Daha 6. Dakikada Melihle 1-0 öne geçebilirdik Giresuspor kalecisi Kayacan müsaade etmedi.

Sonra

Akabuze ne yaptı?

Kayacan kaymayacan demedi, serbest vuruştan Boluspor’ u 1-0 öne geçiren golü attı.

Baraj hatası mı var ya da kalecinin duruş hatası?

Yok!

Ne var?

Vuruş ve dokunuş ustalığı...

***

Sonra her yanda Boluspor vardı, sağda solda, önde arkada, ötede beride…

Her yerde.

Boluspor baskı yaptıkça Giresunspor defansı da hata yaptı, ya bireysel olarak top kaptırdılar, ya da yanlış pastan çıkışta yakalandılar.

İlk yarı Akabuze’nin attığı golün dışında Melih ile 1 ve Özgürcan ile 2 defa yüzde yüzlük pozisyona girdi Boluspor.

O son vuruşlar yada dokunuşlar iyi olsaydı 3-0 galip girebilirdik içeriye.

Olmadı.

***

Giresunspor’ da kaliteli futbolcular var

Ama

Maşallah Boluspor defans bloğu onlara havadan da karadan da denizden de göz açtırmadı.

Zaman zaman Giresunspor’a karşı bariz üstünlük sağlansa da,  ikinci yarıda ilk yarılarda oynamış olduğumuz oyunu aradık.

Buna rağmen Giresunspor gol atabilir miydi?

Zordu!

Atabilmeleri için Giresunspor’un pek çok defa yaptığı hataları Boluspor’un yapmaması lazımdı.

Ama

Birkaç defa yaptı.

Ve

Bir pozisyonda çıkışta yanlış pası Giresunspor oyuncu Landel yakaladı Boluspor savunması da dengesiz yakalanınca Giresunspor Abıola ile golü attı.

Sonra…

Sonraki dakikalarda Melih ile Akabuze ile, Etuondi ile fırsatlar yakalanmasına rağmen değerlendirilemedi.

Ve maç 1-1 bitti.

***

Her rakip ciddidir, her rakip özeldir.

Her rakibinde sezon başında ulaşmak istediği bir amacı ve bu amaca ulaşmak için koymuş oldukları hedefleri vardır.

Giresunspor’da amacını süper lig olarak belirlemiş ciddi takımlardan biriydi.

Boluspor cephesinde ise merak edilen şuydu;

Boluspor ilk iki yada ilk altıyı amaç edinmiş ciddi bir rakip ile karşılaşacaktı.

Da

Ne yapacaktı?

Gördük!

Fazlamız çok, eksiğimiz az…

***

Ne demiştik;

Vuruş o son dokunuş…

Eğer bir amaca kilitlenmişsek vuruş ta önemli dokunuşta…

Saha içinde kaleye doğru dokunursunuz gol olur, saha dışında ise ilaç olur kalplere, ruhlara…

Ah bir becerebilsek…

O küçücük dokunuşlardaki büyüklüğü bir görebilsek.