OĞLUMU, TORUNUM DOĞUNCA DAHA ÇOK SEVDİM

Siyaset gündemi uzunca bir süre meşgul etti. Bolu siyasetinin önde gelen isimlerinden Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz ile bu sefer siyaset değil, hayallerini, korkularını ve baba olmayı konuştuk.

OĞLUMU, TORUNUM DOĞUNCA DAHA ÇOK SEVDİM
19.06.2011 - 00:36

 

  NERMİN KAYA- Alladdin Yılmaz, iki erkek çocuk babası. Kendisini genelde küçük kız çocuklarını severken görürüz. Kız çocuk hasretini gelini ve torunuyla dindiren Yılmaz,  hayallerini, korkularını, oğullarıyla olan ilişkisini ve babalar gününü anlattı…

 

Sekiz senedir Bolu Belediye Başkanısınız. Herkes sizi başkanlığınızla tanıyor. Belediye başkanlığı dışında yaptığınız özel bir hobiniz var mı?

Evet, var. Çok sıkıldığımda maden suyu şişesi kırarım. En büyük zevkim şişe kırmaktır. Elimle kırmam, atış yaparım.

Hayatta ki en büyük korkunuz nedir?       

Mezarlıktan korkarım. Çocukluk dönemimizde anlatılan şeyler nedeniyle böyle bir korkum olmuştu. Hatta yolumu değiştirirdim. Tabi, şimdi o kadar değil ama hala daha mezarlıktan geçmemeye çalışırım.

En büyük hayaliniz nedir?           

Senin yaşlarındayken iki hayalim vardı. Biri dupont çakmak, diğeri ise omega saatti. İkisine de sahip olamadan hayatım bitiyor. Çünkü sigarayı bıraktım, çakmağa ihtiyacım kalmadı. Omega saati de aldım ama takamadım. 50 yaşından sonra alışamadım kolumda saat olmasına.

Baba olmak nasıl bir duygu? 

 Baba olmak çok güzel bir duygu ama ana olmak çok has bir duygu.

Şimdiye kadar unutamadığınız bir babalar günü hatıranız oldu mu?      

Benim hiç babalar günü kutlaması diye bir günüm olmadı ki, hatırası olsun. Bizim çocukluğumuzda böyle şeyler yoktu. Dolayısıyla biz böyle şeylere pek alışamadık. Benim hiç doğum günüm de olmadı. İlk defa geçenlerde yurt dışında gezideyken önüme bir pasta geldi, o zaman anladım. Birde geçenlerde eşim bir pasta göndermişti. Biz ailecek doğum günü, babalar, analar günü kutlayan bir yapıya sahip değiliz. Bizim için her gün babalar, analar günü. Biz bunları bir güne sığdıracak kadar küçük bakmıyoruz meselelere.

Sizi protokollerde hep kız çocuğu severken görüyoruz. Kız çocuk hasretiniz var diyebilir miyiz?

Sadece benim değil, bizim ailemizde genelde çocuklar hep erkek. Dedemin üç erkek çocuğu varmış. Ağabeyimin iki oğlu, benim de iki oğlum var.  Kız çocuklarını çok seviyorum. Şu an iki kızım oldu. Biri gelin kızım, diğeri torun kızım.

Çocuklarınızın şimdiye kadar sizi en çok kızdırdığı olay nedir?

Benim kızmam için çok büyük bir şey olmasına gerek yok.  Torunum en değerli varlığım şu an. Babasını da torunum yüzünden daha fazla sevmeye başladım. Oğlum daha fazla anlam ifade etti, torunum olunca. 

Kızdıran olaya gelince, benden fazla hanımı ilgilendiren bir şey var. Arabistan da bulunduğumuz dönemde,  oğlum daha yeni doğmuştu.  Sabah erkenden çıkıp, Yemen hudutlarında ki inşaatlara gideceğim. Güneşe doğru gideceğim için uyumam lazım. Gece çocuk ağlamış. Hanıma demişim ki çocuğunu da al git. Tabi, ben sabah kalkıp gitmişim. Ondan sonra ne olduğunu hatırlamıyorum. Geçenlerde bir baktım, hanım ağlamaya başladı. Bayağı ağlıyor. Dedim ne oluyor, bir şey mi yaptım falan. Sana kızdım dedi. Sen beni odadan kovmuştun dedi. Yahu hanım bu olay 25 yıl önce olmuştu dedim. Belki o zamanda çok ağlamıştı ama 25 sene sonra kadın onu bir daha hatırlamış, bir daha ağladı.

Çocuklarınızla ilişkileriniz nasıldır?

 Ben kimseyle otoriter bir ilişki kurmam. Samimidir çocuklarımla ilişkilerim. Küçük oğlum daha hislidir, içlidir. Büyük oğlum ise daha reeldir.

Başkanım denge bilekliği gördüm kolunuzda. Sormadan geçemeyeceğim, neden takıyorsunuz?

Büyük oğlum almış bu bilekliği, niye aldığını da bilmiyorum. Oğlum aldı diye takıyorum.  Biraz hoşuma gitmedi. Çünkü parlak,  ama oğlum, baba özelliği bu dedi. Ne dengesidir onu da bilmem. Oğlumu kırmamak için taktım.  

Son olarak babalar günü mesajınızı alabilir miyiz?

Bütün babaların babalar gününü kutluyorum.


Editör: E. Candan