hz. Türbesi ziyaretine müteakip, öğle namazını türbenin hemen yanındaki tarihi Gazi Süleyman Paşa Camii’nde kıldık.Göynük sokak ve caddelerini gezerken, Mayıs ayının sonunda düzenlenecek “Akşemsettin Hz Anma Etkinlikleri” programına hazırlık yapıldığı göze çarpıyordu. Ankara Büyükşehir Belediyesinin katkılarıyla kaldırımlar yeniliyor, ara sokaklara kilitli taş döşeniyordu. Çalışmalardan dolayı da biraz şehir içi tozlu ve gürültülüydü. İnşallah çalışmalar zamanında biter…

Göynük’ten hareket edeceğimiz 14:30 saatini büyük çınar ağacının altında çay içerek bekledik. “Çınar Gölgesi” diye boşuna dememişler. Her yaşlı çınarın altında bir tarih yatar, hoş sohbetler yapılır. Dere kenarında, pazar yerindeki bu çınarın özellikle Kurtuluş Savaşı yıllarında çok olaylara tanıklık ettiği anlatılıyor. Biz de çaylarımızı yudumlayıp, Sakarya iline bağlı “Taraklı” kasabasına doğru yola çıktık. Haftaya “Taraklı” yazımızda buluşmak üzere…  

GEZİYE AİT FOTOĞRAFLAR http://www.bizbolulular.com/fotogaleri BÖLÜMÜNDEN BAKABİLİRSİNİZ

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • osman
    osman
    4.08.2012 16:26

    dortum herşeyin hayırlısı olsun yazın da çok duyguluydu yeni görevinde başarılar

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız