Boluspor’u çok sevmeyelim…

  • 23.10.2013 00:00

 

Yine bir kongre var; var da…
Bir şeyler değişecek mi? değişecekse ne değişecek…
Mesela; Büyük Camii önünde dilenip Karaçayır Camii önünde dağıtma düzeni değişecek mi?
Yöneticinin kapı kapı dolaşıp para aramasının,
Önüne geçilecek mi?
Trilyon harcanarak alınan futbolcuların kas gruplarına kondisyon kazandırılması için yapılan egzersizlerin pek çoğunun fitness egzersizleri sayesinde olduğu hatırlanacak ve bir fitness salonu hizmete sunulacak mı?
Büyük hedeflere ulaşmanın yolunun; Boluspor’u çok sevmekten değil, profesyonel düşünmekten geçtiği bilinecek mi?
Hatır gönül transferlerinden vazgeçilecek mi?
Hep tüketen değil, üreten durumuna geçilecek mi?
Bundan önceki yönetimler tarafından oluşturulmuş olan, son sezonların en iyi alt yapısı daha da geliştirilecek mi?
Geçmiş sezonlardan gelen borçlar azaltılacak mı?
Ümit bağlayarak transfer edilen, okullarına kadar ilgilenilen futbolculara antrenmanları kadar, fiziksel gelişimleri içinde beslenmelerinin önemli olduğunun ve sadece karın doyurmanın yetersiz olduğunun farkına varılacak mı?
Sahaların yetersiz olduğu görülecek ve daha iyi sahalara kavuşmak için çabalarımız olacak mı?
Yukarıda saydığımız ve örneklerinin daha pek çok olacağı işler mi yapacağız;
Yoksa yine her sezon yaptığımızın aynısını yaparak aynı şeyleri mi yaşayacağız,
Farklı yollar aramayacak mıyız?

     2000 yılında bir yazı yazmışız evet 2000 yılında…
     “…Eğer Boluspor sevgisi sözde değil özdedir diyorsanız; yeni kalkınma planlarında olmalı, ufku geniş düşüncelerle dolmalı gönlümüz. Yoksa kahve köşelerinde, restaurantlarda içki kadehlerinde, saçak altlarında, Boluspor nutukları atılmakla varılmaz menzile. Geçmişi unutmadan bugünü yaşarken, yarını tasarlamakla varılır ideallere…” demişiz.
Yine aynı şeyleri yaşayacaksak ne gerek var kongrelere…
     Yine aynı yazımızda...
     “…Ne zaman bu takımın hocası, futbolcusu, çalışanı para kaygısı olmadan, gelecek kaygısı taşımadan psikolojik olarak rahatça çalışacak. Hangi zaman bu takımın yöneticisi para peşinde koşmak yerine yenilikler peşinde koşacak.
Her sezon para problemi yaşanıyor, her sezon kelli felli insanlar, bu takıma para bulabilmek için mevkilerini makamlarını ayaklar altına alarak para dilenmeye çıkıyor. Sağa sola gebe kalıyor.
Elindekileri har vurup harman savuran, nerde akşam orda sabah zihniyetiyleyaşayan ve her gün “para para” diyerek başımıza musallat olan ve adı Boluspor olan bu hovarda evlada, kendine yetecek işler kuruversek” bundan sonra kendi hayatını kendin düzenle, biraz in vatandaşın sırtından” desek yanlış mı düşünmüş oluruz ki !!! ”

     Her neyse!
     “Bir kulüp nasıl doğar” sorusuna bir cevap bulursak emin olun “bir kulüp nasıl batar”ında ensesinden yakalamış oluruz.
Eğer “nasıl batar”ın cevabını bulursakta “nasıl kurtulur” un sırrına ermiş oluruz..

     2000 yılında böyle yazmışız...
     Aradan 14 sene geçmiş, biraz kıpırdanmışız, bazı güzel şeyler imzalar atmışız,
Sonra...
Az gitmişiz uz gitmişiz, dere tepe düz gitmişiz. Çayır çimen geçerek, lâle sümbül biçerek; soğuk sular içerek, altı ayla bir güz gitmişiz. Bir de dönüp ardımıza bakmışız ki; ne görelim?
14 senede zar zor toplanan paralar, yel gibi gelmiş, sel ile gitmiş, ama kalıcı akarlar bulmak, yöneticinin, esnafın sırtından inebilmek için adımlar atamamışız.
Seyrettirdiğimiz futbolculardan ilaç niyetine bir tane bile almamış, paralarımızı menajerlere kaptırmış, sezon sonlarında yine “ben nerede nerede yanlış yaptım”a bile kafa yormamışız.

     Her zaman yaptığımızı yaparak,
     Şampiyonluklar kovalayarak hedeflerimize ulaşamıyorsak, her sezon biraz daha borçlanarak, geleceğimizi karartıyorsak,
Sportif başarısızlığın yanında, mali başarısızlıklar yaşıyorsak, hadi bunları geçtim,
Süper Lige bir futbolcu satamıyorsak, alt yapıdan futbolcular çıkaramıyorsak,
Her sezon gıdım gıdım toplanan paraları havalara dağıtıyorsak,
Artık şöyle 3 sezonluk ama içi dolu açılımlara kafa yorsak… Koyduğumuz hedefleri, sporseverlere her sezon için ayrı ayrı sunsak,
isim hakkı konusunda şartların ne olduğunu kongreden önce açıklasak, sporseverlere değerlendirme zamanı bıraksak, kongre günü vatandaşın iki ayağını bir papuca sokturmasak.

     Kısacası;
     Yönetimdeki bazı isimler değişecek ama düşünceler hep aynı kalacaksa, o zaman bir sonraki kongrede de yine aynı şeyleri konuşacağız demektir.
O zaman ne gerek var kongrelere…
Dedik ya; büyük ve çağdaş düşüncelerle ulaşılır hedeflere.        
                                                                                                 
                                                        


Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız