Özcan Gazipaşa İlköğretim okulu için tarih verdi

Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’la, Bolu Valisi Ahmet Ümit arasında yaşanan Gazipaşa İlköğretim Okulu tartışması yeni bir boyut kazandı. Belediye tarafından can güvenliği riski gerekçe gösterilerek mühürlenen bina ile ilgili Valilik tarafından yapılan açıklamaya Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan gerçekleştirdiği toplantıda cevap verdi.

Özcan Gazipaşa İlköğretim okulu için tarih verdi
17.02.2022 - 17:01
Güncelleme 17.02.2022 - 18:36
Kaynak: Haber Merkezi

HABER: ZEKERİYA ERCİVAN

Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan bu gün basın mensuplarıyla Bolu Belediyesi toplantı salonunda bir araya geldi. Özcan’ın gerçekleştirdiği basın toplantısının ana konusu Gazipaşa İlköğretim Okulu ile ilgili Bolu Belediyesi ile Bolu Valiliği arasında yaşanan gelişmeler oldu. Belediye tarafından çökme riskine karşı can güvenliğini tehlikeye attığı gerekçesiyle mühürlenen bina hakkında Özcan aldıkları kararın gerekçelerini açıkladı. Özcan FETÖ terör örgütüyle bağlantısı tespit edilerek tutuklanan dönemin valisi İbrahim Özçimen tarafından imzalanan protokolün devlet adına atılmış bir imza niteliği taşıdığını gerekçe göstererek o dönemde Belediye ile Valilik arasındaki protokolü esas aldığını söyledi. Özcan toplantıda aldıkları mühürleme kararıyla birlikte okulun yıkımı için kararlı olduklarını söyleyerek aldıkları karardan geri adım atmayacaklarını söyledi. Özcan Milli Eğitim Müdürlüğü’ne 28 Şubat’a kadar gün verdi. Özcan’ın gerçekleştirdiği basın toplantısında şu değerlendirmeleri yaptı:

PANKART BENİ ÇOK ÜZDÜ

Birkaç konuda açıklama yapmak istiyorum ilk olarak Sayın valimizin yaptığı açıklamalar beni çok üzdü. Öncelikle şunu söyleyeyim Sayın Valimize bu açıklamayı yaptırtan ve yanlış bilgiler veren bürokratlarını kınıyorum. Yoksa Sayın Valimiz hukukçudur, yanlış bilgilendirilmese ben böyle bir açıklama yapacağını düşünmüyorum. Baştan bunu söylüyorum. Beni en çok üzen tablo şu oldu sayı önemli değil, 3-5 çocuk kardeşimize AK Parti yönetimi pankart yaptırmış, sonra birkaç veliyi de almış açıklama yapıyorlar. Orada bir pankart beni çok üzdü. “Önce rant değil gelecek” yazılmış pankarta. Ben bir şey demiyorum. Kışkırtılan ailesine de bir şey demiyorum. Burada süreç şu şekilde başlanmış. Vali Bey hatta buranın özel idareye verilmesi gerektiğini filan söylüyor. Bu yerin özel idare ile ne alakası var? Bolu Kadastrosu yapıldığı günde bu yana bu yer belediyeye ait. Hiç başkasında olmamış. Kamulaştırma yöntemiyle alınmamış, nasıl alındığı ortada ve 1986 yılında orası okul alanı olarak plana işlenmiş. Orayla ilgili hiçbir zaman belediye meclisinden bir tahsis kararı çıkmamış. Biz burayı milli eğitim müdürlüğüne tahsis ediyoruz gibi bir karar hiçbir zaman çıkmamış.

MİLLİ EĞİTİM SARAY GİBİ BİR BİNA YAPTIRMIŞ

2011 yılının, 12 Ocak’ında, dönemin valisi İbrahim Özçimen ile sayın demiyorum, FETÖ’den mahkûm olmuş bir vali ama attığı imza geçerli. Dönemin Belediye Başkanı arasında bir protokol imzalanmış. Denilmiş ki protokol kapsamında, ‘Bolu Belediyesi yeni yapılacak Gazipaşa İlköğretim okulu için Karaçayır Mahallesi’nde iki tane parsel tahsis edecek.’ Bu tahsisleri Bolu Belediyesi yapmış. Milli Eğitime okul alanı olarak, okul da yapılmış. Özel idare ya da Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından bu binanın parası da ödenmiş.  Resmi protokolün 4. Maddesi 3. Paragrafında, ‘Okulun inşaat işleri tamamen bitirilip, Gazipaşa İlköğretim Okulu bu binaya taşındıktan sonra Gazipaşa İlköğretim Okulu bahçe ve müştemilatı Bolu Belediyesine bırakılacaktır.’ Yani okulun olduğu bina ve arkasındaki müştemilatlar hukuken Bolu Belediyesinin malı haline gelmiş” Binalar yapılalı birkaç yıl oldu. Ancak Milli Eğitim Müdürlüğü burayı Gazipaşa İlköğretim okulundaki öğrencilere vermek yerine adeta binaya çöker şekilde, ‘Kendi binamı tadilata sokuyorum’ diyerek çocuklar için yaptırılan okula Milli Eğitim Müdürlüğü taşınmış. Onu açıkça belirtmek istiyorum. Gazipaşa’nın buradan taşınması gerekiyordu. Şimdi kendisine saray gibi bir Milli Eğitim binası yaptırmış, eşyalarını taşıyorlar.

BU PROTOKOLÜ BEN İMZALAMADIM. BU MECLİS KARARINI DA BEN ALMADIM

“Rant değil gelecek” o pankarta beni çok etkiledi demiştim. Burası yine okul alanından çıkartılmış benden önceki dönemi kastediyorum. Benim dönemimde değil Sayın Alaaddin Yılmaz döneminde. Mecliste oy birliği ile alınan kararla birlikte burası turizm, ticaret, konut alanına çevrilmiş. Bu konuyla ilgili benim herhangi bir alakam yok. Meclis kararı ile kararı alınmış yapılan protokolle de yürürlüğe girmiş. Belediye demiş ki bu okul binası eski biz size yeni parsel verelim siz oraya okulunuzu yapın denilmiş, milli eğitim bu teklifi kabul etmiş ve bu konuda yapılmış resmi bir protokol var. Belediye burada sözünü yerine getirmiş burada sözünü yerine getirmesi gereken Milli Eğitim. Velilerimize yanlış bilgi veriyorlar. Burası okul alanından çıkarılalı 5 yıl olmuş. Tekrar buraya okul yapılacaksa eğer Valiliğin veya Milli Eğitim Bakanlığının bize müracaat etmesi lazım. ‘Burayı tekrar okul alanına dönüştürün’ demesi lazım. Öyle bir talepleri yok ki… Talep yokken oraya okul yapılmasını istesek bile zaten böyle bir şey yapma şansımız yok.  O yüzde velilere dedim ki, ‘İmza toplayacaksanız Valiliğe verin bu imzaları.’ Valiliğe verin ki Valilik veya Milli Eğitim Bakanlığı bize burayı okul alanına dönüştürün diye talepte bulunsun. Bütün bunlara rağmen sanki biz orayı rant için kullanmak istiyoruz algısı yaratmaya çalışıyorlar. Bu protokolü ben imzalamadım. Bu meclis kararını da ben almadım.

KORKTUĞUMUZDAN DAHA KÖTÜ BİR TABLO ORTAYA ÇIKTI

Malatya’da bildiğiniz gibi bir yığma bina durup dururken çöktü. O yığma bina bizim Gazipaşa Okulu’na benzeyen bir binaydı. Ama yaş olarak Gazipaşa okulundan daha genç bir binaydı. İtfaiye personelimiz binadan çatırtı geldiğine dair üç gece ardı ardına üç gece tutanak tutmuş. Sonra yerel basında da bu haber oldu. Sonra biz okullar tatil olduğu gün Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yetkilendirdiği sen benim adıma tespit yapabilirsin dediği bir büro ile anlaşarak Belediye teknik ekiplerimizin gözetiminde bir inceleme yaptırdık. Korktuk çünkü çocuklarımızın başına bir şey gelir diye. Korktuğumuzdan daha kötü bir tablo ortaya çıktı. 15 Aralık tarihinde verilen raporda kocaman harflerle “Göçme Durumu” denilmiş. Deprem halinde göçme durumu değil. Aniden göçme durumu. Kırmızı ünlemle bu raporu yazmış. Biz bu raporu aldığımız gün ivedi ve gizli kaydıyla Valiliğimize gönderdik. Aradan geçen 1 aylık zaman diliminde hiçbir adım atmadılar.

BU RAPORU GÖRSÜN GEREKİRSE BÜTÜN BİLLBOARDLARA ASARIM

Göçme riski var, oraya çocuklar geliyor. Öğrenciler ders yapıyor. Bu rapor karşısında ben Milli Eğitim Müdürü olsam nasıl eğitim yaptırırım? Vali olsam nasıl bu raporu görmemezlikten gelirim? Sayın valimizle şifahen görüştük kendisi bizde inceleme yaptıracağız diyor. Sizin inceleme yaptırabileceğiniz başka bir kurum yok. Zaten Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’ne sorarlarsa zaten bu raporu çevre ve şehircilik müdürlüğü vermiş sayılıyor. Bu raporu verme yetkisi verdiği bürodan biz bu incelemeyi yaptırmışız ve göçme riski var diyor. Velilerimiz bu raporu görsün gerekirse bütün billboardlara asarım. Bu rapora rağmen çocukların orada eğitime devam etmesi mümkün değil. Allah korusun yüzlerce öğrencinin can güvenliği söz konusu. Onlarca öğretmenin can güvenliği söz konusu. Bu raporu görmüşken, milli eğitim olarak valilik olarak tedbir amaçlı olarak bile orayı boşaltmıyorsun.

DERDİMİZ BOLU’NUN ÇOCUKLARI

Biz bu sefer ikinci bir şey yaptık okullar tatile girince ki ben bu raporu gördüğümden bu güne her gece dua ederek yatıyorum aman çocukların başına bir şey gelmesin diye. Okul binasını mühürledik. Ama şu anda bugün ekipleri gönderiyorum, mührü geçip, binayı kullanıyorlarsa onunla ilgili yasal işlemi başlatacağız. Birde bizi Milli Eğitim şikayet etmiş. Vay bizi şikayet ettiler diye. Soruşturma kararı olmadığına dair karar çıktı savcılığımız tarafından. Çünkü yasa belediye riskli gördüğü binaları reysen inceleyebilir diyor. Benim derdim oraya bir iş hani falan yapmak değil. Benim derdim çocukların hayatını tehlikeye atan bu yapının derhal ortadan kaldırılmasını sağlamak. Bundan sonra Milli Eğitim, Valilik bize başvurursa, ‘Buraya tekrar okul yapalım’ derse oturur konuşuruz. Derdimiz Bolu’nun çocukları.

O BİNA ÇÖKSEYDİ NE OLACAKTI?

Arkadaşlar belediye başkanlarını ve bürokratları birbirinden ayıran konu şu. Burada Bolulu olmayan bürokratları kastediyorum, ben emekli olduktan sonra burada yaşamayacağım diyen bürokratları kast ediyorum burada yaşayacağım diyen bürokratları kastetmiyorum. Maalesef bürokratların çok umurunda olmuyor. Bolu’yu bir geçiş noktası olarak görüyor. Buradan başka bir yere nasıl gidebilirim diye düşünüyor. Buradaki okuldaki çocukların can güvenliği tehlikede mi? Onlar benim kadar kafa yormuyor. Üzülerek söylüyorum gerçeği söylüyorum, realiteyi söylüyorum. Siz burada yaşamayacağınız için yarın vatandaş o binada gerekli tedbiri neden alamadınız diye sormayacağı için çok umurlarında değil ama ben bu şehirde doğdum, bu şehirde yaşıyorum, bu şehir için çalışıyorum, yarın belediye başkanlığı görevi bittikten sonra ben yine bu şehirde olacağım. Benim cenazemde bu şehirden kalkacak. Dolayısıyla bu okul binası ile ilgili bu durum umurlarında olmayabilir ama benim çok umurumda. Orada bir çocuğun burnu kanarsa vicdanen ben rahat edemem. Oradaki bina bir tane çocuğumuzun canından daha mı değerli? Üstelik burayla ilgili imar değişikliği ile ilgili düzenlemeyi yapan kişi ben değilim. Bura taşınsın diye protokol imzalayan ben değilim. Kendi dönemlerinde yedikleri haltı bize mal etmeye çalışıyor şimdi bu ampul kafa siyasetçileri. Yav siz yapmışsınız bunları kardeşim. Sizin pisliğinizi temizlemek bana düşmüş. Sen yıllardır nende yaptırmıyorsun Bolu Valiliği olarak Bolu Belediyesi olarak Milli Eğitim Müdürlüğü olarak. O bina çökseydi ne olacaktı? Bunun altında kalan çocuklarımızın hesabını kim verecekti? Bürokrat bir yere kadar düşünür. Kaç ocağa ateş düşer biliyor musunuz?  

ÇOCUKLARIN OKUL BİNASINI İŞGAL EDECEĞİNE GİT KENDİN ÇADIRDA OTUR

Milli Eğitim Müdürlüğüne bugün bir yazı yazıyoruz. ‘Binadaki eşyalarınızı 28 Şubat’a kadar boşaltın’ Biz bu binayı resen gidip ekiplerimizce ortadan kaldıracağız. Çünkü o binanın yanından bile geçmek tehlikeli. Yapmadınız mı bunu, ‘Ondan sonra yok eşyam zarar gördü, demirbaşım zarar gördü demeyeceksin. Ben Milli Eğitim Müdüründe şu kadar vicdan varsa kendisine sesleniyorum, sen çocukların okul binasını işgal edeceğine git kendin çadırda otur, bürokratlarınla, o çocuklara da yeni yaptığın binayı ver. Orayı da ver, orayı da ver. Beyaz Saray’dan daha görkemli.

VALİMİZDEN DÜZELTMESİNİ İSTİYORUM

Dün kendisiyle konuştuk Vali Bey’le o protokol geçersiz diyor. Protokol yürürlüğe girmiş zaten. Belediye söz verdiği alanları tahsis etmiş ve oralarda okul yapılmış. Dönemin valisinin FETÖ’cü olması benim sorunum değil. Dönemin valisinin attığı imza devlet adına atılmış bir imzadır. Dolayısıyla devlet o dönemde attığı imzayı geriye dönük olarak iptal edemez. Burada bütün bürokratlarımız en tepeden en aşağıya kadar bilsinler. Türkiye Cumhuriyeti Belediye Başkanlığı bir devlet kurumudur ama Valiliğe bağlı bir devlet kurumu değildir. Bunun altını herkes için çizerek yeniden söylüyorum. Bolu Milli Eğitim Müdürlüğü, Sağlık Müdürlüğü gibi Valiliğin emrinde çalışan bir kurum değildir. Sayın Valimizi şahsında seviyorum ve yaptığı açıklamaları düzeltmesini kendisinden istirham ediyorum ve arz ediyorum kendisine. Kendisine yanlış bilgi veren bürokratlarla ilgili gereğini yapmasını Bolu halkı adına bekliyorum.


Editör: E. Candan