PISA ve FİNLANDİYA…

  • 4.06.2012 00:00

 OECD ülkeleri eğitim alanındaki başarılarını belirlemek, bu doğrultuda ülkelerin performansını gösteren ve birbiriyle kıyaslayan güvenilir ve güncel bilgilere ulaşmayı planladılar. OECD bu verileri elde edebilmek amacıyla, 1990’lı yılların ortalarında 15-16 yaş öğrencileri arasında uygulanmak üzere PISA(ProgrammeforInternational StudentAssessment)Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programıtesti adı verilen uluslararası bir test sistemi ile ilgili çalışmalarına başladı. PISA testi ilk olarak 2000 yılında yapıldı ve sonraki her üç yılda tekrarlandı. Sadece OECD ülkelerinin değil OECD ile ticari partnerliği olan ülkelerin de katılabildiği bu teste ilk düzenlendiği yıl olan 2000’de 43 ülke katılırken son testte (2009’da) 74 ülke katıldı.

2000 yılında gerçekleşen PISA testi sonuçlarına göre Finlandiyalı öğrencilerin yüksek bir başarı elde ettiği ve farklı ülkelerdeki yaşıtlarını geride bıraktığı görüldüğünde en çok şaşıran ise Finli ebeveynler oldu. Çünkü Finliler, ilk testin sonuçları açıklanana kadar Finlandiya’daki eğitim sistemini sert şekilde eleştiriyor, beğenmediklerini dile getiriyor ve fazla rahat buluyorlardı. İlk testin sonuçları; Finlandiya’nın o güne kadar takip etmiş olduğu eğitim politikalarının ve uygulamalarının doğruluğunu da aslında kanıtlamış oldu.

İlk testten bu yana geçen son 10 yılda eğitim, Finlandiya’da daha güçlü bir ulusal bir politika haline geldi. 2009’da düzenlenen son PISA testi sonuçlarına göre “okuma alanında” OECD ortalaması 493 puan olurken, Finlandiya 536 puan alarak Kore ve Shanghai’dan sonra üçüncülüğe yerleşti. Türkiye’nin okuma alanındaki puanı ise 464 oldu ve OECD ortalamasının oldukça altında kaldı.

Matematikte ise 541 puanı ile Finlandiya, tüm OECD ülkeleri arasında 546 puan alan Kore’den sonra ikinci, PISA testine katılan tüm ülkeler arasında ise 6. sıraya yerleşti. Tüm OECD ülkeleri arasında fen bilimlerinin birincisi ise 554 puan alan Finlandiya oldu, tüm ülkeler arasında ise Shanghai’dan sonra ikinci sırada yer aldı.

Finlandiya’da eğitimde yakalanan bu başarıda; öncelikle en büyük etkenin geçen 40 yılda değişen 20 hükümet ve yaklaşık 30 eğitim bakanına rağmen “herkese ücretsiz ve eşit eğitim” gibi Finlandiya eğitim sisteminin temel prensiplerinin asla değişmediği gerçeği büyük rol oynamış. Ülkede 1970’lerden bu yana aynı eğitim sistemi uygulanıyor. Bugüne kadarki hükümetler, bakanlar bu sisteme sonuna kadar sahip çıkmış.

Ülkenin toplam nüfusu 5.3 milyon, öğrenci sayısı ise 1 milyondan çok daha az. Bu elbette ülkede eğitim sisteminin ücretsiz olmasını kolaylaştırmış. Ülke geniş bir coğrafyaya yayılmış ve nüfus da dağınık yaşıyor. Finlandiya’da bu sorun olmuyor çünkü öğrenciler okullarına toplu taşımalarla ücretsiz olarak ulaşabiliyor. Ülkede eğitim ücretsiz, sadece eğitim değil eğitime engel teşkil edecek diş sağlığı, genel sağlık giderleri, yemek, eğitim malzemeleri ve benzeri her tür masraf da devlet tarafından karşılanıyormuş.

Fin eğitim sistemi herkese eşit, kolay ulaşılabilir, kaliteli ve ücretsiz eğitim sunuyor. Bu dört unsur sistemin başarısında büyük rol oynuyor. PISA testi sonuçları “eşitlik” konusunda bir başarıyı daha ortaya koyuyor. Sonuçlar; Finlandiya okullarından katılan öğrencilerin başarı durumu Finlandiya okulları arasında başarı konusunda büyük uçurumların olmadığını ve okullar arası başarı dengesi konusunda da diğer ülkelere oranla çok başarılı olduğunu kanıtlıyor.

Finlandiya öğretmenlerinin kalitesiyle övünüyor. Ülkede öğretmenlik en çok kazandıran olmasa da en çok rağbet gören, en prestijli meslek… Finlandiya’da anaokulu öğretmenliği dışında tüm öğretmenlerin master derecesine sahip olması zorunlu. Finlandiya; üniversitelerde yetiştirdiği ve master derecesiyle taçlandırdığı öğretmenlerine sonsuz güveniyor... O kadar güveniyor ki okullarda teftiş yok, öğretmenlerin dersi ne şekilde öğrettiğine karışılmıyor, belli bir müfredat olsa da hangi hafta hangi konuyu işleyeceği tamamen öğretmenin inisiyatifinde.

Öğretmenlerin master dereceli olmasıyla ilgili olarak “Çıta neden bu kadar yüksek tutuldu?” diye sorulduğunda Helsinki Üniversitesi Davranışsal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Patrik Schein’in cevabı şöyle oluyor: “Bir masayı ülkenin eğitim sistemi olarak düşünün ve altına küçük bir çocuk koyun. Masa aynı seviyede kalırsa çocuk büyüdükçe, boyu uzadıkça kafası masaya çarpacaktır ve onu engelleyecektir. Eğitimde çıta ne kadar yüksek tutulursa, çocuklar o kadar büyürler. Temel kural budur. Şu anda Finlandiya master dereceli öğretmenleri ile geleceğin Finli çocuklarını eğitiyor, bence tüm ülkelerin kendi çocukları için yapması gereken de budur. Biz öğretmenlerimizin kalitesine ve verdiği eğitime o kadar güveniyoruz ki bizim ülkemizde özel dersler, etütler, yaz okulları yok.Ders saati o kadar kaliteli ve verimli kullanılıyor ki bunlara gerek kalmıyor. ”

Otonomi, bu ülkede öğretmenliğin bu kadar rağbet gören bir meslek olmasının temel sebeplerinden biri olarak görülüyor. Öğretmenliğe hazırlanan kişilere şu soruyu yönelttiklerinde “Hangi koşulda öğretmenlik mesleğinizi bırakırsınız?”… bize verdikleri cevap “Bir gün birileri gelip verdiğimiz eğitime güvenmeyip öğrencilerimizin başarısını sınavla test etmeye kalkarsa bu mesleği bırakırız” olmuş. Finlandiya’da zorunlu eğitim 7 – 16 yaş arasını kapsıyor. Ancak ülkede 7 yaş alt limitini daha da aşağıya çekmek yönünde süren tartışmalar var. Fin okullarında din eğitimi zorunlu… Ama tek din eğitimi uygulanmıyor. Herkes kendi dinini öğrenebiliyor, Müslüman da Hıristiyan da kendi dinini eşit şekilde öğrenebiliyor. Ana dil konusu da Finlandiya’da oldukça önemli. Farklı ülkelerden insanların bir arada yaşadığı, çok sayıda göçmenin olduğu Helsinki’deki okullarda 44 farklı dilin öğretilebilmektedir.

Bu ülkede 4 dil bilmek sıradan sayılıyor. Çünkü Fince ve İsveçce okullarda zorunlu. Onun dışında en az 1 dil de seçmeli olarak öğretiliyor ve bu da genelde öncelikle İngilizce oluyor. Bu sebeple hemen her Finli, kendi dili dışında İsveçce ve İngilizce’yi konuşabiliyor. Çoğu da artı olarak Rusça, Almanca ve Fransızca gibi dilleri öğrenebiliyor ve hepsini de oldukça iyi düzeyde kullanabiliyor. Kıyaslamayı da size bırakıyorum… Ama düşünülmesi gereken Finlandiya’nın bu durumu, eğitimden mi kaynaklanıyor ekonomisinden mi?... Yumurta mı tavuktan tavuk mu yumurtadan?...



Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız