Bir zamanlar, kültürümüzün bir parçası olan tuvalet şairleri vardı, hatırlar mısınız?

Hani, kapı arkalarına yazılmış, ‘bunu yazan tosun…’ diye başlayan, bu çapsız yazıları okuyanların da, ‘oğlum sen daha toysun…’

Veya

‘Tarihtir insanoğlunun rehberi / Tuvalet kapısıdır…’ diyerek cevap verdikleri süzme sözler…

Bu tuvalet kültürünü bizim kuşak bilir, şimdiki nesiller bilmezler.

Çünkü

Bu şairler de, şiirleri de,  zamana yenik düştüler.

(Bu ifadeler için okuyucularımızdan özür diliyorum.)

***

Şimdiki kuşakta yazıyor, hem de ne yazma.

Bizim kuşağın şairi olan Tosun ve Tosun gibiler, şiirlerini, kapalı kapılar arkasında, yalnız başına iken yazarlardı.

Şimdikiler, kız, erkek beraberce geliyorlar, tahta kalemleri ile yazıyorlar.

Yazdıkları yer neresi?

Hükümet Meydanında bulunan, pek fazla da kullanılmayan ahşaptan sahne…

***

Dedik ya; gençler geliyorlar, yazıyorlar…

Sonra da, karşısına geçip, yazdıklarını okuyorlar, kahkahalar ile de gülüyorlar.

Sinkaflı yazılar var, hem de yakası açılmamış…

‘Beni ara’ diyerek yazılmış, telefon numaraları bile var.

Ama

Bu numaralar, sanki birilerinden hırs çıkartmak için yazılmış.

Nereden biliyorum?

Çünkü bazı kız evlatlarının, bu telefon numaralarını ağlayarak sildiğini görüyorum.

Soruyorum; ‘Kızım ne oldu, niye ağlıyorsun?’

Cevap; ‘Amca, telefon numaramı buraya yazmışlar, tanımadığım birileri telefon edip, ahlaksız şeyler söylüyorlar’

***

Kent Konseyi İrtibat Bürosunda otururken bizzat şahit olduk bu olaylara, ‘oldum’ demiyorum ‘olduk’,  diyorum.

Çünkü

Çok kişi şahit oldu bu kız evlatlarının ağlamalarına.

Başlar da müdahil olduk, kibarca ‘yazmayınız’ dedik, ikaz ettik

De

Üzgünüm

Tınlamıyorlar, ısrarcı olmaya kalksak dikleniyorlar.

***

Hükümet Meydanındaki bu sahnenin duvarlarına yazılanlar, bir iki olsa neyse.

Ama

Duvarların dört bir yanı, edepsiz yazılar ile dolu, tam bir rezalet var, yazılan telefon numaralarından mağdur olanlar var.

Bu sahnenin üzerinde atlayan, zıplayan, patenler, kaykaylar ile aşağı doğru atlayanlar, bisikletleri ile cambazlık yapmaya çalışanlar da ayrı bir vaka.

Ama

Eğlencelerin sonunda, Allah korusun,  ya sahneden düşüp yaralanmalar, can kayıpları olursa…

***

Sahne konusunda Bolu Havadis Gazetesi aylar önce’ Kaldırın bu ucubeyi’ diyerek, bir haber yapmıştı.

Biz de, bu sahnenin kaldırılacağını, yetkili kişilerin ağzından bizzat duymuştuk.

Ama

Doğru dürüst kullanılmayan bu sahne için hiçbir adım atılmadı.

Dememiz o ki;

Hem bu manevi yaralanmaların önüne geçmek, hem de canların tehlikeli durumlarla karşılaşmamaları için Bolu Belediyesi bu durumu tekrar bir değerlendirse,

Sonunda ‘Keşke zamanında tedbir alsaydık’ demese…