- 12.03.2012 00:00
Hayat kimi zaman akıp giden bir suya benzer.
Kimi zaman ise durgun bir su oluverir.
Yani, İki hidrojen ve bir oksijen atomu…
Suyun neresinde yer aldığımızı biliyor muyuz acaba?
Su (H2O) hakkında kısa bir bilgi turu atalım;
Yer kürenin yüzde 80'i sudur.
Dünyadaki tüm suların sadece yüzde 1'i içilebilir niteliktedir.
Toplam vücut ağırlığınızın %60-70'ini su oluşturmaktadır.
Su kanımızın %90'ını, beyin ve kaslarınızın %75'ini ve kemiklerin de %22'sini oluşturur.
Moleküler boyutta suyun kütlesinin %88'i oksijendir.
Bu yüzden canlı organizmaların kütlesinin büyük bir bölümünü oksijen oluşturur.
Hidrojen, evrenin temel enerji kaynağıdır ve evrende en çok bulunan elementtir.
Buradan yapacağımız çıkarım;
Hayatımızda su önemli bir yer işgal eder ve diyebilir ki, “Su hayattır.”
Su hayatı sembolize etse yanlış olur mu?
Daha ilerisine gidelim, “iyi ve kötünün” sembolü bile olabilir.
İçilebilir su ve içilemeyen su gibi.
Biri yanar derviş gibi döner, biri yakar güneş gibi parlar.
Güneş ve su…
Güneş olmasaydı suyun kıymeti ne olurdu?
Kafalar karışıyor değil mi? …
Çoğu zaman “bana ne ?” diyerek geçip gitmek en basit ve çıkar yoldur.
Düşünmek zordur… Emek ister, zaman ister, yorar insanı.
Ama sadece insanı…
Çünkü aslında düşünen insandır sadece.
Bu haslet, insana Rabbinin bir lütfudur.
Peki, biliyor muyuz düşünmenin bize kattığı gücü ve zayıflığı?
Ben samimice “hayır” diyebilenlerdenim.
Bilmemiz gerekmez mi? suyun üstünde mi? altında mı? Yoksa içinde miyiz?
Biliyor gibi yapıp yola devam eden bir sınıftaysanız şansınız yok.
O halde hiç bir zaman suyun üstünde mi? altında mı? Yoksa içinde mi? olduğumuzu öğrenemeyeceğiz.
Biraz Beyin Fırtınası yapalım mı? Ne dersiniz?
“Suyun üstünde olmak.” ;
Hayatın üstünde yürümek ama sadece gerçek hayata ve “O” na doğru yürümek.
“Suyun altında olmak.” ;
İstemesek de bırakacağımız hayatı sırtımıza alıp hayatın altında yürümek ve “O” ndan başka şeylere doğru yürümek.
“Suyun içinde olmak.” ;
Hayatı içinize almak ve “O” nunla birlikte olmak. Bir başka deyişle “hiç” olmak.
Beyin fırtınası kuralıdır; “Hiçbir fikir ve görüş sorgulanmaz.”
Bunlar benim su mesabesindeki hayata dair görüşlerim.
Suyun akışında kaybolmadıktan ve hele de suyun altında olmadıktan sonra “hiçlik” durağında buluşmak olası bir ihtimaldir.
Selam ve dua ile.
Yorum Yap