Başlığı okuduğunuz zaman yine La Fontaine’den masal bekleyen okurlarımız olabilir. Fakat bugün masal değil gerçek iki olayı gündeme getirmek istiyorum.

Sayın Başbakanımızın uzun zamandır Otomotiv firma sahiplerinden(Türk)Yerli Otomobil üretilmesi isteği var. Hatta Başbakanımızın (Türk)Yerli otomobil için 'babayiğit adayı' olarak çağrıda bulunduğu söyleniyor. Bu amaca yönelik olarak çalışma yapılmaya başlandığı haberleri var fakat hala daha seri üretime geçilemedi. Biliyorsunuz seri üretime geçilmeden üretim olarak kabul edilmiyor.

Basında beni ilgilendiren iki haber var. Birincisi KOÇ Holding Başkanı Mustafa Koç’un Kandilli Kulübü'nün toplantısında, yerli otomobil projesini üstlenmenin “Ticari bir intihar” ifadesini kullandığı söyleniyor. (http://otomobil.haber7.com/otogundem/haber/ 1015522-koc-yerli-otomobil-ticari-bir-intihar)

Ne gariptir ki sene 1961, ikisi de Hakkın Rahmetine ermiş Sayın Necmettin Erbakan ve Sayın Vehbi Koç Otomobil Sanayi Kongresinde toplantıya katılıyorlar. Soru belli, Türkiye yerli otomobil yapabilir mi?

Sayın Necmettin Erbakan “Yapılabilir” derken Sayın Vehbi Koç’un “Yapılamaz” dediği söyleniyor.

Sonuçta ne oluyor derseniz arabanın üretilmesi için çalışmalar başlatılıyor.

Devrim,Türkiye’nin ürettiği ilk ve son yerli otomobildir. Sınırlı sayıda üretildi. Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel tarafından yapılması için direktif verildi ve Eskişehir’de üretildi. Ders alınması gereken hüzünlü bir öyküsü var. Öğrenmek isterseniz sinema filmi olarak izleyebilir yada internetten bu konuda yazılmış yazıları okuyabilirsiniz.

Sanırım tarih tekerrür ediyor. Koç grubu yine üretilemez diyor. Bakalım bu sefer ikinci bir Devrim arabası üretebilecek miyiz?

İkinci hikayenin adı Kirpi. BMC ismini çoğu kişi duymuştur.

Türkiye’nin en büyük ticari araç üreticilerinden BMC, 1964 yılında İzmir’ de kuruldu. İlk yıllarda Austin ve Morris markalı ticari araçları üretti. 1989 yılında Türkiye’nin %100 yerli sermayeli tek ticari araç üreticisi olmasını sağladı. 1989 yılında şirketin bütün hisselerinin bugün Türkiye’nin en büyük holdinglerinden biri olan Çukurova Holding tarafından alınmasıyla, yeni bir büyüme stratejisi belirlendi. BMC’nin dünya çapında tanınmasını ve uluslararası bir marka olmasını sağlayarak Türk otomotiv sektörüne dünya çapında itibar kazandırdı. Halen endüstri, inşaat, iletişim ve bilişim teknolojileri, medya, nakliye ve hizmet, finansal hizmetler sektörlerindeki 144 şirketi, 34.350 personeli ile Türkiye’nin en büyük holdinglerinden Çukurova Holding bünyesinde faaliyet gösteren BMC, ürün tasarım, geliştirme ve mühendislik çalışmalarını dışa bağımlı olmadan sürdüren tek Türk otomotiv kuruluşudur. (www.bmc.com.tr)

Yukardaki paragrafı BMC firmasının web sayfasından aldım ve kısalttım.

BMC firması bugünler iflasın eşiğinde.İsrail’e ait olan HatehofIndustries Limited Şirketi, Milli Savunma Bakanlığı, Savunma Sanayi Müsteşarlığı için üretilen mayına ve patlamaya dayanıklı ’Kirpi’ araç için 21 Mayıs 2009 tarihinde BMC ile sözleşme imzaladıklarını, bu kapsamda aracın tüm mayın ve patlamaya dayanıklı zırh ve kapsül sisteminin mühendisliği ve malzemesinin kendişirketlerine ait olduğunu belirtiyor.

Sonuç:

1.    Günlerce Kirpi’nin Türk yapımı zırhlı araç olduğu, Türk mühendislerinin eseri olduğu yazıldı çizildi. Şimdi öğreniyoruz ki zırh ve kapsül sisteminin patenti İsrail’e ait, yani biz sadece montaj yapıyoruz.

2.    Tamamen Türk (Yerli) yapımı otomobil üretmek istiyoruz fakat Türk(Yerli) şirketlerimiz birer birer iflas ediyor. Biz elimizde ki şirketleri neden koruyamıyoruz?

3.    Tarım sektöründe destekleme alımları varda otomotiv sektöründe olamaz mı?

4.    Türk(Yerli) yapımı otomobil istiyoruz ama bakıyorsunuz motor, şanzıman gibi aksamlar hep farklı otomobil şirketlerinin patenti altında. O zaman ürettiğimiz otomobile yerli otomobil dememiz ne kadar doğru olur?

İsmi ne olur bilinmez ama artık %100 Türk mühendislerinin projesi ve üretimi arabalara binmek istiyorum.

Saygılarımla.