HER ŞEYE RAĞMEN

  • 12.11.2013 00:00

"Çoğu insan gerçek mutluluğa sahip olmak için yanlış bir düşünceye sahip.

Kişisel mutluluk gerçek mutluluk getirmez,toplumsal bağlılık mutluluğu getiren en saygıdeğer amaçtır."


Bu sözler Helen Keller'a ait.

Helen Keller görme ve işitme engelli ve tüm engellilere misal olabilecek bir hayat hikayesine sahip bir azim örneği..

Ve diyor ki, bencillik yapıp sadece kişisel mutluluğunu düşünme,toplum mutlu olduğu sürece mutlusun.

Hayatta çok zaman sınırları aşmak, limitleri zorlamak gerekir.

Helen Keller'ın okuduğunda insanı duvardan duvara çarpan hayat hikayesi limitleri zorlamanın hiç de kolay olmadığını,yalnız "HERŞEYE RAĞMEN" bunu başardığında kişisel mutluluktan toplumsal mutluluğa süzülüşünü olanca gerçekliğiyle anlatıyor.


Helen Keller 1980 yılında ABD'nin Tuscumbia şehrinde son derece sağlıklı bir bebek olarak doğar.

22 aylıkken ateşli bir hastalık geçirir ve hastalığının tedavisi bitip yaşamsal tehlikeyi atlattığında yaşamı tümüyle değişir.

Helen artık görme ve işitme engellidir.

Yalnız bütün bu olanlara rağmen hiç kimse onun zihinsel yeteneklerinin farkında değildir.

7 yaşına geldiğinde Perkins Görme Engelliler okulundan yeni mezun olan 20 yaşındaki genç öğretmen Anne Mansfield Sullivan, Helen'a öğretmenlik yapmak üzere Tuscumbia şehrine geldiğinde karşısında duran konuşma,görme ve işitme engelli küçük kızın insan beyninin doğru kullanıldığında olağanüstü bir kapasitesi olduğunu tüm dünyaya göstereceğini tahmin bile edemez.

Anne Mansfeild Helen'in karanlık ve sessiz dünyasındaki tek yol göstericisidir artık.

Yarı görme engelli bir yol gösterici.

Adanmışlık ve fedakarlığın olmadığı yerde yol gösterici yol gösterici olmak tek başına ne gibi bir anlam taşıyabilir ki? 

Anne önce Helen'in nesneler ve harfler arasında bir bağlantı kurabilmesi için Helen'e oyuncak bir bebek yapar.Bebeği verdikten sonra eline bebek sözcüğünü heceler ve bu sayede harfleri doğru olarak yapmasını öğrenir.Yine bir gün Helen ve öğretmeni bahçedeki tulumbadan su çekerken Helen'in elini akan suyun altına tutar soğuk su Helen'in bir eline akarken öğretmen diğer eline "su" sözcüğünü önce yavaş sonra hızlıca heceler.Helen öğretmenin verdiği mesajı alır.Yaşamının ilk 18 ayında zihninde yer etmiş olan tek sözcüktür bu.O an öğrendiği "su" sözcüğü ileriki hayatında yazdığı kitabın ilham kaynağı olur.

Bu çalışma onun eğitiminin başlangıcı olur.Kısa sürede alfabeyi öğrenir,görme engelliler için hazırlanmış yazıları okumaya başlar.Konuşmayı 10 yaşında öğrenir, Cambridge de okur  ve 1904 yılında ise Edebiyat Fakültesi diplomasını alır.Çabaları ile deyim yerindeyse mucizeler yaratır.Bu sadece zihinsel yeteneklerle olabilir mi diye düşünmeden edemiyorum. Aşırı istek ve azimle pekiştirilmiş bir mucize. Nerde okuduğumu hatırlayamadığım bir cümle geliyor aklıma.. "İmkansız Allah gerçeğine karşıdır ve imkansızın mantığı cennette işlemez. İmkansız cehennemin dibinden gelmektedir.ve imkansızın cennette yeri yoktur.

İsteklere kavuşabilmemiz için evrene olumlu mesaj göndermekten önce sanırım önce beynimize olumlu mesaj göndermeliyiz imkansızı başarmak için. Bakış açısı da bu anlamda imkansızı var ya da yok eder. Helen'in karanlığın ortasında  durup heryer aydınkıkmış gibi davranması bunu ispatlar niteliktedir adeta.

İşte buna bir örnek;

Bir gün ormanda gezintiye çıkan arkadaşına heyecanla sorar," Haydi anlat neler gördün ormanda?

Arkadaşı,

 - "Hiçbir şey" der. Herkesin bildiği sıradan şeyleri gördüm.

 Helen bu cevap karşısında hayal kırıklığı yaşasa da arkadaşına çok üzülür.

" Ben New York'un müzelerinde dolaşırken dokunduğum eşyaları keşfetmekten inanılmaz heyecan duyuyorum. Sen nasıl oluyor da görme engelli olmamana rağmen  çevrendeki güzelliklerin farkına varmıyorsun?

Ve bunun üzerine engelleri olmamasına karşın "görmeden,duymadan" yaşayanlara şöyle seslenir..

" Yalnızca üç gün daha  görebileceğinizi düşünün. Nasıl tüm ayrıntıları gördüğünüzü anlayacaksınız. Üç gün daha işitebileceğinizi düşünün.Her bir sesin her bir notanın nasıl özlemle ruhunuza dolduğunu göreceksiniz.

Bu nimetlerin farkına varabilmek için kaybetmek,bu yetlerin elimizden alınması acı bir deneyim olmaz mı? Şükretmek,bakarken görmek,işitirken gerçekten duymak ve anlamak dokunduğumuz herşeyi hissetmek adeta köküne kadar yaşamak gerekmez mi? 

Bu hikaye başarılarla devam eder. Bir yandan yzılarını yazar kahramanımız bir yandan üyesi olduğu Amerka Görme Engelliler Derneği ve Dünya Körler Birliği için ülke ülke dolaşarak konferanslara katılır,yardımlar toplar.Birçok kitap makale biyografi yazan Helen Keller etkinlikleri ve çalışmaları nedeniyle defalarca üstün hizmet ödülü ve çeşitli üniversitelerin onursal doktorasını alır. Milyonlarca görme engelliye yaşama sevinci ve aydınlık götüren Helen 1968 yılında içindeki yaşama sevinci ve azmiyle hayata veda eder. Başta da söylediğim gibi toplumsal mutluluğu yakalamıştır artık. Helen'in hayatını kendi sözleri şu şekilde özetliyor,

" Karakter kolaylık ve sükun içinde geliştirilemez. Sadece denenme ve acı çekme yoluyla ruh güçlenebilir,görüş berraklaşır,istek körüklenir ve başarı elde edilir"

Eğitime adanmış karanlık ve sessiz aynı zamanda toplumsal mutluluğa adanmış bir hayat hikayesi...Karanlığa teslim olmayanlar için...

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • NESLİHAN ÖZYURT
    NESLİHAN ÖZYURT
    10.01.2012 21:01

    Çok güzel yazmışsın arkadaşım eline diline sağlık....

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız