HGS

  • 6.02.2013 00:00

 

              Yılardır rahatsızlığını duyduğum bir konu ile ilgili, 6 Şubat 2013 tarihli Zaman Gazetesi’nde Cahit KILIÇ imzalı haberi görünce tespitlerimi yazıya dökme ve paylaşma gereği duydum. Peki bu haber neydi?

              “Geçmediği gişelerden ‘geçiş yapılmış’ gibi HGS bakiyesi düştü” başlığı altında verilmişti haber. Haberin devamında özetle şunlar yer alıyordu; Kocaeli’nde öğretmenlik yapan bir kişinin TEM otoyolu üzerindeki bazı gişelerden geçiş yapmamasına rağmen HGS bakiyesinde azalma olduğu, bu durumu çözmek için muhatap bulamadığı şeklinde gelişiyordu haber.

                Karayolları Genel Müdürlüğü HGS uygulamasını, 1 ay da erteleyerek 1 Şubat 2013 tarihinde başlattı. Ancak bu uygulama hakkında çalışmalara başlandığı haberlerini 2011 yılı başlarında okumaya başlamıştık haber kaynaklarından. 2011 yılı başlarında basınla paylaşıldığına göre hazırlık çalışmalarının daha eskilere uzandığını tahmin etmek zor değil. İlk denemelerinin, İzmir’i Aydın ve Çeşme’ye bağlayan otoyollarda test edildiğini de yine basından öğrendik.

                HGS ile ilgili tespitlerimi ve Karayolları Genel Müdürlüğü’nün performansını değerlendirmeden önce bu ay yürürlükten kaldırılan KGS’ye de değinmek istiyorum.

                KGS çok basit çalışan bir sistemdi. Eski telefon kartları gibi. Kontör yüklemesini yapıyorsunuz, kullanım yerlerindeki okutmalara göre de bakiyenizden düşüyordu. KGS güzel bir uygulamaydı. Ancak aşamalı olarak 2010 ve 2011 yıllarında nakit ödeme gişelerinin kaldırılmasıyla KGS de çileye dönüştü. Kendi başıma da gelen örnekleri hikayeleştirerek bu “çile’yi” açıklamaya çalışacağım.

                Her gün otoyolu kullanmayan biri olarak ayda yılda bir yolunuz otobana düştü. Evinizde eşyaları hazırladınız. Çoluk çocuk düştünüz yollara. İşyerindeki mesainizi bitirip yola çıktığınızı hesap edince tabiki saat 17:00’yi geçti. Gişeye kartı okuttuğunuzda, “Bakiye 1 TL” yazdığını görünce, başlıyorsunuz etrafınıza bakınmaya. Gideceğiniz yer 1 TL’den fazla tutuyorsa ne yapacaksınız?-Abi, bakiyen yetersizse otobandan çık, karayolundan git! Diyen görevlinin şahsında tüm emeği geçenlere rahmet okuduktan sonra,ihtimalleri değerlendirmeye devam edelim. Ya oradaki görevlinin acı sözünü dinleyip geri dönersiniz yamalı bohça gibi olmuş karayoluna, yahut devam edipçıkış yapacağınız gişede 24 saat dolum yapılıyorsa çıkıştan evvel aracınızı sağa çekip yükleme yapıp sorunu çözebilirsiniz. Çıkış gişesinde saat 17:00’ye kadar dolum yapılıyorsa (ki çoğu bu şekilde çalışıyor) sizin için bariyer açılmaz, OGS’den(birilerine dua okuyarak) kaçak geçiş yapmalısınız.

                Başka senaryolarla devam edelim hikâyeye. Bir köyün muhtarısınız. Büyük şehirlerle pek işiniz olmaz. Yakındaki kasabada/ilçede hallediyorsunuz işlerinizi. Günlerden bir gün köydeki vatandaşlardan birisi gecenin bir vakti ağır rahatsızlanmış. Sizde araba olduğu için köylüler sizin kapıyı çalmışlar. Alel acele giyinip hastayla birlikte çıkıyorsunuz yola. Hastanın ağır durumunu düşünerek Büyük Şehre gitmeye karar veriyorsunuz.Büyük Şehrin yolu da otoban.  Muhtar emmide ne gezer KGS kartı. “Yansın, canım keten helva”.

                Bu konuda bir iki ayrıntı daha var ama yazı uzun olacak diye es geçiyorum.

                Bir vatandaş olarak gözlemlerime dayanarak şunu söylüyorum: Karayolları Genel Müdürlüğü gişelerdeki uygulamalarında kesinlikle başarısızdır. Çok basit altyapı ile çalışan sistemlerin oluşturulmasında, en az üç, dört yıllık bir hazırlık dönemleri olmalarına rağmen, becerikli bir şekilde bu uygulamaları hayata geçirememişlerdir. Yapmış oldukları uygulamalarda “insan” faktörü tamamen devre dışıdır. İnsan ve yol deyince aklıma Efendimizin şu Hadisi Şerifi  gelir;“Yoldan taş, diken, kemik gibi şeyleri kaldırıp atman da senin için sadakadır. -Tirmizi.”

                Memleketimin yollarına bakan abilerin, amcaların, yukarıdaki Hadisi Şerifi düşünerek, icraatlarını gözden geçirmelerini tavsiye ederim.

                Son söz olarak: PTT’den HGS kartını aldım. Oradaki personele sordum; -Hemşerim bu kartı nereye yapıştıracağım? Cevaben; -Abi, aynanın arkasına yapıştır! Dedi. Aynaya yapışmayacağını, içeriden ön cama yapışacağını öğrendim ama iş işten geçti.


Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız