5 gole ihtiyacımız olsa, hoca ya da başkan çıkıp dese ki;

‘Bu maçta 5 gol atar turu rahat geçeriz, siz yeter ki tribünleri doldurun, takımımıza destek verin.’

Ne yaparız.

‘Bunlar ya sayı saymasını bilmiyorlar, ya da bizi ahmak sanıyorlar.’der ve güler geçeriz.

Yanlış mı?

1 değil 2 değil, 3 değil, 4 değil 5 gol atacaksın, atarken de hiç gol yemeyeceksin.

Peki bu mümkün mü?

Mümkün!

Ama çok ama çok zor bir ihtimal.

Çünkü karşındaki amatör bir takım değil, karşındaki takım Göztepe.

İşte bu Göztepe’ye 5 gol atamayabiliriz.

Ama bize 5 değil önce 2 gol lazım, o golleri de bulabiliriz.

Sonra o coşku ile 3. Golü de bulabiliriz.

***

Göztepe’nin 2-0 lık bir ilk maç avantajı var, ama Pazartesi günü oynayacakları 2. Maçta dezavantajları da var.

Mesela Göztepeli futbolcuları gaza getiren Bornova Stadı Bolu’ya gelmiyor,

Futbolcunun saha içersindeki direncini hiç düşürmeyen aksine artıran statda ki o  muhteşem seyircide…

Belki, de ilk maçta yıldız futbolcumuz Santos’u ilk yarı kilitleyen ve oyun oynatmayan ama sakatlanarak oyundan çıkan Gusso’da…

Bunlar maç öncesi avantajlarımız.

Başka?

Göztepe’nin deplasman karnesi de iyi değil, gol yedikten sonra çabucak moral çöküntüsü içersine giriyorlar, toparlanamıyorlar.

***

Peki bizim yapmamız gerekenler var mı?

Bence var!

Göztepe maçında Santos’a yaptıkları markajı Bolu da da yapabilirler, yani yine kilitlenip kalabiliriz.

O zaman başka yerleri zorlayacak alternatifler lazım.

Kim olabilir?

İyi bir Anco olabilir.

Manisaspor maçında da sahada bekliyorduk sakat dediler.

Göztepe maçında yine bekliyorduk, yine sakat dediler,  göremedik.

Araştırdık

Sakatmış.

Duygusallığa bağlı olarak KAFADAN…

Bu saatten sonra yapılacak şey takıma katkı sağlanacağına inanılıyorsa, kafa sakatlığı da(!) giderilmeli ve Anco Göztepe maçında sahada ki yerini almalıdır.

Final oynama şansımız hala daha devam ediyor.

O zaman okyanusları geçip, derede boğulma durumunda kalınmamalı ‘keşke şunu da yapsaydık.’ durumuna düşülmemelidir.

***

Kuraklık var, yağmur yağmıyor, nefesi kuvvetli bir hoca getirmişler, hep beraber tepeye yağmur duasına çıkmışlar, akşama kadar dua etmişler, bir damla yağmur düşmemiş...
“Hani hocaefendi, yağmur nerede?”
Hoca terslemiş:
“Sizin kalbiniz bozuk!”
“Niye?”
“Eğer yağmur yağacağına inansaydınız, şemsiye taşırdınız. Bir ben inandım, şemsiye aldım, o da yetmedi!”

Yani bu maç öncesinde herkes işini en iyi şekilde yapmalı,

Bu maçı kazanacağımıza taraftar kadar, başkan ve yönetim, futbolcularda inanmalı,

Kalp bozukluğu yaşanmamalıdır.

Önce 2-0 gelmeyi,

Sonra 3-0 bulup Göztepe’yi elemeyi düşünüyorsak, bir iki kişinin şemsiyeli gelmesi yetmez, bu maça herkes şemsiyeli gelmelidir.