KALAN 25 KURUŞLA PİDE ALACAĞIM

Ramazan sohbetlerimizin bugünkü ismi, Yukarı Çarşı kuyumcularından Nazmi Perçin.

KALAN 25 KURUŞLA PİDE ALACAĞIM
7.08.2011 - 11:26

 

 Ramazan sohbetlerimizin bugünkü ismi Beşkavaklar eski muhtarı, Yukarı Çarşıyı Koruma Güzelleştirme ve Yardımlaşma Derneği Başkanı, Yukarı Çarşı kuyumcularından Nazmi Perçin. 23 senedir Yukarı Çarşı esnafı olan Nazmi Bey ile ders çıkartılacak nitelikte bir sohbet gerçekleştirdik.

Sizi tanıyabilir miyiz?

Ben Nazmi Perçin, Düzce doğumluyum, 1955 yıllarında doğduğumuzu söylüyorlar. Dedemiz Trabzon’dan gelmiş, anne ve babam Bolu’da doğmuş. Biz Boluluyuz. İlk, orta ve lise eğitimimi Bolu’da gördüm. 70’li yıllarda evlendim ve işçi olarak yurt dışına gittik. 20 yıla yakın yurt dışında kaldıktan sonra Bolu’ya döndük.

Önceleri bir parfümeri çalıştırdık, sonra bir market, son olarak da kardeşimle beraber kuyumcu açtık. Kardeşim ayrıldı. 23 yıldan beri Yukarı çarşıda esnafım.

Geçmişte ki ramazanlar nasıl olurdu?

Geçmişte ki ramazanlar ile şimdiki ramazanlara bakarak arada ki  fark, ekonomik bakımdan sıkıntı olduğu için insanlar birbirlerinden kopuyorlar.

Eşimin babası da burada esnafmış. Onlardan duyduğum kadarıyla, esnaflardan biri İstanbul’a gider, bir çuval kumaş getirirmiş, onları paylaşırlarmış.Dükkânlar zaten çok ufakmış, burada büyük olan mağazalar sonradan yapılmış olanlardır.

Ramazanlarda sabah ezanıyla, namazı kıldıktan sonra, dükkânlar açılır, akşam namazıyla kapatılırmış. İnsanlar bir birlerine şakalar yaparmış, eğlenirlermiş böyle. O günlerden bize kalma Karamanlı Mehmet var. Mehmet onlardan el almış, devam ettiriyor bu şakaları.

Sizin çocukluğunuzda nasıldı ramazanlar?

Hakikaten faklıydı o zamanlar. 7-8 arkadaş vardık. Bütün camileri dolaşırdık, her akşam bir camiye giderdik. Başka bir anı da, tabi çocukluk, oruçlar şakayla karışık bozulurdu, oruç tutuyoruz diye evdekileri kandırırdık.   

Ramazan deyince aklınıza gelen, hiç unutamadığınız bir anı var mı?

Bu cami yapılırken bir anım var. Biz bu camiyi, depremden sonra, bütün Boluluların katkısıyla tamir ettirdik. Depremde bayağı hasar almıştı. Müftümüz bize görevi verdi, gittik vakıflardan da görevimizi aldık. Bende dernek başkan yardımcısıyım. 1.5 milyon dolar hasar tespiti yapıldı. İşin altından çıkamayız diye düşünüyordum ben ama başarılı oldu.

Bir ramazanda iftar yemeği verip, Bolu’nun kalburüstü zenginlerini çağırıp, cami için para isteyecektik. Davetiyelerin altında da benim telefon numaram yazılıydı. Katılamayacak kişiler telefon ediyorlar. Bir kadıncağız geldi dükkâna yaşlıca. Tam o sırada telefon çaldı. Bolu’nun en önde gelen isimlerinden birisi iftara gelemeyeceğini söyledi. Bende çok üzüldüm, efendim lütfen falan dedim ama bir bahane uydurdular, işimiz var diyip gelmediler. Neyse telefonu kapatınca teyzeye döndüm, buyur teyze dedim. Kadıncağız parmağından yüzüğünü çıkardı, tart oğlum bunu dedi.  Bugünün parasıyla 10 lira 25 kuruş tuttu. Teyze dedi ki, o 10 lirayı caminin inşaatına kat, 25 kuruşu da bana ver, cebimde 25 kuruşum daha var ona katıp pide alacağım, dedi. Yani düşünebiliyor musunuz, o kadar zengin bir adam gelmiyor, o yaşlı kadıncağız bütün her şeyi olan evlilik yüzüğünü satıp yardım ediyor, üstüne de bir pide alacak parası kalsın istiyor.

 Sonra ben bunu müftü beyle de paylaştım. Müftü bey, her insanın parası her hayır kurumuna nasip olmaz, bazı insanlar istese de yardım edemezler böyle yerlere dedi. Benim için o günkü anı hiç unutulmaz.

Daha sonra yine aynı şekilde buraya para toplarken bir amca geldi. Siz camiye para topluyormuşsunuz dedi. Bende baktım kılık kıyafeti pek de düzgün değil, dedim herhalde kendi camilerine yardım isteyecek. Benim işim vardı bitince döndüm amcaya, buyur amca dedim, amca bir torba verdi elime içi para dolu. Amca ne yapıyorsun, dur dedim. Parayı saydım, 1 milyar o zamanın parasıyla. Amca bunun makbuzunu alman lazım, hem biz bu miktarda para verenlere teşekkür belgesi veriyoruz. “Yavrum, benim adımı hiçbir yere yazmayın, Çocuklar bana kızar, niye bu paraları verdin diye” dedi. Olur mu amca biz seni onure edeceğiz dedim. Neyse amca gitti, bir hafta sonra bir beşi bir yerdelik almış, gelmiş. Bunu da caminin bir köşesine kullanın, dedi.

 İşte bu cami böylelikle tamamlandı.

Haber: Nermin Kaya


Editör: E. Candan