Öğrenilmiş çaresizlik nedir bilir misiniz? Bazı işleri / fikirleri / edimleri yaparsınız, yaparsınız, başarılı olamayınca pes eder, teslim olursunuz. Bilim adamları bu duruma “öğrenilmiş çaresizlik” adını vermişler.

Bazı insanlar her fikre hakaretle karşılık vermeye eğilimli oluyorlar. Bilinçaltlarındaki bunalımları, sorunları, bastırılmış duyguları hakaret ederek, tehdit ederek, saldırarak tatmin ediyorlar.

Türkçe’nin hiçbir yazım kuralına uymadan, sözlerini süzgeçten geçirmeden çalakalem bir şeyler karalayarak karşısındakini mat ettiklerini sanıyorlar ama aslında kendileri çukurun dibine iniyorlar.

Hasbelkader 30 yıldır yerel ya da ulusal çapta yayın yapan gazetelere, dergilere, web sitelerine aklımın erdiği konularda yazılar gönderiyorum. Geçen zamanda binlerce yazım yayınlandı. Kimi yazılarım dikkate alınmayıp çöpe gitti, kimileri ise bilgiye ihtiyacı olanlara ışık tuttu. Kendi kişisel web sitemde de bazı yazılarıma yer veriyorum. Hangisinin kaç kişi tarafından okunduğu, faydalı olup olmadığı gelen telefon ve e-posta iletilerinden belli oluyor.

Hayatında 1 kitap bile okumamış, 1 sayfa makale yazmamış, hiçbir özgün fikri olmayan klavye kahramanlarının hakaretleri insanı yazmaktan, düşünceleri ortaya koymaktan caydırıyor.

“Sen de kimsin ulan” türü saldırılara hep şunu söylüyorum. Bolu’nun Kıbrıscık ilçesinin Bölücekkaya Köyü’nde doğdum. 27 yıldır eğitimcilik yapıyorum. Bu süre zarfında 1 günümü bile boş geçirmedim. 50’den fazla (20 bin sayfa) kitap yazıp yayınladım. Taa ABD’de bile eserlerim satılıyor. İki şarkı ezberleyip sanatçı olduğunu söyleyenlerden, 2 gol atıp starım diyenlerden olmadım. Tükettiğimden çok üretmeyi şiar edindim.

Değerli insan Sayın İzzet Baysal Beyefendinin Vakfının verdiği bursla okuduğum için memleketimin, ülkemin daha iyi noktalara gelmesi için her türlü çabayı gösterdim.

Bolu Spor ile ilgili yazdığım mini yazıya hakaret içeren e-posta ile cevap vermeye çalışan, web sitesine yorumlar yazanlara sadece acıyorum.

Bilim, tarih, sosyoloji, felsefe, teknoloji konusunda zerre kadar vizyonu olmayan insanlar yazının konusunu asla anlamadan hakaretler ettiler. Etmeye de devam ediyorlar.

Ben sadece basit bir soru sordum: Bu takıma 30-40 yılda ne kadar para harcandı, ortaya hangi başarılar konuldu? Yani getirisi nedir? Götürüsü nedir? Halkın refahı, iyiliği için harcanması gereken kaynaklar niçin azınlığa aktarılıyor vb. dedim…

Bu yazıyı anlayanlar, destekleyenler de oldu… Ancak imlası bozuk, ne dediği belli olmayan, vizyon çizmeyen satırlar ülkenin geleceği ile ilgili iyimser düşüncelerimi epey azalttı.

Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olduğunu sanan insanlarımıza şunu söylemek istiyorum: Lütfen fikirlerinizi doğru Türkçe ile ve mantık kurgusu içinde dile getiriniz. Takma isimle değil, gerçek adınızla bilgi serdediniz.

Sporun faydalı olduğunu herkes bilir. Futbola karşı da değilim. Ancak Bolu’nun başka eksiklerini giderecek kaynakların topçulara dökülmesine karşıyım. BUNU BÜYÜK HARFLE DE YAZAYIM: AYRANI YOK İÇMEYE, TAHT-I REVANLA GİDER .IÇMAYA durumuna son verelim diyorum.  

Ali Özdemir

www.aliozdemir.net

0505 220 83 85