DEPRESYON DEYİP GEÇMEYİN

  • 23.01.2011 00:00

 

            Merhabalar…

 

            Yaklaşık  bir haftadır evde yatıyorum… Önce üşüme titreme ateş; ardından boğaz ağrısı, öksürük ve grip derken hafife almamak gerek… Çünkü aradan bir hafta geçti ve hala toparlayamadım…En son antibiyotiğim değiştirildi…Öksürük hala devam…Dolayısı ile yazmaya başladığım daha ilk haftada fire verdim ve elimde olmayan sebeplerle haftalık yazmayı planladığım yazılarıma biraz daha uzun ara vermiş oldum…

 

            Hastalık o kadar kötü bir şey ki; hiçbirşeyi  düşünemiyorsunuz…Bütün işler yarım kaldı…Randevular iptal çünkü ben de iptalim…Öyle bir ruh hali ki canınız hiçbirşey yapmak istemiyor, yemek yemek istemiyor…Halsizlik, yorgunluk…Hiçbirşey tad vermiyor…Hiç iyileşmeyecekmişsiniz gibi geliyor…Bedenen iyi değilken ruhen hiç iyi değilsiniz…Çünkü ruh ve beden bir bütündür…Bir elmanın iki yarısı gibi…Bedenen rahatsızsanız moraliniz de bozuk oluyor…Moraliniz bozuksa, üzüntülü iseniz bu da vücut direncinizi kırıyor ve hastalıklara yatkın hale geliyorsunuz…Birçok hastalıkla stres arasında ki yakın ilişki de ondan…Hazır depressif bir ruh hali içerisinde iken Depresyon’dan söz etmek istedim…Çağımızın hastalığı…

 

            ‘’Hayattan bıkkınlık, bezginlik, isteksizlik, yaşamdan zevk alamama , halsizlik, yorgunluk, uykusuzluk veya aşırı uyku hali, iştahsızlık veya aşırı yemek yeme ,ümitsizlik, karamsarlık, suçluluk duyguları, değersizlik duygusu en az 15 gün günboyu devam ediyorsa; bu süre içerisinde okula veya işe gidemiyorsanız Depresyon’dasınız demektir…Depresyon deyip geçmeyin…Depresyonun tanı konulup tedavi oranı yüzde 35…Yani yüzde 65 hala atlanan bir tanı…Depresyon bugünün en sık rastlanan ruhsal hastalıkları arasında başı çekiyor…Ve depresyonun ciddi bir ruhsal rahatsızlık olmasının altında yüzde 15 oranında intiharla sonuçlanması yatıyor.Diğer bir ilginç istatistik ise intihar vakalarının yüzde 40-50’sinde tanı konmamış veya yetersiz tedavi edilmiş depresif bozukluk yer alıyor…Teknolojinin bu kadar ilerlediği, bilgiye bu kadar rahat ulaşılan bir dönemde bile hala bu hastalığın bu kadar güç tanınması ne kadar ilginç değil mi?  Aslında depresyon tanısının güç konması, belirtilerin tanınmaması ile ilgili olmaktan çok insanların kendine veya yakınlarına bu hastalığı bir türlü  yakıştırmamaları nedeni ile daha çok oluyor…Ne de olsa ruhsal hastalık bu, kişi isterse çaba sarfederse bunu yener…Bunalıma düşmek  demek kişinin zayıf olması ,iradesini kullanamaması anlamına gelir…Veya tam tersi akıl hastalığı anlamına gelir ki bunu kabullenmek daha zor…Hadi bir şekilde bunu kabul ettiniz yardım almaya nasıl psikiyatriste gideceksiniz?  Ya gören olsa, duyan olsa ne derler? Nasıl açıklanır bu durum???

 

           Evet, ne yazık ki böyle bir çağda hala psikiyatri alanında ,psikiyatriste gitmekle ilgili ciddi önyargılarımız var…Başımız ağrıdığında ,grip olduğumuzda, tansiyonumuz yükseldiğinde doktora rahat gidebiliyor; kan değerlerimize baktırıp kolesterolümüz yüksek mi diye düzenli takip edebiliyor ve bunlar hakkında konuşmaktan da hiç birşekilde sıkıntı duymuyorsak; neden aynı şeyi canımız sıkıldığında; mutsuz hissettiğimiz de yapmayalım??? Nasıl ki iç hastalıkları uzmanına gidip, sadece diyetle bir şeyleri engelleyebiliyorsak; mutsuz hissettiğimizde de psikiyatriste giderek sorunlarımızla,sıkıntılarımızla nasıl baş edebileceğimizi öğrenerek daha depresyon yerleşmeden önleyebiliriz…Veya en azından atlanan grup içinde yer almadan tıpkı diğer hastalıklardan farkı olmadan tedavi olup iyileşebiliriz…Ve yaşam kalitemizi koruyabiliriz…Ne dersiniz?

 

Haftanın fotoğrafı: Nemrut’ta gündoğumu…

 

 

Haftanın sözü:’’ Gecenin en karanlık anı, şafak sökmeden az öncedir’’

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız