“Olmadı Mehmet abi (Altındağ)”dedim,

Şaşırdı kaldı.

Herhalde böyle bir çıkış beklemiyordu...

“MHP nin atkısı ile camiye gelmen bence yanlış.”

Niye?Diye sordu.

“Allah’ın evindeyiz, burada hepimiz aynı düşünceler içersinde kıbleye yönelmiş ibadet etmeye çalışıyoruz. Eğer sen MHP nin atkısı ile gelirsen, diğeri Ak Partinin ya da Saadet Partisinin ya da CHP nin atkısı ile gelirse...

Sözümü tamamlayamadım,

Koca adam ufaldı, utandı parti atkısını hemen paltosunun içine itina ile sakladı ve kucaklayarak “haklısın Hocam.”dedi.

Camiler Allah’ın evleridir

Bu kutsal mekânlara;

Ak Partilisi de gelir, CHP lisi de MHP lisi de, SP lisi de, TKP lisi de...

Kimse kimseye “niye geldin?” diyemez,

Ve de

Hiç kimse de buraların bir santimetre karesini sahiplenemez.

Bu kutsal mekânlar,

Birleştirendir, ikileştiren değil.
Yakınlaştırandır, uzaklaştıran değil.
Barıştırandır, dargınlaştıran değil.

Belki ibadetlerimizi tam anlamı ile yerine getiremiyoruz,

Ama

Allah’a iman ediyoruz.

İman ettiğimiz için de namaz ibadetini yerine getirmeye çalışıyoruz.

Ortalık hakikaten çok gergin,

Bizler 12 Eylül’ü yaşadık, sağ sol diyerek bölündük.

Ama bugünlerdeki gibi de aynı Allah’a, aynı Peygambere, aynı kitaba inanan ve aynı Kıbleye duran iman sahibi insanlar olarak bu kadar bölünmemiştik.

“İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş sayılmazsınız.”Hadis-i Şerif’i doğrultusunda,

Siyasi görüşlerimiz farklı olsa da,

Bu değerlere önem veren taraflar olarak, birbirlerimizden sevgilerimizi hiç ama hiç esirgememiştik.

Ama ne yazıktır ki, bugünlerde sevgimiz de bölünmeye çalışılıyor.

Siyasetin kaymağını yiyenler,

Kendi gelecekleri için bu Müslüman memleketin Müslüman evlatlarını;

Allah adına, Peygamber adına bölüyor.

Müslümanların arasına kin, nefret ve husumet tohumları ekiyor.

Bu davranışlar ile de belki bilerek belki de bilmeden Müslümanların şuur altına şiddeti yerleştiriyor.

Bunlardan etkilenen ve 850 lira ile geçinmeye çalışan asgari ücretli,

Aldığı maaş ile sefilleri oynayan emekli, memur ve esnaf ise birbirleri ile kavga etme noktasına getiriliyor.

Geriliyor, sinirlendiriliyor...

Şeyh Edebali’nin,“İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın.” Sözünü, sözde kullananlar, bu ülkenin insanlarını, ekonomik olarak rahatlatamayanlar, insanca yaşatarak etrafında toplayamayanlar,

Dini hassasiyetleri öne çıkartarak, bölerek ve kutuplaştırarak toplamaya çalışıyorlar.

Politikanın en kirli olduğu bir dönemden geçiyoruz.

Siyasetin çirkin yüzünün etkisinde kalmış ve kafalarında onlarca soru işaretleri ile

Ya sevdiklerinin karalanması,

Ya da, inandıklarından hayal kırıklığı travması yaşayan insanlar,

Camilerde yan yana saf tutuyorlar.

Namaz bitiminde kucaklaşıyorlar.

Sosyal hayatımızdaki bu bölünmüşlüğü, lütfen Camilerimizde ve inançlarımızda yaşamayalım. Buralara siyaseti sokmayalım,

Arkalarında kendilerine inanarak saf tutmuş olduğumuz İmamlarımıza bu çirkef ve gergin ortamda büyük görevler düşüyor.

Değerli İmamlarımız!

Lütfen sizlerde bu kritik dönemde vaazlarınızı, sohbetlerinizi kul ya da kullar adına değil ALLAH adına yapınız.

Yorumlarınız da kılı kırk yarınız, birleştiriniz, kucaklaştırınız, yakınlaştırınız

Aksini yaparsanız, sizlerde vebal altındasınız.

Ne demiştik?

İman olmadan namaz olmaz,

Onun için lütfen bizleri imansız koymayınız.

Aha Suriye, Aha Mısır,

Allah’ı bir, Peygamberi bir insanlar ‘Allah’ diye diye, ‘Peygamber’ diye diye birbirini boğazlıyor,

Menfaat kayığınabinip gidenler,

Kendi geleceklerini düşünenler,

Din adına, Müslümanları imamın kayığına bindirip yolluyor.

Din üzerinden hassasiyetleri kaşıyan karanlık güçler ise mutluluk içersinde göbeklerini kaşıyor.

Üzgünüm ama

Ekilen bu inat hırs ve kin tohumları ile birbirimize girme sırası, Allah korusun bize geliyor.

Nice “dava adamıyım” diyen insanlar dünyevi menfaatler karşısında eğilip bükülüyor, kılıktan kılığa, renkten renge giriyor.

Dün ak dediğine bugün kara, kara dediğine de ak diyor.

Oyumuzu kime atacaksak atalım,

Lakin

İslam’ın yüce anlayışını bile İslam adına değil, kendilerini kurtarmak amacı ile yapmaya çalışanlara,

Ya da

Ülkemizi bir Suriye bir Mısır yapmak için uğraşanlara karşı uyanık olalım,

Sevgimizi, hoşgörümüzü paylaşalım,

Yakınlaşalım, kucaklaşalım.

Bizlerin Müslümanlığının kullara göre değil, Yüce Allah’a karşı olduğunu hatırımızdan hiç çıkarmayalım.