Bolu’daki çukurlara selamım var.

“Hadi yine iyisiniz, size kimse dokunamıyor (!)”…

 ***

Ya Rabbi!  

Bize müslüman olma şerefini bahşettiğin için,

Aklımızı ve yüreğimizi işlerimizde rehber yapma imkanı verdiğin için,

İbret alalım diye, putlara tapanları tarihin yazılı penceresinden bize gösterdiğin için,

En büyük insan nakaratlarıyla takdim edilen zavallı diktatörlerin sonunu bize gösterdiğin için.

Sana sonsuz kere hamd ediyorum.

Hidrojenin helyuma dönüşümünün sıcaklığıyla bizi ısıttığın için,

Kainattaki milyarlarca galaksiden biri olan galaksimizde 200 milyar yıldızı yarattığın için,

Dünya kaynaklarını  sömüren kapitalis sistemin egosantrik ülkelerini gösterdiğin için,

Sana sonsuz kere hamd ediyorum.

***

Hayatın iki nefes arasındaki zaman olduğunu,

Türkiye’de milli gelirin yaklaşık %25’nin israf edilmekte olduğunu,

Sadece bir gün golf sahalarını sulamasak, dünyada 2 milyar yoksul insanın su ihtiyacının karşılanmış olacağını,

ABD’nin yıllık köpek maması giderlerinin Afrika’nın % 75’inin kullandığı paraya eşit olduğunu,

Kontrol ve yönetiminden aciz olduğumuz en önemli değerimizin “zaman” olduğunu,

Türkiye'de üretilen günlük 82 milyon ekmekten 5 milyonunun israf edildiğini,

Dünya nüfusu 19. yüzyıla oranla üç kat artmasına rağmen, su kaynaklarının kullanımının altı kat arttığını,

Bir ülkenin su zengini sayılması için, kişi başına yıllık 8.000 –10.000 m3 su düşmesi gerektiğini veTürkiye’nin 1.430 m3’ lik kişi başına kullanılabilir su miktarıyla, su zengini bir ülke olmadığını,

Diş fırçalama esnasında açık bırakılan musluktan ortalama 15 litre, tıraş olurken veya yüz yıkanırken günde 15-35 litre su tasarrufu yapılabildiğini,

Türkiye'de konutlarda, ısıtma ve aydınlatmada kullanılan enerjinin % 35'nin israf edildiğini,

Bir ton kullanılmış kağıt geri kazanıldığında yaklaşık 16 adet çam ağacının kesilmesini engellediğini,

biliyor musunuz?

***

17 Aralık'ta liderlerinin (Kim Jong-il) ölümünün ardından Kuzey Kore halkının “komik”histeri krizi tarzındaki yaslarını görüp de gülümsemeyen olmamıştır sanırım. Allah’a ne kadar şükretsek azdır. Düşünsenize yıllarca komünist bir diktatörün yönetimi altındasınız, adam bir gün gelip ölüp gidiyor ve siz bu diktatör için sanki ananız ya da babanız ölmüş gibi rol keserek yas tutuyorsunuz(!) Ne kadar da  sahte ve yapmacık bir duygulanım! Onlar da bu çağın insanı biz de (?)Farkı fark edecek kadar milli manevi değerlere sahip olmak ne kadar da önemliymiş, bunu da öğrenmiş olduk. Bu haftanın komedisi olarak, Kore’de yaşanan  bu histerik yas krizi benim favorim olarak  öne çıkıyor.

***

80‘li yıllarda Erzincan’lı bir İngilizce hocamız vardı. Yeni bir yıla girerken, eğlenmenin ötesinde yıl içinde yaptıklarımızın ve yaşadıklarımızın muhasebesini yapmanın daha akıllıca bir davranış olduğunu söylerdi. Yıllar geçti… Bunun dışında, “yeni bir yıl” için benim de başka bir önerim olmadı.

Selam ve dua ile.