PISA 2012’DEN ÇIKAN MESAJLAR (2)

  • 4.01.2015 00:00

 

Bir önceki yazımda PISA 2012’deki başarı kriterleri olan Matematik, Fen okuryazarlığı performansları ve Okuma Becerileri performansları üzerinden ülke başarımızdan bahsetmiştik…

Bu yazımda da PISA’da öğrenci performanslarını etkileyen değişkenlerden bahsetmek istiyorum. Bu araştırma kapsamında öğrencilerin matematik okuryazarlığı performanslarını manidar düzeyde açıklayan 7 değişken tespit edilmiş…

1-Anne-baba eğitim düzeyi, 2-Öğretmen özellikleri, 3-Matematiğe yönelik duyuşsal özellikler, 4-Okula yönelik duyuşsal özellikler, 5-Ailenin sosyo-ekonomik durumu, 6-Öğrenci devamsızlığı, 7-Matematiğe yönelik kaygı ve endişe…

Buna göre, Türkiye’de öğrencilerin PISA 2012 Matemetik okuryazarlığı performanslarını en iyi açıklayan özellik, beşinci değişken “ailenin sosyo-ekonomik durumu” olarak karşımıza çıkmaktadır. Ev olanakları, refah düzeyi, evdeki eğitimsel kaynaklar ve evdeki bilgi ve iletişim teknolojilerine erişim düzeyi ailenin sosyo-ekonomik durumunu gösteren alt değişkenler olarak belirtilmiştir.

PISA ile ortaya konulan çerçevede Türkiye’de ailelerin sosyo-ekonomik durumlarını ve dolaylı olarak öğrencilerin matematik okuryazarlığı performansını arttırma olasılığı en yüksek çözüm, özellikle alt ve orta yeterlik düzeylerinde yer alan öğrencilerin sahip oldukları ev olanaklarının iyileştirilmesidir. Bu iyileştirmede çalışma ortamı, çalışma masası, kendine ait oda, internet ve bilgisayar olanakları gibi fiziksel koşulların yanı sıra, öğrencilerin şiir, edebiyat ve sanata olan ilgilerinin de dikkate alınması gerekliliği açık olarak görülmektedir.  

“Matematiğe yönelik kaygı ve endişe”, ailelerin sosyo-ekonomik durumundan sonra öğrencilerin performansını en iyi açıklayan ikinci özellik olarak belirlenmiştir. Bu durum yıllar öncesine ait beni hatırlatıyor. Üniversitede birinci sınıf matematik dersini son sınıfta zor verebilmiştim. Aynı sorunu ben de yaşamıştım. “Çalışsam da çalışmasam da başarısız oluyorum” düşüncesi, matematik derslerinin zor olacağı ve düşük not alma yönündeki endişeler, öğrencilerde yaygın bir şekilde gözlemektedir.   

Bunların haricinde sınıfların kalabalık olması, öğretmen başına düşen öğrenci sayısı, nitelikli öğretmen sayısı da başarısızlığın nedenleri arasında görülmektedir. Okul ile ilgili özellikler arasında olan “eğitimsel kaynaklara erişim” ile matematik okuryazarlık performansları arasında pozitif yönlü ve yüksek bir ilişki bulunmaktadır. Eğitimsel kaynaklara erişim açısından Türkiye, OECD ortalamasının altında yer almaktadır. Bununla birlikte 2003’te 39 ülke arasında son sırada yer alırken, 2012’de 32.sıraya yükselmiştir. Türkiye 2003-2012 yılları arasında eğitimsel kaynaklara erişim bakımından en fazla artış gösteren birinci ülke olarak görülmektedir.  

Dikkat çeken noktalardan biri de okulöncesi eğitim ile ilgili… PISA 2012 Türkiye matematik okuryazarlığı performans puanlarına göre okulöncesi eğitim almayan öğrencilerin ortalama puanları 433,82’dir. Bu puan bir yıl ve daha az süreyle okulöncesi eğitim alan öğrencilerde 483,39 ve bir yıldan fazla sureyle okulöncesi eğitim alan öğrencilerde 496,56’dır. Sonuçta okulöncesi eğitim alma durumu ile matematik okuryazarlığı performansı arasında manidar ve pozitif yönlü bir ilişki bulunmuştur. Bu durum, okulöncesi eğitim alan öğrencilerin matematik okuryazarlığı performanslarının manidar düzeyde daha yüksek olduğunu göstermektedir.

Bu sonuçlar, özellikle öğrencilerimizin matematik okuryazarlığı performanslarını artırmaya yönelik yapılması gereken tedbirlerin, stratejilerin ve projelerin eğitim sistemimizin öncelikli stratejik planlarında yer alması gerektiğini göstermektedir. Eğitimin, kalkınmada en önemli itici güç olduğu asla unutulmamalıdır…   

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Nöbetçi Eczaneler

Resmi İlanlar

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız