Kıyam

  • 12.08.2014 00:00

 

                Doksan yıl öncesinde dünyaya yön veren koca ümmet eli ayağı bağlanarak, çelme atılarak alaşağı edildi. Bu operasyondan sonra koca ümmete bel bağlayan milletler darmadağın oldu. Bu ülkelerde ne istikrar kaldı ne de iktidar.

                O günden sonra bu ülkelerin yöneticileri hep dıştan atanmış kişiler oldular. İçeriden iktidar olma sevdasıyla kalkışmada bulunanlar askeri darbe ya da suikast yöntemiyle ortadan kaldırıldılar.

                Bu ülkelerde yaşayan insanlara algı yönetimi yapılmış, sahip oldukları değerler aşağılanmış, beceriksizlik ve tembellik sanki bu milletlerin kaderiymiş gibi bir sindirme programı uygulanmıştır.

                Milli değerler yerilmiş, ötekine ait olan değerler en doğrusuymuş gibi reklamı yapılmış ve özendirilmiştir.

                Her alandaki gelişmenin temeli olan ekonominin kontrolü ötekilere hizmet eden aktörler eliyle yönetilmiş, müsrifçe tüketim özentisi yayılmış, borçlanma yoluyla ülke ekonomisinin dışa bağımlılığı sağlanmış, ekonomik olarak dışa bağımlı olan ülkenin kendi iradesiyle karar almasının önüne geçilmiştir.

                Bir zamanlar aynı ümmetin mensubu olan coğrafyalarda dine dayalı, ırka dayalı, mezhebe dayalı ötekileştirme yapılmış, ötekileştirilen topluluklar arasında sürekli çatışma durumu canlı tutulmuş, varolan enerjileri bu yolla kontrollü bir şekilde tüketilmiş, dıştaki ötekilerin bu enerjiden olumsuz olarak etkilenmemeleri sağlanmıştır.

                Bu ülkelerin taze ve nadide beyinleri devşirilmiş, birilerinin çizdiği istikbal yolunda olmaları sağlanmış, kendi iradeleri ile düşünme ve hareket etmelerinin önü alınmıştır.

                Bu ülkelerin yazar çizer tayfasını güdümlü kalemler ve beyinler oluşturmuş, gündemi belirleyen gazete ve televizyonlar tek elden idare edilmiş, milli hedeflerin oluşturulmasına imkan verilmemiştir.

                Ancak tabiatın kurulu işleyen kanunları ne hesap tanır, ne tuzak ne de operasyon. Doksan yıldır işleyen düzen yalama olmuş, söylenen yalanlar, kurulan tuzaklar ayın doğuşu gibi, güneşin doğuşu gibi aydınlık karşısında sönmeye yüz tutmuştur.

                Eli kolu bağlanıp alaşağı edilen ümmet adındaki dev’in şuuru yerine gelmeye başlamış, gücünü toparladıkça kıpırdanmaya ve ayağa kalkmaya çabalamaktadır. Ümmet adındaki dev ayağa kalktığında başlarına neler geleceğini çok iyi bilen ötekiler tekrar dev’i bağlamaya, baymaya, uyutmaya çalışmaktadırlar.

                Tekrar edecek olursak, tabiatın kurulu kanunları işlemeye başlamıştır. Güneş dağın ardından doğacağını yaydığı ilk ışıklarla belli etmiştir. Güneş doğacak, dev uyanacak, hak ve hakikat ortaya çıkacak, uzun gece boyunca kan emen yarasalar inlerine girecek, girmeyenler yırtıcı kuşlara yem olacaktır. Gece boyunca görülen kabuslar sona ermiştir. Artık horoz ötmüştür. Horoz vaktinde ötmüştür. Artık uyanmak ve rızık peşine düşmenin vaktidir. Dünden bu güne yarım kalan işleri tamam etme vaktidir. Artık kıyam vaktidir.

                Haydi Bismillah…                  

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Nöbetçi Eczaneler

Resmi İlanlar

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız