- 3.04.2012 00:00
Halk arasında anlatılan bir hikaye vardır
Fare dere kenarında dolaşırken su perisi ile karşılasır .Peri fareye ne olmak istiyorsun hadi söyle de seni o olmak istediğin şeye çevireyim der .
Fare hiç tereddüt etmeden ben Aslan olmak istiyorum der .
Peri hay hay diyerek bir anda elindeki sihirli değnek ile fareyi kocaman bir aslana çevirir.
Fareden olma Aslan başlar büyük bir endam ile ormanda dolaşmaya .
Onu görenler görüntüsündeki heybetten etkilenmeye ve çekinmeye bile başlamışken ,bir gün ,bütün o heybet ve görüntü kedi ile karşılaştığında yok olup gider . Zira görüntü aslan ama yürek hala faredir.
Evet sevgili dostlar “nereden çıktı bu hikaye?” demeyin .Aslında bu hikaye günümüzde çok sevdiğimiz evlatlarımıza yaptığımız yatırımdır aslında .
Maşallah her biri pehlivan görüntüsünde evlatlara sahibiz Ama yüreği fare çocuklar yetiştiriyoruz.
Karşılaştıkları ilk zorlukta pes eden ,”ben bunu yapamayacağım” diyen evlatlarımız oluşuyor yavaş yavaş farkında mısınız?.
Sınavlar geldi çattı .Herkeste heyecan ve kaygı arttı. Sonucu ne olacak acaba? .Yapabilecek mi sınavda çıkacak soruları diye
Çünkü çocuklarımızdan tek beklentimiz sınavlardaki başarılarının yüksekliği .
İste bu noktada sormak istiyorum;
Acaba derslerindeki başarıları için duyduğumuz kaygının milyonda birini kişilik ve karakterinin gelişimi noktasında da duyuyor muyuz?
Sırf onlar pehlivan olsun diye her işlerini biz yapıyoruz .
Önlerindeki her bir engeli kaldırarak sözüm ona iyilik ediyoruz.
Çocuklarımızın giyimine kuşamına gösterdiğimiz özenin binde birini onların topluma faydalı bireyler olması yönünde göstermiyoruz.
İste bu yüzden sevgili dostlar
Görüntüsü aslan ama yüreği fare gençler yetiştiriyoruz.
Acaba kaçımız çocuklarımızın ilk örnek aldığı kişilerin bizler olduğunu düşünerek evlerimizi onların ilim yuvasına çeviriyoruz ve örnek aileler oluyoruz
Çocuk evde bilgisayarın karşısında anne odada televizyonun başında baba salonda televizyonun başında ....
Evet sormak lazım ne veriyoruz da ne bekliyoruz??? .
Yorum Yap