- 29.11.2015 00:00
Konya’nın içinden yıllarca geçtiğim halde Hz. Mevlana türbesini ziyaret etmek nasip olmamıştı.
Son dört yıldır içimde ki bu istek daha da arttı. Uzun zamandır istediğim fakat nasip olmayan bu yolculuğu hafta sonumu planlayarak gerçekleştirme imkanı buldum.
Amacım İlahi Aşka ulaşmanın yollarını fısıldayan Hz. Mevlana ve Hz. Şems-i Tebrizihazretlerinin yaşadığı topraklara ayak basmak ve ruhlarına Allah’ım kabul ederse bir Fatiha okuyup geri gelmekti.
Güzel bir sonbahar günü çıkılan yolda hedefe ulaşmaya çok az kalmıştı ki türbenin bulunduğu kısımda muhteşem bir kalabalık gözüme çarptı.
Arı kovanı gibi, girenler ve çıkanlar…
Aklımda yüzlerce soru işareti ile avluya girdiğimde zorla elime tutuşturulan üzerinde bedava yazan bilet vardı. Kendi kendime bu bilet bedava ise neden bu masraf yapılarak illa bilet veriliyor diye sormadan edemedim. Hem ağaçlara hem de saatlerce ayakta duran görevliye yazık değil mi? Kaç kişinin ziyaret ettiğini hesaplamak isterseniz sayaçlı turnike veya sayım yapan kameralardan koyabilirsiniz.
Neyse içeride bulunan uğultu ve izdihamın yönü Hz. Mevlana’nın sandukasının bulunduğu alanı işaret ediyordu bana. Hemen oraya yöneldim yönelmesine ama içeri girmek ne mümkün. Herkesin bir elinde cep telefonu bir elini açmış dua ediyor. İlerlemek mümkün değil, her detayın tüm ziyaretçiler tarafından fotoğraflanması lazım… Malum ilerde torunlarımıza göstereceğiz, bak bu el yazması Kuran-ı Kerim…
Zorla ulaştığım sandukadan bir iki karede ben çektim. Diğer kutsal emanetlere sadece bakmam benim için yeterli idi. Önemli olan fotoğraflamak değildi benim için…
Oraya daha önceki yıllarda gelen arkadaşlar arka fonda ney müziği olduğundan bahsetmişlerdi ney sesinin yerine görevlilerin “ilerleyelim arkadaşlar ve flaş kullanmayalım” cümleleri sürekli olarak tekrar ediyordu.
Dışarı çıktığımda hala daha içimdeki ses “Gel ne olursan ol gel” diyordu… Hala daha bir şey eksikti içimde.
Bu öğretilerin yol göstericisi Hz.Şems-i Tebrizi’nin ruhuna Fatiha okunmadan gitmek olmazdı. Kısa bir yol tarifinden sonra gittiğim cami ve türbede o kadar çok az insan vardı ki, Türkiye’de öğretmenlere verilen değer aklıma geldi nedense.
Hz.Mevlana’ya İlahı Aşk’a ulaşmanın formülünü veren kişinin türbesi olarak kabul edilen sandukanın olduğu yerde toplasanız otuz kişi yoktu ve güler yüzlü yaşlı cami görevlisi abilerimizde elimize bilet tutuşturmamıştı hayret…
Sonuç olarak Konya’da milliyetçilik duygularım kabardı ve Konya’nın en ünlü lokantalarından olan Bolu Lokantasında (Sadece Lokantanın ismi öyle sahibi Bolu’lu değil)güleryüzlü personeli eşliğinde etli ekmek yedim. Yüksek hızlı tren ile saatte 255 kilometre hız yaptım.
Ve Tüm insanlığın İlahi Aşkı anlayabilmesi için dua ettim.
Yaklaşık bir hafta sonra Şeb-i Arus törenleri olacak. Şimdiden tüm İslam alemine hayırlara vesilece olacak törenler olmasını dilerim.
Aşıkların Niyazı Kabul Ola(Hz.Mevlana)
Saygılarımla.
Yorum Yap