Türkiye'de bazı konular vardır ki çoğunluğun ilgi alanına girmez...



15-20 yaşımdan beri (30 yıldır) gazetelere, dergilere, web sitelerine
"bildiğimi düşündüğüm" mevzularla ilgili makale yollarım. Spor,
magazin, para-pul ile ilgili olarak yazdıklarımın okunma oranı ve geri
dönüşleri çok fazladır.



Son 10 yıldır bir çok yazım sanal medya (web siteleri) üzerinde
yayınlanıyor. Bu ortamda çıkan yazıların kaç kez okunduğunu
(tıklandığını) anlamak çok kolay.



Elma ile ilgili olarak ileteceğim konu da toplumun geniş kitlelerinin
hiç umurunda olmayacaktır.



Bolu'nun Seben, Kıbrıscık, Dörtdivan gibi ilçelerinin iklimi sert,
yağışlı ve karlıdır. Hayat şartlarının zor olduğu topraklar işte bu
nedenle Türkiye'nin hatta belki dünyanın en güzel elmasını verir.



Küreselleşen (ulaşımın kolaylaşması nedeniyle küçük bir köye dönen)
dünyada Arjantin, Şili elmasını bile marketlerde bulabiliyoruz. 5 yıl
kaldığım Kuzey Kıbrıs'ta 3-7 TL ödeyerek hep Güney Amerika elması
yemek zorunda kaldım.



Geçen hafta uğradığım Kıbrıscık, Seben yöresinde tattığım elmalara
doyamadım. Hiç bir kimyasal katkı içermeyen, orman suyuyla sulanmış
elmaların nefaseti unutulmaz düzeydeydi.



Böylesine güzel elmaların 10 Kuruştan alıcı bulamadığını, tüccarların
köylülere köle muamelesi yaptığını öğrenince ne diyeceğimi, kime tepki
göstereceğimi bilemedim.



Tarlasında 10 Kuruşa alıcı bekleyen elmalar Bolu'nun marketlerinde 1-3
TL'den halka sunuluyor (!)



Böyle bir düzen olabilir mi? 10 Kuruşa güzelim elmalarını satamayan
köylü tarım ile uğraşır mı? Gerisini yazmıyorum / yazamıyorum.

Ali Özdemir

Tlf. : 0505 220 83 85
Web : www.aliozdemir.net
E-posta : aozdemir53@hotmail.com
Facebook : www.facebook.com/ERDEMYAYINEVI