RUH DENİZİNİN MÜREKKEBİ

  • 28.08.2011 00:00

 

     Bizbolulular.com,  aktif binlerce ziyaretçisinin olduğu bir haber portalı olarak Bolumuza çok şeyler kazandırdı ve kazandırmaya da devam edecek inşaallah. Naçizane biz de klavyelere Rabbimin izniyle yeniden merhaba diyeceğiz. Kadim dostum Emin Candan ile bu yolda yürümek bizim için keyif olacak. Yazıma, suni ve hissiz gündem işgal eden meselelerden ziyade  ruh denizinin mürekkebiyle  başlamak istedim.

Ruhumuzun gece yürüyüşü…Geceleyin evinize hırsız girerse ne yaparsınız? Hiç ses çıkarmaz bir köşede bekler, evinizden ne alacaksa alıp gitmesine göz yumarsınız ya da müdahele edersiniz. Müdahele her zaman kolay olmaz. Yapacağınız her müdahele karşılık göreceği için, mücadele etmek bir felakete sebep olabilir. Tek pratik çözüm ışıkları yakmak olacaktır. Aslında bu sahne yaşamlarımızın canlı bir kesitidir.  Işık yakmak ilk basamaktır. Görmek, fark etmek için hayatımızda ışık yakmak zorundayız. Yakmazsak ne olur? Hırsızı karanlıkta göremeyeceğimize göre bize vereceği zararı seyretmiş oluruz. Hırsız bizim dünyamızı karartan “Nefs” olunca sebep olacağı zarar düşünülemeyecek kadar büyük olabilir. Çoğumuzun içinde bulunduğu, bazılarımızın içinden çıkmaya çalıştığı, nefs-i emmare bataklığından söz ediyorum. Zalim nefs de denen nefs-i emmare genellikle bilinç dışı işler. Bizim sesimizle konuşuyormuş ve en içten gelen arzularımızı ifade ediyormuş gibi görünür. Bu nedenle ona nadiren direniriz. Zalim nefs, biz farkında olmadan bize hakim olur ve bu durum gerçekleştiğinde, onun etkisine karşı mücadele etmeyi bile denemeyiz. Ona isyan düşüncesi asla aklımıza bile gelmez. Çok sayıda insanın yaşamlarının büyük bir kısmını zalim nefsin egemenliği altında geçirmesinin nedeni budur. Bir çok halde, nefsin dışyüzü, içyüzünden farklıdır ve başkalarının huzurnda, yalnız başına olduğu zamandan farklı davranır. İnsanların yanında iken onları över, yüzlerine karşı dürüstlük gösterisi sergiler, onların yokluğunda ise tersini yapar. Bu sıfat ancak ihlas yoluyla nefsten silinebilir. Kişisel gelişim yolunda bazı kimseler bu düzeyde sıkışır kalır. Bir çok insan ise, oldukça etik ve ahlaklı yaşamlar sürmeyi becerir ve yalnızca zaman zaman zalim nefsin etkisine tutulur.

Mutasavvıf Bayezid-i Bestami der ki; “ İnsanla Allah( c.c) arasındaki en kalın perdeler irfan sahibi kimsenin irfanı, ibadet edenin ibadeti ve dindarın dindarlığıdır”. Kendimizi hiçbir zaman nefs-i emmarenin etkisinden tam olarak kurtaramayabiliriz. Yapabileceğimiz en iyi şey; onu kontrol etmek ve onun kapının önünde yatmasını sağlamaktır. Benliğin en arınmış düzeyinde bile onun izleri kalabilir. Rabbim,  kendisiyle aramızdaki bu perdeleri fark etmeyi cümlemize nasip eder inşaallah.

Yazıma  esas teşkil eden bilgileri, yakın zamanda sabırla okumaya başladığım bir kitapdan sizlere aktarmaya çalıştım. Kitap “kalp, nefs ve ruh” adıyla Prof.Dr.Robert Frager tarafından yazılmış. 

Mübarek Ramazan-ı Şerifin nasıl geçtiğini bile anlamadan arefesine geldik. Hayatımızın dolu dolu yaşanan bir hayat olması dileğiyle, bütün müslümanların Ramazan Bayramını şimdiden tebrik ediyorum.

Selam ve saygılarımla.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız