OLDUM olası Beyaz Et Festivali ilgimi çekmedi. Bugüne kadar yapılan hiçbir festivale katılmak ta nasip olmadı doğrusu. Bu yıl kaçıncısı yapılıyor onu da bilmiyorum. Çevreye verdikleri büyük zararlar nedeniyle ben zaten tavukçulara kızgın ve kırgın da birisiyim. Benim gözümde onların her birisi çevre düşmanıdırlar.

Ama bildiğim bir şey varsa festival enikonu pahalı bir organizasyon. Sponsorlar bu organizasyonu finanse ediyorlardır diye düşünüyorum. Yani bu festivalin en büyük destekleyicileri ilimizdeki tavukçuluk firmaları olması gerekiyor ama anladığım kadarıyla ve Yurdaer Kalaycı ağabeyin feryadına bakarsak otel işletmecilerinden de destekleyici olunması isteniyor.

Festivallerin temel amaçlarından birisi yapıldığı ilin özelliklerini bütün Türkiye’ye ve hatta dünyaya duyurmaktır. İlimizdeki Beyaz Et Festivalini de bu kapsamda değerlendirdiğimizde belki Bolu’yu tanıtmakta faydalı gibi görünse de, asıl olan şu dur ki, Bolu’nun bu şekilde tanıtıma zaten ihtiyacı yoktur. Ve Beyaz Et Üreticileri Bolu’nun tanınmışlığından ziyadesiyle faydalandıklarından Bolu’ya borçludurlar. Onlar Bolu’da yokken de Bolu bütün Türkiye tarafından biliniyordu. Hatta “Abant, Yedigöller, Gölcük isimleri ve aşçıları” ile dünyada bilinen bir şehirdi. Bu yüzden hem festivali hem de bütün tavukçuları gereksiz buluyorum. Bu konu da ben hala daha ilkel bir şekilde köylerde yetiştirilip pazarda satılan tavuğu tercih ediyorum.

Amma velâkin, bu yıl ki Beyaz Et Festivali organizasyonu yapanlara naçizane bir öneride bulunmak istiyorum. Eğer amacınız tanıtım ise bu yıl Bolu’da bu festivali yapmaktan vazgeçip, Afrika’da açlıktan hayatlarını kaybedenlere yardım edin. Festival için harcayacağınız miktar kadar Tavuğu Somali’ye gönderin. Hiç olmazsa “Bolulu Beyaz Et Üreticilerinden Somali’ye 10 Tır dolusu tavuk” şeklinde haberlerle uluslararası medyada yer alırsınız. 

Aziz Nesinlik hikâye

Kamu’da hangi hizmet özelleştirilirse o hizmette ya aksamalar oluyor, ya da Aziz Nesinlik hikâyeler çıkıyor. 

Önce sadece bizim başımıza geldiğini sanıyordum ki bir başkasından da aynı sözleri duyunca orta da bir Aziz Nesinlik hikâye olduğunu anladım. Efendim konuyu fazla uzatmayalım, demem istemem şu ki, Bolu Belediyesi dijital saat uygulamasına geçiyor. Ve herkesi de dijital saat takmaya zorluyor. Sorun da bu zorlama işinde yaşanıyor zaten. Boş daireye yüklü miktarda faturalar gönderiyorlar ve itiraz edildiğinde de sizde saatinizi dijital yapın deniliyor. İki aydır kullanılmayan daireye su saatiniz bozuk denilerek su faturası gönderilmesini kim nasıl izah edecek doğrusu çok merak ediyorum. Bu işi yapanlar sanırım çok sık adliye koridorlarında gezecekler gibime geliyor.

Başın sağ olsun Bülent Çiftçi

Uzun yıllar Hürriyet Haber Ajansında birlikte görev yaptığım Sevgili Bülent Çiftçi tamda doğum gününü kutlayacağı gün annesinin vefatı üzerine büyük bir acı yaşadı. Merhum Kudret Çiftçi hanımefendiye Allah’tan rahmet dilerken, sevgili arkadaşım Bülent Çiftçi’ye de sabırlar diliyorum.