Hakkında çıkan bir haber üzerine açıklamalarda bulunan Yeniçağa Belediye Başkanı Ahmet Kızıltan , siyasetin insanlara hizmet edilmesi noktasında en şerefli işlerden birisi olduğunu Belediye başkanlığı görevini bu şuurla yerine getirmeye çalıştığını söyledi.  Siyaset anlayışını ‘’Halka hizmet Hakka Hizmettir.’’Düsturunun şekillendirdiğini ve bu anlayışa en yakın çizginin Milli Görüş çizgisi olduğunu ve bu nedenle siyaseti ve hizmeti Milli Görüş saflarında sürdürdüğünü bildirdi.

Türkiye’de olduğu gibi Yeniçağa’da da siyaset anlayışının ilkeler veya hak eksenli değil, maalesef konjoktüre göre veya güç odaklı yapıldığını ve insanların bu doğrultuda bir takım güç odakları tarafından çeşitli kitle iletişim araçları vasıtasıyla yönlendirildiğini ifade etti. Kızıltan; “Belediye Başkanı olduğumdan bu yana iktidar partisine geçmem yönünde başta aile büyüğümüz Yaşar Çelik olmak üzere Bolu’muzun ileri gelen duayen değerli aile dostlarımız tarafından bir takım telkinlere maruz kaldım. Hatta Belediye Başkanlığı yanında Milletvekilliği de dahil her türlü desteğin verileceği konusunda tarafıma güvence verildi.  Ancak benim siyaset anlayışımı, inancım ve ilkelerim belirlediği için çizgimi değiştirmemin hem kendime hem de beni seçen vatandaşlara saygısızlık anlamına geleceğinden dolayı bu vefasızlığı aklımın ucundan dahi geçirmedim.”dedi.

Söz konusu haberde belirtilen hususlarla ilgili açıklamalarına devam eden Başkan Kızıltan, ‘’Ben herkesin siyasi tercihine saygı duyarım. Ancak diğer siyasi görüşteki insanların da benim siyasi tercihime saygı duymasını beklemek en doğal hakkımdır. Fakat basında da yer aldığı gibi aile büyüğümüz hayırsever iş adamı Sayın Yaşar Çelik’in AK Parti’den aday olacağı söylentisinin aslı şudur. Benim siyasi çizgimi değiştirmeyip bu türlü telkinlere karşı dik duruşum bana ve aileme zarar vermek isteyen bazı çevreler tarafından çarpıtılmış hatta 90 yaşını aşmış ömrünü Yeniçağa, Bolu ve bölgemizde hayırlara adamış bir insanı siyasi polemiklere çekmek gibi gerçek dışı söylemler ortaya atılmıştır. Bunlar hiçbir dayanağı olmayan asılsız söylemlerdir.

Benim siyasi çizgim dışında hiçbir parti ve kişiler ile şahsi problemim yoktur. Problemim olmadığı gibi yerelde ve Vilayette bütün siyasi partilerle beşeri ilişkilerim devam etmektedir. Lakin ülkemizde izlenen Ekonomi Siyasi, Kültürel ve Dış politika konularında endişelerimiz vardır. Örneğin inancımıza aykırı olmasına rağmen zina suç olmaktan çıkartılmış Türk toplumunun temel taşı olan aile yapısı adeta dinamitlenmiştir. Domuz eti,  çıkartılan bir yönetmelikle kasaplık et statüsüne alınmıştır. “Dinler Arası Diyalog ve Medeniyetler Arası İttifak ‘’ adı altında diğer tahrif edilmiş dinler de İslam’la eş değer tutulmuştur. Ekonomimiz çökertilmiş insanlarımız bankalar yolu ile faiz batağına sürüklenerek bilinçli olarak borçlandırılmıştır. Ekmek, akaryakıt gibi temel tüketim malzemeleri yüzde üçyüzlere varan artışlarla insanların alım güçleri zayıflatılmıştır. Ülkemiz vergi ülkesi haline dönüştürülmüş vatandaşlarımızın boğazlarından sıkarak artırmaya çalıştığı kazançları vergi adı altında geri alınmaya başlanmıştır. Dış Politikamız da,  ABD’nin verdiği Rol Model’e uygun olarak yürütülmektedir. Bu yanlış politikaların ürünü olarak, özellikle son 10 yıllık dönemde içinde bulunduğumuz İslam Coğrafyasında Siyonist ve ırkçı emperyalizmin BOP projesi çerçevesinde bir takım işgaller, kıyımlar ve katliamlar gerçekleştirilmektedir.  Bu işgaller ve katliamlar gerçekleştirilirken,  ülkemizdeki İncirlik üssü başta olmak üzere, limanlarımız ve hava üslerimiz tahsis edilerek söz konusu işgalci güçlere lojistik destek verilmektedir.  Buna da Saadet Partisi dışında hiçbir siyasi parti net bir tavır koymamıştır. İncirlik üssünden kalkan ABD bombardıman uçakları 4900 sorti yaparak Irak’ı bombalamış ve yüz binlerce Müslüman kardeşimizi katletmiştir. Sonuçta bir milyon Müslüman şehid edilirken Irak fiilen 3’e bölünmüş ve şu anda Irak’ta Suriye’de Mısır’da kaos ve kargaşa devam etmektedir.

Bu büyük oyunların vebaline siyasi çizgimi değiştirerek ortak olmam mümkün değildir. İşte bu endişeler ve yanlış bulduğum politikalar nedeniyle benim Milli Görüş çizgisi dışındaki diğer siyasi partilerle siyasi çizgimin örtüşmesi mümkün değildir. Kimse benden bunu yapmamı beklemesin. Çünkü bu dünya gelip geçicidir. Hepimiz eninde sonunda Rabbimize (cc) kavuşup yaptıklarımızın hesabını dar-ı beka’da vereceğiz. Onun için Kardeşlerimizin kanını akıtan, onları katleden ve onlara zulmedenlere meyl edenlerle birlikte olmam düşünülemez.” Dedi.