MUEZZA

  • 1.07.2013 00:00

 

Cumhuriyet parkına konulan kedi sığınma evini merak edip, inceleme fırsatını bulduktan sonra köşemde yazmaya karar verdim. Bu kedi sığınma evine Peygamber Efendimizin kedisi olan “Müezza” ismi verilmiş. Araştırmalarıma göre, "mü'izza" şeklinde düşünülürse, "izz" kökünden, "izzet veren, şereflendiren" anlamındadır. Arapçada kelimeler cinsiyete göre şekillendiği için dişil bir kelime olarak algılanabilir. Bahsedilen kedinin de dişi olduğu düşünülürse, anlamı doğru görünüyor.

Parkta çay içme fırsatı bulduğum bir zamanda “Müezza” ismi verilen kedi sığınma evini gözlemledim. Etrafı telle çevrili, yan tarafında kedilerin girip çıkabileceği bir boşluk bırakılmış.İçinde kedilerin yatıp dinlenebileceği yumuşak yataklar da yapılmış. Ben oradayken birkaç kedi geldi. Bırakılan yiyeceklerle karınlarını doyurup, sularını içip gittiler.

Zamanında sekiz sene bir kediyle yaşama şansı bulduğumdan, az çok kedileri tanıma fırsatı buldum. Her ne kadar insanoğlunun sadık dostu olma görevi köpeklere layık görülse de, kedilere reva görülen sıfat ne yazık ki çoğunlukla ve haksızca "nankörlük" olmuştur. Oysa gamsız ve miskin görüntülerine rağmen kediler de köpekler kadar insanoğlunun vazgeçilmez dostlarındandır. Oysa kedilerde "Sabır" saklıdır. Ve "sabır, gamdan kurtulmak için anahtardır!"

Dünyada Hz. Adem ve Hz. Havva’dan sonra yaratılan canlıların kedi ve yılan olduğu belirtilmektedir. Tarihte Yahudi kitaplarında Lilith, "El Broosha" isimli bir siyah kediye dönüşür” diyerek bahsi geçer. Ortaçağ Avrupası’nda ise, kedilere kötü muameleler yapıldığını görmekteyiz.Hıristiyanlar ise kediye daima kuşku ile bakmışlardır. Yüzyıllar boyu yeni doğmuş bebeklerin soluğunu çalmaktan tutun da, şeytanın çıraklığına varana kadar suçlanmadığı şey kalmamıştır kedilerin Kediler Hıristiyanlıkta, şeytandan cadıya her şey olmuştur.

Kedilerin en şaşalı dönemi tartışmasız eski Mısır dönemidir. Mısır, dünya tarihine hediye ettiği birçok tarihi nesnenin içinde kedilere yer vermiştir. Kedileri evcilleştiren ilk toplum da Mısırlılar olmuşlardır. Kedi öldürmenin cezasının ölüm olduğu eski Mısır'da bu inancın ve mistiğin kediye yönelik aşırı tutuculuğunun altında makul gerekçeler yer alır. Tüm yaşamın buğday ekimine göre düzenlendiği Mısır'da hasatlarının korunması ve farelerle mücadelede açısından kediler baş tacı edilmişlerdir. Mısır'da birçok aile kız çocuklarına kedi çağırma nidası olan Mit ve Miut seslerini isim olarak koymuşlardır. Kısacası eski Mısır'da kediler sonsuz bir sevgi gördüler ve korundular. En değerli taşlarla süslendiler ve heykelleri yapıldı. Temel nedeni ise ilginçti. Çünkü kediler Güneş Tanrısı Ra'nın gözleriydi. Ra, onlar aracılığıyla iyiliği ve kötülüğü görürdü! Kedinin öteki dünya ile bu dünya arasında görev yapan bir varlık olduğuna ve ruhlar âlemine açılan kapıyı koruduğuna, kötü ruhları uzak tuttuğuna da inanılırdı. Kedinin mistik özellikleri bunlarla sınırlı değildi. Aynı zamanda dişi kediler evin ve kedi severlerin koruyucusu, bereket getiren aslan başlı tanrıçaBastet ve güneşin yararlı sıcaklığıyla özdeşleştirilirdiTüm bu nedenlerle kedi öldüren birinin cezası kazayla öldürmüş olsa bile ölümdü. Kediyi kutsallaştıran Mısırlılar, yaşamdan sonraki hayatta tekrar beraber olabilmek için kedileri de mumyalamışlar. Kediyi kutsallaştıran Mısırlılar, yaşamdan sonraki hayatta tekrar beraber olabilmek için kedileri de mumyalamışlar.

Kedi kültürü ve tarihi açısından önemli bir başka coğrafya da Tayland'dır (Eski adıyla Siyam). Doğunun gizemli ülkelerinden olan Tayland, kedilerle sürekli mistik ilişkiler kurmuştur. Siyam'ın kültürel hazineleri arasında dünya tarihinin en eski kedi yazıları bulunmaktadır.  Öyle ki, kutsal sayılan kedilerden biri öldüğünde kraliyet töreni düzenlenmiştir.

Kedilere İslam dininde de büyük önem verilmiştir. Ancak bir kedi vardır ki, tüm İslam âlemindeki kedilerin kaderini değiştirmiştir. Belki de değiştirmesi görevi yüklenmiştir. O'nun adı Muezza'dırÇünkü o, Peygamberimiz Hz. Muhammed'in kedisidir. Muezza, birden fazla kedisi olduğuna inanılan Peygamberimizin en sevdiği, karamel rengi bir Habeş kedisidir. Bir gün Muezza, Peygamberimizin tam da giysisinin yenine kıvrılıp uyur. Peygamberimiz namaza çağrılınca, kediyi rahatsız etmektense giysisinin yenini keser. Döndüğünde Muezza, sahibinin önünde eğilir; bunun karşılığında da üç kere sırtı okşanır. Rivayete göre kedilerin sırt üstü düşmemesinin sırrı, Muezza'nın sırtına yüce peygamberimiz ellerinin değmesidir.

Pek muhtemel bir sokak kedisi olduğu tahmin edilenMuezza'nın Mekke'nin kavurucu sokaklarından Hz. Muhammed'in ilgisi ile kurtulmuş olduğu rivayet edilir. Kendisi de sıkı bir kedi dostu olan ve hadisleri aktaran EbuHüreyre, (Anlamı: Kedi babasıdır) Hz. Muhammed'in, kedilerin ticari alım satımını da yasaklattığını söyler.

Yine onun vasıtasıyla aktarılan bazı hadislerde "Kedisine eziyet eden bir kadının cehennemde çektiklerinden" bahsedilir. Mesaj oldukça açıktır! Kedilere iyi muamele şarttır! Bir başka efsane önerme ise "Bir kediyi öldürürsen yedi cami yaptırman gerekir" yaptırımıdır.

"Kedi'de büyük bir sır vardır."

İşte size kedilerin bazı özellikleri…

Kedi abdest edeceği zaman toprağı gelip koklar. Sağ ayağı ile toprağı eşer. Koklar. Aksi istikamete dönerek abdest eder. Tekrar koklar. Sol ayağı ile toprağı örter. İşi bittikten sonra bu defa sol patileriyle de kapatırlar ve patilerinde kum-taş kalmaması için silkelerler. Sıçrar bir iki adım sonra durur titrer arkasına bakar ve gider. Kediler su içerken dilleri arkaya doğru eğrilir ve böylece yüzlerine su sıçramaz. Köpeklerde isetersidir. Köpekler su içerken yüzleri sırılsıklam olur.

Kedide göz sinirlerinde işitme lifleri de mevcuttur. Geniş bir sahadaki sesleri işittiği gibi aynı zamanda da görür. Göz bebekleri bu işitme olayını ayarlar. Hem kulaklarıyla da, hem gözüyle de ses alır. Ve her ikisi ile de görür. Kavga eden kediler, başka tarafa baktıkları hâlde yekdiğerini arkaları dönük olduğu hâlde görürler. Diğer hayvanların kulak sinirlerinde görme sinirleri yoktur. Göz sinirlerinde işitme sinirleri bulunmuştur. Bu bakımdan kedi müstesna bir hayvan olarak halk edilmiştir.

Evde kedi beslemek sevaptır, çocuğun merhamet duygusunu geliştirdiği ve eve bereket getirdiği için Peygamber Efendimiz özellikle tavsiye etmiştir. Tesadüf müdür ki nice evliya zatların çoğunun etrafında kediler yer dolaşırdı...

Dünyada 33 farklı ırktan çoğalan 500 milyonun üzerinde evcil kedi bulunmaktadır. Kedilerin vücutlarında 290 kemik ve 517 kas vardır. Kediler tüm memeliler arasında en uykucu hayvanlardır. Her gün ortalama 16 saati uyuyarak geçirirler. Bu açıdan bakıldığında, yedi yaşındaki bir kedi hayatının sadece iki senesini uyanık geçirmektedir.

Asil ve mantıklı bir kişiliğe, mükemmel sezgilere ve akılcı bir duyarlılığa sahiptirler. Meraklı davranışları ve hayata pozitif bakışlarıyla hemen dikkat çekerler. Kendileri gibi dışa dönük yaşamayı seven ve hayata olumlu bakan insanlar tarafından tercih edilen bu kediler, iki-üç yıl içinde çocukluktan ergenliğe geçerler. Kediler son derece meraklıdır. Ne olduğunu keşfetmek için her türlü şeyin içine girip tırmanmaya çalışırlar. Kedilerin en belirgin özelliklerinden biride mırlamaktır. Özellikle çok sakin huzurlu ve mutlu olduklarında mırlarlar. Bir kediyi okşamanın kan basıncını düşürdüğü bilimsel olarak ispatlanmıştır. Fransa’da yapılan bir araştırma, kedi mırlamasının insanı stresten arındıran bir etki yaptığını kanıtladı. Mırıltı, hem kulak yoluyla hem de deriye yakın sinir uçları kanalıyla mutluluk veriyor. Bazı İslam düşünürleri kedilerin mırıldayarak “Ya Rahim, ya Rahim” diyerek zikir çektiklerini ifade ederler.

Kediler 185 derecelik bir görüş açısına sahiptirler.(Bu özellikleri sahiden güzelmiş.) Öte yandan bir kedi hayatının neredeyse % 30'unu kendisini tımar ederek geçirir. Kedilerin kendilerini tımar ederlerken harcadıkları tükürük salgısındaki sıvı miktarı, boşaltım sistemleri aracılığı ile çıkardıkları sıvı miktarından fazladır.

Kedilerin işitme duyusu da çok keskindir. İnsan kulağında yalnız 6 kas bulunmasına karşın kedi kulağında 30'a yakın kas bulunur. Bu yüzden kulaklarını çok hızlı bir biçimde sesin geldiği yöne döndürebilirler. Kedinin kulakları saniyede 25.000'e kadar ulaşan sesüstü frekanslara duyarlıdır.

Müstesna, tüylü dostlarımızı unutmayalım. Sığınma evi olmasa da sıcak yaz günlerinde onlar için kapımızın önüne bir tas su bırakabilmek insanlığın erdemliliğinden olsa gerek. Buvesiyle “Muezza” isimli kedi sığınma evinin yapımında emeği geçen herkese teşekkürler. 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Nöbetçi Eczaneler

Resmi İlanlar

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız