ASKER MEKTUBU (SEVDAYA DAİR)

  • 10.01.2011 00:00

            Yine sessiz ve sensiz bir gecenin göğsündeyim. Gecenin göğsü soğuk Gülüm, senin göğsüne hiç benzemiyor. Gecenin sensizliği ürkütücü ve yalnızlık-hiçlikle dolu, senli çokluğuma hiç benzemiyor. Gecenin sessizliği gözyaşıma gebe, senli gülüşlerime hiç benzemiyor.

            Sen, sensizlik nedir bilir misin Gülüm. Sensizlik Sürmene bıçağı misali saplanıp kaldı mı iki memenin orta yerine… Sensizliğin sessizliğinde kulakların şarapnellerle parçalandı mı? Sen sensizliğin katlanılmaz hasretini bilir misin Gülüm. Ben şimdi sensizliğin volkanında teslim etmişim yüreğimi ateş parçası mağmalara… Ayinlerim- zikirlerim sanadır Yar!

   Sanadır artık sabah ezanlarımın sedası. Sanadır yarınlarımın sevdası…

            Kadınım- karıcığım, gecenin dört üne on kalayı çalıyor saatim. Ve ben senin hasretini-özlemini kokluyorum nöbet kulemde. Sana hasret dolu bugünleri-geceleri-saatleri işliyorum iliklerime.

            Kadınım, ömür bilip can saydığım. Az önce kilerden iki elmayla, iki mandalina çaldım. Şuan tam karşımda duruyorlar ve ben kıyamıyorum onları soymaya. Onlara bakıp dalıyor gözlerim. Oyunlar oynuyorum. Bir tanesi sen oluyorsun, bir tanesi ben. Omuz omuza dayayıp ayıramıyorum onları birbirlerinden. Senli gözler çiziyorum üzerlerine ve senli cümleler fısıldıyorum kulaklarına.


            Kadınım-karıcığım, bizli yarınları düşün. Düşünki yüreğinde sevdamız arşa ulaşsın. Senle doğacak mutluluklarımızı düşün. Çoğalmamızı ve çok olmamızı ve sevdamızın yeşermesini, filizlenmesini, boy atmasını düşün…

            Kadınım-karıcığım, bak saat sabahın beşi artık ve çölün sessizliğinde böğüre böğüre ağlayarak geçen tren, bozkırı ortadan ikiye bölüyor. Üşenmedim saydım Gülüm; tam 32 vagon. Tam 32 sensiz vagon bozkırı sabahın ilk saatlerinde ağlayarak ikiye bölüyor. Ben çok ağladım Gülüm. Böğürerek-salya sümük-ciğerlerimi yırtarcasına ağladım. Seninle, sensizliğine ağladım… Sabahın beşinde, gecenin içinde, gün ortasında, caminin hocası ikindi ezanını okurken ben böğüre böğüre ağladım. Sarhoşken, ayıkken, senleyken, ben sensizliğinle ağladım… Bak Cantanem, şafağın bu ilk ışıklarında odamızda duvarda asılan yarınlarımıza bak. Sana el sallayan bizlere bak.

Tebessümlerle yıkanan ırmakları görüyor musun? Bak şu gülüşlerle açılan deniz, o bize Akdeniz, başkalarına kara. Ansızın bizim oralar düştü aklıma. Sen bizim oraları bilir misin Gülüm. Bizim oralar diyorum. Bak sana yaylalardan papatyalar topluyorum. Sen bizim oraların çiçeklerini bilir misin Gülüm. Hepsi sen kokan çiçekler. Ne olursun Gülüm, gel tut kolumdan beni sen kokan çiçeklere götür. Ne olursun Gülüm, gel tut kolumdan al götür beni bizlere, bizli sonralara… Ben seni çok özledim be Gülüm. Al götür beni buralardan, sensiz haritalarda yaşamak istemiyorum.

              Kadınım-karıcığım, bak yine sabah oldu. Artık uyumak istiyorum. Sana uyuyup, bize uyanmak istiyorum. Ben senle ölüp, sana doğmak istiyorum.

Al götür beni buralardan, yarınlarımızın önüne at. Ser halı gibi oturma odamıza. Serp damla damla mutfak penceresinin önüne koyduğun menekşelere… Yapraklarında çığ olayım ve oradan özüne karışayım. Al olayım, mor olayım, pembesi, mavisi olayım. Renk olayım, rengârenk olayım karalarına…

   Al beni götür Gülüm sizin oralara. Kömürün karası olayım. Sahilde bir balık lokantasına kurul, tabağında levreğin, salatanda marulun olayım. Bardağında rakın, yüreğinde hasretin olayım Gülüm…

   Kadınım- karıcığım, al götür beni buralardan, yüzünde güneş, gününde yoldaş olayım. Al götür buralardan beni Gülüm, yoluna kurban olayım, ömründe can, canında canan olayım.  Çabuk yetiş be Gülüm, dayanacak dermanım kalmadı gayri…

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız