- 21.10.2012 00:00
Bolu’nun tarihi, turistik ve modern yeni yüzüyle gelecekte çok dikkat çekici ve tercih edilecek mekânlardan olacağını kestirebilmek çok zor olmasa gerek… Toplumsal yapıdaki değişimlere bağlı olarak, insanlar kafa dinlemek, dinlenmek, dinlenirken eğlenmek ve öğrenmek istiyorlar. Doğayla baş başa kalmak, organik beslenmek ve endemik görmek istiyorlar. Farklı ortamlar arayışındalar…
İşte Bolu bu anlamda tam bir alternatif…
Doğallığıyla, güzelliğiyle, sadeliğiyle ve tarihi dokusuyla…
Tarihi çeşmeler, türbeler, Taş Han, Orta Hamam, Tabaklar Hamamı, Kadı Camii, Saraçhane Camii, İmaret Camii, Ilıca Camii ve Karaköy Camii gibi eserlerle süslüdür Bolu’nun tarihi dokusu… Yıldırım Beyazıt Camii de, Osmanlı'nın Anadolu'ya ve Bolu’ya kazandırdığı nadide eserlerden biridir. Adeta Bolu’nun “Deniz Feneri” gibi tarihsel ve manevi dokusunun ışığını insanlara yansıtan bir değerdir. Bolu’daki tarihi camilerin efendisi görünümündedir ve ışığını dışarıdan bakanlar, manevi değerini içine girenlergörebilmektedir…
Son zamanlarda Yıldırım Beyazıt Camiinin ışıklarıeskisi gibi yanmıyor. Geceleri minareleri mürekkebi olmayan kalemler gibi ıssız, şerefeleri ışıksız… Sadece İzzet Baysal Caddesine bakan yüzü aydınlatılıyor… 6 asırlık bu eser bunu hak ediyor mu?
Yıldırım Beyazıt Han'ın Amasya Valiliği döneminde yapılmış olan bu tarihi camii tam 610 yıldır ayakta durmaktadır. Birçok doğal afet yaşayan muhteşem eserin en büyük özelliği, mihrabın iki yanında dönen sütunları… Uzmanlara göre, bu sütunlar camiinin statik dengesinde herhangi bir kayma olup olmadığını gösteriyor… Görünen o ki ecdat yadigârı muhteşem eser yüzyıllarca daha ayakta durmaya devam edecek görünüyor…
Biz bu zenginliği sergilemek yerine onu karartmaya çalışıyoruz. Bu karartmanın bahanesi her ne olursa olsun, bir an önce ışıklandırmasının tam olarak yapılmasını biz bolulular olarak sağlamalıyız. Toplumsal tarih bilincimiz, milli ve manevi değerlerimiz bunu gerektirir…
Yorum Yap