- 4.10.2012 00:00
Yanlış anlaşılmasın, çok sevdiğim için öyle…
Düşünün farklı bir tür olmasına rağmen aileden kabul ettiğiniz canlıya isim veriyorsunuz.
Tabi ki o isim içinize sinmeli ve bir şeyleri hatırlatmalı.
Kökten sarı- lacivert renklerebürünmüş ailemiz bu yeni üyesine tereddütsüz Alex adını verdi.
Onun ailemizden biri gibi düşünmek bana büyük keyif veriyor.
***
Alex’i ben ve ailem değil Fenerbahçe camiası çok seviyor.
Nedenleri de belli, istatistikleri herkes biliyor.
Eğer Alex’in kırdığı rekorları buraya yazsam, fikrimizi yazacak boşluk kalmaz.
Uzatmayalım 9 yıllık kariyerinin –bu son saçma yılı saymazsak- tamamında kırılabilecek ne varsa parça parça etmiş bir adamdan bahsediyoruz.
Diğer özellikleri de yabana atılamaz.
Saha içi liderliği…
Futbola kattığı lezzet…
Zor zamanında –herkes kaçarken- takıma sahip çıkışı…
İyi bir aile babası oluşu…
Tüm bunlar Alex’i benzersiz kılan bütünün parçaları oldu.
***
Ancak o ailemden saydığım, taraftarın heykelini diktiği, rekorları parçalayan estetik futbolun adamı, bu yıl kendisine yakışmayan şeyler de yaptı.
Nedir onlar anlatalım, sap ile samanı doğru ile yanlışı ayıralım.
Alex, bu yıl kendisinden daha az yararlanılacağını biliyordu.
Bu da normaldi. Yaşı 36 ve zaten beklenenin altında olan fiziki gücünün verimli kullanılması gerekiyordu. Üstelik Aykut Kocaman, geleceğe takım yapma stratejisini hayata geçirmeye çalışıyordu. Yani bu yıl olmasa seneye Alex’in olmadığı bir takım olacaktı.
Ya da en geç 2 yıl içinde…
Alex’in karakter verdiği bir oyunu birden değiştiremezsiniz. Bir uyum süreci lazımdı.
Aykut Hoca’yı beğenmeyebilirsiniz ama sadece bunu yapmaya çalıştı.
Alex’in bu “kıskançlık” olarak yorumlaması ve bunu kamuoya açık bir yerde yapması kabul edilebilir bir durum değildir. En az Alex kadar bu armanın evladı olan birine bu yafta yapıştırılamaz. Alex 8 yılın verdiği ego ile “takım eşittir benim” moduna girmişti.
***
Özetle bu kulübün büyük oyuncusu Alex hata yaptı.
Kulübü zor durumda bıraktı.
Teknik kadroyu ve Aziz Başkanı zor durumda bıraktı.
Elbette bir karşılığı olacaktı ama bu yaşadıklarımız gibi değil.
3 gün önce heykelini dikilmiş sporcunu 3 dakikada kovmak bu kulübe yakışmadı. Bu kulübe büyük hizmetleri olmuş biri böyle gönderilmemeliydi.
Fenerbahçe taraftarı, sevdiceğinden, babası tarafından zorla ayırılmış evlat gibi, öfkeli, kırgın ve kontrolsüz artık.
***
Bir yanlış bir başka yanlışı o da şimdi bir başka yanlışı doğruyor.
Ancak empati yapıp her iki taraftan meseleye baktığınızda gerçek fotoğraf ortaya konabilir.
İzah edeyim;
Alex ile ilgili yaşanan ve devam etmekte ola kriz de spor camiası ve biz Fenerbehçeliler ikiye bölündük.
İlginçtir ki Fenerin düşmanları da Alex’i sevenler kadrosuna katılıp Fenerbahçe kulübünü vurmaya çalışıyor.
Burada bir yanlış var.
Biz kamplaşmamalıyız.
Alex’i sevelim ama armayı daha çok sevelim.
Alex bu kulübün geçmişinde oldu -eminim ki- geleceğinde de olacak.
Alex’i sevelim, ailemizden biri gibi düşünelim, gidişine de üzülelim ama bugün ortalık toz duman iken biz Fenerbahçeliler, kendi armamızı korumalıyız.
Yorum Yap