- 11.06.2014 00:00
Seçim öncesini hatırlıyorum da…
Ne güzeldi o meydanlar,
Hele hele İstanbul’da yapılan o muhteşem mitingi görünce;
Gıpta etmediysem
“Şimdi İstanbul’da olmak vardı anasını satayım.” diye düşünmediysem yalan olur.
Yer gör gelincik tarlasıydı sanki
Ellerde Türk bayrakları,
Sonra öz be öz Göktürk müziği dombıra…
O an
Milli ruh tavan yapmıştı;
“Tek bayrak, tek devlet, tek dil, tek vatan.”diye haykırıyordu meydanlarda Müslüman.
Karanlık bir el geliyor ve namus diye nitelendirdiğimiz bayrağımızı gönderden indiriyor,
Sonra
Anadolu’nun doğusu batısı, güneyi kuzeyi bir sel oluyor ve tek vücut olup koşuyor.
Ve bayrağı göndere çekiyor.
AKP’nin seçim reklamıydı bu reklam!
Sonra ne oldu?
Milli ruh yine tavan yaptı.
Ama bu reklamdı,
Diyarbakır Cizre de yaşadığımız ise gerçek…
Türkiye Cumhuriyetinin teminatı olan askeri kışladan, bayrağımız karanlık ellerce indiriliyor,
Herkes bakıyor ve sonrasında da topu birbirine atıyor.
Gözler ise, reklamda koşanları arıyor ama bulamıyor.
Hatırlar mısınız?
Mitinglerde birileri vardı ve en ön saftalardı; ellerinde bayrak üzerlerinde ise bembeyaz kefen.
Ama Lice’de bayrak indirilirken, namus incinirken…
Bakıyorsunuz;
Ne gelen var ne giden. Ne de iki kelam laf eden.
Memleket bölünüyor, her yana PKK bayrakları asılıyor.
Bize de sormak kalıyor;
Neredesin “Tek bayrak, tek devlet, tek dil, tek vatan.” Diye haykıran,
Üzerine kefen giymiş Müslüman!
Kanı akıtılan Müslüman kardeşlerimiz için canımız yanıyor,
İşte Mısır, işte Suriye işte Arakan!
Çıkmışız meydanlara bağırmaktayız; ”dursun artık akan kan.”
Lakin
Doğu Türkistan da Çinli katiller, Müslüman Uygur Türkleri de katlediliyor,
Nedense
Müslüman Arap Kardeşlerimize meydanlarda destek verenler
TÜRK deyince BAYRAK deyince susuyor, akılları şaşıyor, gözler ise onları arıyor,
Arıyor ama bulamıyor.
Ne diyelim,
Kardeşim biraz da MÜSLÜMAN Uygur Türkleri için yan,
Allah rızası için bir tepki koy, bir tepki koy be Müslüman!
Meydanlar da Türk bayrakları ile yapılan mitinglerle,
Milli ruha hitap eden söylemlerle,
Hele hele o televizyon kanalların da yapılan bayrak reklamı ile
Gıpta etsek te, o milli duruş ile
Gururlandık, onurlandık, sevindik; sizler daha fazla sevindiniz.
Ama gerçek alemde, O Türk bayrağı gönderden indirilirken,
Neden başınızı öne eğdiniz?
Gözlerimiz meydanlar da hep sizleri arıyor, neredesiniz?
Sizinki de gönül bizimki de… Sizin ki cansa bizimki de can
Sizin adınız Ahmet, Mehmet, Süleyman’sa,
Bizim adımızda Ahmet, Mehmet, Süleyman.
Biz meydanlardayız
Siz neredesiniz be Müslüman!
Uzatmanın alemi yok, tariflere sığmaz bayrak ve vatan aşkının anlamı,
Onu diliyle söyleyenler değil,
“…Aynası ufkumun, ateşten bayrak!
Babamın külleri, sen, kara toprak!
Şahit ol, ey kılıç, kalem ve orak!
Doğsun BÜYÜK DOĞU, benden doğarak!”Diyen Necip Fazıl’ı,
“Ey mavi göklerin kırmızı ve beyaz süsü,
Kız kardeşimin gelinliği şehidimin son örtüsü...”Diyen Arif Nihat Asya’yı,
Yine Bayrak şiirinde
“…Ey dipdiri meyyit, 'İki el bir baş içindir.'
Davransana... Eller de senin, baş da senindir!
His yok, hareket yok, acı yok... Leş mi kesildin?
Hayret veriyorsun bana... Sen böyle değildin.
Kurtulmaya azmin neye bilmem ki süreksiz?
Kendin mi senin, yoksa ümîdin mi yüreksiz?..”Diyen Mehmet Akif Ersoy’u yüreğiyle okuyanlar bilir.
Dün,
Çanakkale de , bir hilal uğruna, vurulup tertemiz alnından uzanmış kefensiz yatanlar,
Sakarya’da Necip Fazıl ile
Bana KEFENDİR yatak, sana tabuttur havuz;
Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber Kılavuz!Sözlerinin anlamını bulanlar,
Ve
“…Sakarya, sâf çocuğu, mâsum Anadolunun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!”İfadesindeki şuura varanlar
“Tek bayrak, tek devlet, tek dil, tek vatan” için şüheda olanlar,
Bugün;
Lice de bayrak indirildikten sonra yine meydanlardaydı,
Ve
Ataları gibiydi; kefensiz ve beklentisiz…
Yorum Yap