25 bin gün

  • 12.12.2014 00:00

 

 

Türkiye’de insan ömrü ortalama 70-75 yıldır. Bu da ortalama 25 bin gün demektir. Bu sürenin ilk 7 bin günü çocukluk (üretkenlik yok), son 7 bin günü yaşlılık (üretkenlik çok düşük) olarak ayrılırsa geriye 10-11 bin gün kalır.

 

Bu kadar kısa süreyi nasıl değerlendirdiğimiz çok önemlidir. Tükettiğinden çok üreten insan olabilmek için 24 saatlik gün dilimin çok verimli kullanabilmek gerekir.

 

Uzmanların belirttiğine göre günde 7-8 saat uyumayan kişiler sağlıklı, verimli olamamaktadır. Az uyuyarak yaşayan insanları ilerleyen yaşlarda bir çok sağlık sorunu beklemektedir.

 

Rafine şeker, beyaz un, rafine tuz, sağlıksız / kansorejen yağlar (margarin, ayçiçeği, mısır, soya yağı), kirli hava, hareketsizlik, sigara, alkol, pakete girmiş endüstriyel gıdalar, elektromanyetik alanlar, dik gelen güneş ışınları, duygusal iletişimlerin yetersizliği, geçim sıkıntısı, stres, tatil yapmadan çalışma vb. gibi unsurlar yaşam kalitemizi / verimimizi önemli oranda düşürmektedir.

 

Nitelikli (zeytin, peynir, yumurta, sebze, ceviz, badem vb.) bir kahvaltı, Akdeniz diyeti olarak nitelenen sebze ve deniz ürünleriyle beslenme zeki, enerjik, üretken, sağlıklı bir toplum oluşturmaktadır.

 

Yapılan araştırmalara göre 7 milyonluk Türk toplumunun ortalama zeka düzeyi 90-95 aralığında olup umulanın altındadır. İskandinav ülkelerinin yurttaşlarının ortalama eğitilmişlik ortalaması 10-12 yıl iken bizde bu rakam 3.5-4.5 yıl arasındadır. Düşük eğitim seviyesi az okuyan, az düşünen, az üreten, plansız yaşayan bir kitleyi önümüze koymaktadır.

 

21. yüzyıl bilginin çok değerli olduğu, güç sağladığı bir dönemi işaret etmektedir. Cep telefonu, LED TV, uydu sistemleri, yazılımlar, bitki tohumları, ilaçlar, bilgisayarlar yüksek bilgi içeren, katma değeri çok yüksek olan mallar sınıfına girmektedir.

 

Eğitimde, sağlıkta, beslenmede, planlamada, şehircilikte, sanayileşmede istenilen düzeye gelemediğimiz için ihraç ettiğim malların kilogram fiyatı 1,2-1,5 dolar düzeyinde olup son derece düşüktür. Yani 2000 kilo soğan verip 1 adet 100 gramlık telefon alır halden kurtulamıyoruz. Telefon, TV, bilgisayar, otomobil, metro, ilaç gibi alanlarda evrensel ölçekli üretimimiz, markamız ne yazık ki yoktur.

 

Ülke nüfusunun aktif (üretken) kitlesini oluşturan 35-40 milyonluk kitleyi idealist, planlı yaşayan, tasarım yapabilen, girişimci bir yapıya dönüştürmek için daha çok çaba göstermeliyiz.

 

Eğitimciler, siyasetçiler, girişimciler 25 bin günü nasıl kaliteli hale getirebiliriz üzerine iş birliği yapmalıdırlar.

 

Ali Özdemir

www.aliozdemir.net

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız