KEŞKE...

  • 16.08.2012 00:00

 Bunaldığımız bir anda  “keşke” dediğimiz zamanlar olmuştur. Hayatın başarısını ya da başarısızlığını keşke aritmetiğine dayandıranların konuya bakışı ile bu aritmetiği gale bile almayanların bakışı bir olmayacaktır. Açıkçası ben, işi aritmetiğe dökmeyenlerdenim. Bu konuda sayısal bir yaklaşımla hayatımızı tanzim etmenin doğru olmadığına inanıyorum. Hayatın bir gün olduğunu, onun da bugün olduğunu düşünenlerdenim. Yarın, plan ve projeler bizi tutsak almadığı sürece, üzerinde düşünülmesi gereken geleceğimizdir. Hayat gelecektir ve gelecek illaki tasavvur edilmesi,  önemsenmesi gereken bir konudur. Gelecek konusu hakimiyetimiz içinde olmadığından  içinde kaybolmaya müsait bir alandır. Gelecek nedir o zaman?  Daha gelmemiş, yaşanacak zaman, istikbal, ati gibi sözlük anlamları bulunan bir kelimedir. Yaşanacak zamanı tayin etme durumumuz olmadığına göre gelecek ile alakalı “sanal görüntüleri gerçekleştirme azmimizin bizi götürebildiği  gerçeklik” diye kendimce bir tanımlama yapmamın yanlış olmadığını düşünüyorum. Bu bağlamda sanal görüntüler, egomuzun ve çevremizin bizdeki yansımalarıdır. Geleceğin planı ve projesi bu yansımalara göre belirlenir. “Biz her insanın kaderini (kendi) boynuna dolamışızdır; öyle ki, Kıyamet Günü onun önüne, her şeyi açık açık kaydedilmiş bulacağı bir sicil çıkaracağız;” ( İsra Suresi Ayet:13) buyurarak her insanın kaderini kendi çabasına bağlı kılan   Alemlerin rabbi olan Allah (C.C) ne kadar sade ve öz olarak bizleri uyarmıştır. Sicilimizi oluşturacak davranışlarımız ve bunların sonuçları bizim projeksiyonlarımızla ne kadar uyuşacak? Bunu belirleme imkanını da rabbimiz “Adl (C.C)” esmasına uygun olarak bizlere bahşetmiştir.. Bize düşen belki de burada aritmetiğe dikkat etmek olacaktır. Ne kadar sorumluluk bilinciyle yapılmış davranış o kadar hasene meselesi…

KEŞKE NAMÂZ KILSAYDIM

“… “Abdullah bin Muhammed” adındaki biri de,

Diyor ki: Bir eşyâmı kaybettim ben bir yerde.

Onu aramak için, o gün dolaşıyordum.

Nihâyet bir mezarın yanına vâsıl oldum.

Akşam ezânı dahî okunmuştu o anda.

Ve kıldım namâzımı o mezarın yanında.

Duâ ediyordum ki namâzdan sonra fakat,

Duydum kabir içinden bir inilti ve feryât.

Dinledim, diyordu ki: “Ne olaydı, dünyâ'da,

Beş vakit namâzımı edeydim her gün edâ.

Âh keşke uysaydım da dînime tam olarak,

Bu kabir azâbına olmasaydım müstehak.

Keşke çok ehemmiyyet verseydim de namâza,

Bu gün yapılmasaydı kabirde böyle ezâ.”

Bunun gibi, toprağın altında nice emvât,

Yer yüzündekilere ederler şöyle feryât:

“Ey dünyâ'da gafletle hayat süren insanlar!”

Gafletten uyanın ki, elinizde fırsat var.

Biz fırsatı kaçırdık, bâri siz kaçırmayın.

Çok pişmân olursunuz siz dahî yoksa yarın… ”

Namaz ile olur her işimiz tamam. “Siz ey imana ermiş olanlar! Sarsılmaz bir sabır ve namaz ile yardım arayın; zira, unutmayın, Allah zorluklara karşı sabredenlerle birliktedir.” (Bakara-153). Sabır ve namaz, yalancı dünya hayatının zorluklarına karşı inanan ve sorumluluk bilinci taşıyan her müslümanın koruyucu kalkanı olacaktır.

Mübarek ve bereketli Ramazan-ı şerifin sonuna gelmiş bulunuyoruz. İhya edenlere ne mutlu!... Bu münasebetle Ramazan Bayramınızı tebrik eder, İslam alemi için hayırlara vesile olmasını Yüce Rabbimden niyaz ederim.

Selam ve dua ile.


Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • seyhan açıkgöz
    seyhan açıkgöz
    18.11.2011 19:01

    biz buna patates salatası diyoruz :)))

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız