Beyaz Türk deyince ne anlıyorum...

  • 17.04.2014 00:00

Sosyolog değilim. Sadece içinde yaşadığım toplumu tanımak, anlamak için son 30 yıldır okumalar, araştırmalar yapıyorum.
 
 Engin Ardıç, Fatih Altaylı, Murat Bardakçı, Eser Karakaş, Taha Akyol, Hasan Cemal, Soner Yalçın, Yalçın Küçük, Tayfun Er, Mehmet Şevket Eygi, Nihat Genç, Mehmet Yakup Yılmaz, Sabahattin Önkibar, Ekrem Dumanlı, Fehmi Koru, Mustafa Karaalioğlu, R. Ozan Kütahyalı, İsmet Berkan, Yılmaz Özdil, Ufuk Güldemir (rahmetli), Oray Eğin, Ahmet Hakan Coşkun, Melih Aşık, Mehmet Altan, Ahmet Altan, Çetin Altan, Yalçın Doğan, Nuray Mert, Necati Doğru, Uğur Dündar, Bekir Coşkun, İlhan Selçuk (rahmetli), Hıncal Uluç, Rauf Tamer, Cengiz Çandar, Attila İlhan (rahmetli), Ertuğrul Özkök, Cüneyt Ülsever, Erol Manisalı, Ali Sürmen, Can Dündar, Mehmet Tezkan, Mehmet Barlas, Can Ataklı, Sabahattin Önkibar, Yiğit Bulut, Mustafa Mutlu vb. gibi gazetecilerin, yazarların kitaplarını, makalelerini takip etmeye çalışıyorum.
 
 Bunca okumalardan sonra Türkiye'deki sosyal tabakalar hakkında ulaştığım yargılar şöyle:
 
 * 77 milyonluk kitlenin içindeki yüzde 5-10'luk mutlu azınlık çok lüks içinde yaşıyor. Evleri kaşane gibi. Garajlarında lüks otomobiller dizili. Çocukları ülke içinde özel okullarda ve yurt dışında (çoğunlukla ABD) okuyor.
 
 * Mutlu azınlık yazın plajlarda, kışın kayak merkezlerinde gününü gün ediyor. Dini bayram tatillerinde de dünyanın dört bir yanına tatil için dağılıyorlar.
 
 * Ticaret, sanayi, medya, finans, sigorta, iletişim, reklam, TV, sinema, inşaat, turizm, enerji, tekstil gibi sektörlerin köşe başlarını mutlu azınlığın fertleri ele geçirmiş vaziyette. Yani şirketlerin bol maaşlı yönetim kademeleri beyaz Türklerin çocukları tarafından kontrol ediliyor. Alt gelir grubuna mensup ailelerden çıkan Anadolu çocukları mutlu azınlığın yaşam şeklini benimsemediği sürece "içeri" alınmıyor. 
 
 * Lions, Rotary, Rotaract, Inner Wheel gibi sosyal iletişim amaçlı olduğunu öne süren derneklerin tümünün üyeleri tuzu kuru beyaz Türkler arasından seçiliyor. 
 
 * Mutlu azınlığın bireylerine sağ, sol, muhafazakar, milliyetçi görüşler taşıyan siyasal yapıların içinde yoğun olarak rastlamak mümkün. Yani çok zengin yaşam süren azınlıktaki yurttaşlarımız her siyasi görüşün içinde aktif rol oynuyorlar. Hatta bazı tarikatlerin, cemaatlerin önemli mevkilerinde de ultra zengin ailelere rastlayabiliyoruz.
 
 * Mutlu azınlığın bireyleri bilinçli bir biçimde kendi çevrelerinden evleniyorlar. Kendilerinden olmayanlarla ticari, ailevi iletişim kurmamaya çalışıyorlar.
 
 * Finans kapitalin kontrolünü elinde tutan tabakanın içinde yer alanların önemli bir kısmı 1492'de İspanya ve Portekiz'den çıkarılan Sefarad ve Eşkanaz Musevilerinin Türkiye'ye yerleşen torunlarından oluşuyor. 
 Bu torunların ağırlıklı bir kısmı 1526'da İzmir'de doğan, hahamlık eğitim aldıktan sonra "Ben Museviliğin beklenen mehdisiyim" iddiasında bulunan, Osmanlı Devletinin yöneticilerinin baskılarıyla göstermelik olarak Müslümanlığa geçen Sabetayist'lerden oluşuyor. Sabetay Sevi'nin düşüncelerini benimseyen, gerçekte Musevi, dışarıya karşı Müslüman gibi görünen beyaz Türkler; Karakaşçılar, Kapancılar ve Yakubiler olarak üç gruba ayrılmış vaziyetteler. Bu cemaatlere mensup olan ailelerin okulları, mahalleleri, mezarlıkları bile ayrı. 
 
 * TV yarışmaları, moda programları, diziler, eğlendirme amaçlı ulusal radyo yayınları, siyaset erbabı yakından incelendiğinde Sabetayist kültürün izleri yoğun olarak tespit edilebiliyor. Rating ölçümleri, reklam pastasının paylaşımı, sinema sektörü, lüks eğlence mekanlarının müdavimleri hep beyaz Türklerin mensuplarının kontrolüne girmiş durumda.
 
 * Mutlu azınlığın bireylerinin isimlerinde ve soyadlarında çok kolayca anlaşılabilecek takılar yer alıyor. Sel, sal, man, er, gil, berk, dağ, gen, ger, at vb. gibi ekler şebekenin birbirini kolayca tanımasına yardımcı oluyor. 
 
 Konu çok uzun. Zülf-ü yare fazla dokunmamak için yazıyı noktalıyorum. Yazdıklarım kişisel görüşlerimdir. Kimseyi karalamak, topluma nifak sokmak amacında değilim. 
 
 Toplumun yüzde 80-90'lık dilimi 850-2000 TL'lik gelirle barınma, ulaşım, ısınma, beslenme, giyinme, eğlence, eğitim ihtiyaçlarını karşılamak için didiniyor. 
 
 Ülkemiz dünyanın gelir dağılımı en bozuk 10 ülkesi arasında yer alıyor. Bu konuda benim yapabileceğim pek bir şey yok. Devletimizi yöneten siyasi iktidarın bu çarpık yapıyı sona erdirmek için çalışmalar yapmasını umut ediyorum. 
 
 Ali Özdemir
 Tlf. : 0505 220 83 85

 Web : www.aliozdemir.net

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • korhan
    korhan
    16.03.2012 10:18

    abi kadının değerini bizden başka bilen yok. herkes köle gibi kullanmış.gerçi bizde çok değer bilmeyiz ama yinede onlardan iyiyiz.islam sahip çıkmış kadına...abi yazın çok güzel ellerine sağlık ...byyyyyyyyy...

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız