HEY ADALET

  • 18.09.2013 00:00

Her yıl 17 Eylül geldiğinde rahmetli Adnan Menderes’in asılarak katledilmesinin yıldönümünü iri olmayan gazete ve televizyonlarda hazırlanan anma programları ile hatırlıyoruz. İri gazete ve televizyonlarda ise bu konuya hiç mi hiç değinilmez.

Bugün bizler, Adnan Menderes denildiğinde mazlum bir insanı hatırlarız. Ama 52 yıl geriye gidildiğinde asılan kişinin dönemin Başbakanı olduğunu gözden kaçırırız.

O döneme ait en acıklı hatıralar ise, dönemin Başbakanının ve ailesinin sözde mahkeme heyeti karşısındaki ezikliği, çaresizliği ve perişanlığıdır. Buna mukabil sözde mahkeme heyetinin küstahlığı, arsızlığı ve densizliğidir.

Yassıada denilince akla gelenler;

19 davadan yargılama yapılmış, 14 Ekim 1960 tarihinde başlayan davalar bir yıl dahi sürmeden 15 Ekim 1961 tarihinde sona ermiştir.

Davaların konusu çoğunlukla kredi ve döviz üzerine olmakla birlikte köpek davası, bebek davası gibi komik davalar da görülmüştür.

Elinden düşürmediği sopasıyla meşhur, Yassıada Komutanı Albay Tarık Güryay,

Aldığı talimatlara isyan edip intihara kalkışan Savcı Salim Erten,

Mahkeme Başkanı Salim Başol'un, "Sizleri buraya tıkan irade böyle istiyor" sözleri,

Adnan Menderes’in sözde mahkeme esnasında savunmasını yaparken kullandığı “Reis Beyefendi Hazretleri” sözleri,

Zorla kayda alınan, yemek yerken görüntülenen Menderes’in, elinde çatalla  “poz vermeden edemez” videosu,

Mahkeme salonunda çekilen fotoğraflarda ve kaydedilen video görüntülerinde ceketinin düğmeleri ilikli, tepesine asker dikilmiş, esir muamelesi gören sözde sanıklar….

Nihayetinde Milli Birlik Komitesi denen çete tarafından idam kararı onaylanmış, 13 kabul oyuna karşılık 9 red oyu ile idam edilmiş bir Başbakan ve iki güzide Bakan.

Zamanın gizli elleri tarafından yapılan tezgah ile bir ülkenin namusu, şerefi sayılacak iradesine kastedilmiş, zoraki tecavüz edilerek işgal edilmiş, esir edilmiştir.Her yıl okuyup, izledikçe utanarak üzülüyoruz. İçimiz daralıyor.

Bugüne gelelim. Bugün yargılananlar ise geçmişin aksine, millet iradesine kastetmiş, darbe girişiminde bulunmuş, postmodern darbeyi gerçekleştirmiş kişiler. 28 Şubat Davası’nın 11. Duruşması gerçekleşti. Duruşma hakkında okuduklarımıza gelince; Sanıkların 200 Avukat tarafından savunulduğunu, mağdurların 3 Avukat’la savunulduğunu öğreniyoruz. Yine sanıkların sakız çiğnediklerini, cep telefonlarıyla rahat rahat görüştüklerini, duruşmalarda bisküvi, çerez yenildiğini, sanıkların birbirleriyle ve avukatlarıyla yüksek sesle konuşup şakalaştıklarını okuyoruz. Yeri geldiğinde de birilerine gözdağı verildiğini de öğreniyoruz anlatılanlardan.

Yaşadığımız ülkenin Anayasa’sı geliyor aklıma. Devletimizin bir Cumhuriyet olduğu(1. Madde), Hukuk Devleti olduğu(2. Madde), Egemenliğin Kayıtsız Şartsız Milletin olduğu(6. Madde), Yargı Yetkisinin, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanıldığı(9. Madde), Herkesin Kanunlar Önünde Eşit Olduğu(10. Madde). Ve tabi gülüyorum. Acı acı gülüyorum.





Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız