- 7.06.2012 00:00
Çocukların çoğunu şimdi de karne telaşı sardı.
Karnesi iyi olanlar, başarılı olanlar keyifli, mutlu sınıflarını geçmenin hazzını yaşıyorlar. Yıl boyu çalışmış, çabalamış iyi notlar almışlar, kimisi takdir, kimisi teşekkür almış sınıflarını geçmişler. Sevinmek en doğal hakları.
Birde bazı sebeplerle başarılı olamayanlar, karnesi iyi olmayan boynu bükük olanlar var. Zamanında çeşitli sebeplerle devamsızlık yapmış, yeterince çalışamamış, sınavlarda başarılı olamamış iyi notlar alamamış olanlar, karnesi zayıf notlarla dolu olanlar var.
Eve gelmeye korkuyorlar, karnelerini göstermeye korkuyorlar.” Şimdi ne yapacağız” diye kara kara düşünüyorlar. Evet, karneler çok kötü, eve getirmeye yüzleri yok. Onlar böyle düşünüyorlar amaeninde sonunda bu karneler eve gelecek notları öğreneğiz.
Karneler kötü, alınan notlar belki yüz kızartıcı, çocuğumuz sınıfta kalmış. Ne olacak şimdi?
Onu dövelim mi? Evden kovalım mı? Evet, ne yapalım?
Zaten başarısız olan bu çocuklar şaşkın, ne yapacaklarını bilmiyor kimisi evden kaçmayı, kimisi intihar etmeyi düşünüyorlar. Bazıları da gerçekten bu düşünceyi eyleme dönüştürüp canlarına kıyıyorlar.
Kötü karne yüzünden canına kıyan çocuk haberlerini duymak istemiyoruz. Sınıfta kalmak cezası idam olan ağır bir suç mu?
Kim çocuğunun evden kaçmasını ister? Kim sınıfta kaldı diye çocuğunu kapıya koyar? Kim tembel, haylaz, adam olmaz diye çocuğunu yok sayar, gözden çıkarır?
Evet, hiçbir ana baba evladını gözden çıkaramaz, sokağa atamaz, canına kıymasına rıza gösteremez. Gözümüzün nuru, ciğerparelerimize karşı insaflı, anlayışlı hoşgörülü olalım. Onları gözden çıkarmayalım. Tembellik ettiler, derslerine çalışmadılar, dersleri astılar, dalga geçtiler diye onlara hak ettiklerinden fazla ceza vermeyelim. Onlar sınıfta kalarak bir yıl kaybetmekten dolayı kendilerini cezalandırmış, bunun acısını yaşıyorken, arkadaşlarının yanında boynu bükük iken birde biz ceza vermeyelim.
Ceza verecek olsak bile ölçülü olmalı, onu rencide edecek, gururunu incitecek evden kaçmasına, canına kıymasına yol açacak tutum ve davranışlardan kaçınmalıyız.
Kaybolan yılların telafisi var ama kaybettiğimiz çocuklarımızın telafisi yoktur. Sınıfta kaldı diye çocuklarımızı kendimize küstürmeyelim, okuma heveslerini kırmayalım.
Çocuklarımızın karnelerini rahatlıkla getirmelerini sağlamalıyız. Niye başarılı olamadıkları üzerinde konuşmalı, eksikleri, hataları varsa göstermeliyiz. Gelecek seneye daha iyi çalışmaları yönünde onları motive etmeliyiz.
Lütfen karne gününde sakin olalım, anlayışlı olalım istenmeyen durumlara fırsat vermeyelim.
Dr. Hüseyin Oğuz
Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı
Umut Sağlıkçılar Derneği Başkanı
Yorum Yap