TEZ

  • 10.03.2012 00:00

 

Bilişim çağı gençliği,

Bilim gençliği,

Üniversite gençliği

Okur- yazar gençlik,

Yazar-çizer gençlik,

Bar-disko gençliği,

E-ticaret gençliği,

Mahalle gençliği,

Pop star gençliği,

Meyhane gençliği,

Cemaat gençliği,

Bizim gençlik,

Sizin gençlik,

Sosyal paylaşım (?) gençliği

***

Genç kime denir?

Sadece hormonlarının tesiri altında haraket eden kişiye genç denilemeyeceğini biliyoruz.

Genç; İnancı ve idealleri uğruna fedakarlık yapabilene denir.

Sizce idealist gençlik  nerede? Hangi yüzyılda kaldı? Ya da gören var mı?

Farkında mısınız bilmiyorum?

Uyuşturucu bataklığına çekilmeye çalışılan bir nesil-gençlik yetişiyor.

“Uyuşturucu” kelimesini sadece uyuşturan (madde) manasında kullanmıyorum.

Sosyal paylaşım(!) adı altında gerçek amacının tahminlerimizin ötesinde olduğunu düşündüğüm sistemi de  bu kelime ile tanımlamak istiyorum.

Sosyal paylaşım (!) ismi internet ortamında herkes tarafından kabul gördü.

Sosyal paylaşımın (!) bağımlıları, müptelaları ve holiganları oluştu.

Toplumsal yozlaşmanın  enstrümanları olan dedikodu ve gıybet bu sistem içinde yerini aldı.

Öyle böyle değil, dedikodu ve gıybetin lezzeti damak çatlatan cinsden.

Kim? Nerede? Ne zaman? Nasıl? Neden?

Bu sorulara anlık cevap ve yorumlar yine bu sistemde.

Bu sistemin en sıkı müdavimleri maalesef gençlik.

Ülkelerin istikbali olan, bel bağladıkları gençlik…

İşi bilim, ilim, araştırma olması gereken gençler bu sistem içinde bilinçsizce cirit atmaktalar.

Yazık değil mi? Çoğu belki de bu sistemin “kobayı” olarak kullanılacak kim bilir?

İdeal tasavvurundan bu kadar uzaklaştırılan gençlerin geleceği noktanın burası olması hiç de sürpriz olmasa gerek.

Peki burada suçlu kim?

Bu tasavvuru (İdealist gençlik)  onlarda inşa edemeyen biz ebeveynler mi?

Sosyal paylaşım (!) hayranı-kurbanı olup, ebeveyni çağ dışı yaratık olarak gören gençler mi?

Yoksa  facebook, twitter vb. sosyal paylaşım (!) ağlarının  kurucuları mı?

Evet sizce suçlu kim?

Bana göre Suçlu;

Sosyal paylaşım (!) argümanına gençliğin beyninde yer açan toplumsal eğitim zaafiyetimizdir.

Toplumal Eğitim Zaafiyetimizi (TEZ),  gelecekte ne olacağımıza ya da ne olmayacağımıza en fazla etki edecek faktördür diye tanımlamak mümkündür.

TEZ ile hangi yöntemleri kullanarak başedebiliriz?

Evrensel bilgi ve mesajları en mükemmel şekilde yansıtan “Kur’an insanı (gençliği)” yetiştirerek bu zaafiyetimizle başedebileceğimizi düşünüyorum

Kendini ve Rabbini bilen bir “Kur’an insanı” olmamızı Allah (C.C) cümlemize nasip etsin.

Selam ve dua ile.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • Yasemin acar
    Yasemin acar
    14.09.2011 22:18

    Tohumluk patatesi , keşli cevizli makarnası ,bide pilot uygulamaları

Nöbetçi Eczaneler

Resmi İlanlar

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız