- 6.01.2022 10:40
- (21)
Üniversiteden mezun olduktan sonra her yeni mezun bir birey gibi bende kendi mesleğimi icra edebileceğim bir iş arayışındaydım.
Heyecanlı ve bir o kadar stresli bir dönem olduğunu yaşayanlar bilir.
Şanslıydım…
Çünkü bu süreç çok da uzun sürmedi.
Her ne kadar şanslıydım desem de bence inanmak ve umut etmenin payı büyük.
İnanmıştım, en kısa sürede mesleki kariyerime ilk adımı atacaktım.
İş başvurularım devam ederken bir sabah telefon çaldı.
Anlayacağınız üzere başvurularımdan birinden ön görüşme için dönüş almıştım.
İlk iş görüşmem olumlu sonuçlandı ve böylelikle biyomedikal sektörüne ilk adımı atmış oldum.
İlk iş yerim olan Erzurum Yakutiye Eğitim Araştırma Hastanesi biyomedikal biriminde yüklenici firma bünyesinde göreve başladım.
Teknik sorumlum olan Yunus Ünal abi ile tanıştık sahada uzun yıllar tecrübesi olan kişi beni sürekli heyecanlandırıyordu ve bilgi birikiminden faydalanmak istiyordum.
Yunus abi hiçbir zaman tecrübesini bizde saklamadı her zaman eğitimci olarak bana yol gösterdi.
Benim ile birlikte işe başlayan diğer arkadaşlarımda vardı ilk zamanlardan cihazların çok kapsamlı olduğunu baya emek vermemiz gerektiğini gözlemlemiştik.
O dönem en büyük kazanımlarından biri tıbbi cihazların kalibrasyonlarında yüklenici firma bünyesinde yapılmasıydı .Yani bütün cihazlara birebir dokunup gözlemleme sansı doğmuştu ….
Yunus abinin İlk öğrettiği konulardan biri dokümantasyon idi.
Hiç unutmuyorum “iyi bir Biyomedikal personeli aynı zamanda iyi dokümantasyon yani belge tutar “ demişti.
Yıllar içinde bu kavramın ne kadar kıymetli olduğunu fark ettim.
Özellikle bir kuruma hizmet veriyorsanız cihaz size teslim edildiği andan elinizden çıkana kadar geçen süre zarfında tüm ayrıntılarını kayda almanız gerekiyor.
İlk arızası neydi ?
Hangi tarihte kimden teslim aldınız ?
Gözlemlediğiniz arıza neydi ?
Nasıl bir işlem yaptınız ?
Hangi testlerden geçirdiniz ?
Ne kadar sürede onarım gerçekleştirdiniz ?
Cihazı sizden kim ve ne zaman teslim aldı ?
Onarım işlemi sonrası kalibrasyon yapıldı mı ?
Bu soruların cevaplarının kayda ve imza altına alınması son derece önemli.
***
Tabi ki bu kayda aldığınız dokümanın düzgün bir şekilde arşivlenmesi de ayrı bir önem taşıyor.
Kıssadan hisse ;
Mimar Sinan’ın eseri olan Şehzadebaşı Cami’nin 1990’lı yıllarda devam eden restorasyonunu yapan firma yetkililerinden bir inşaat mühendisi, restorasyon sırasında yaşadıkları bir olayı şöyle anlatıyor
"Cami bahçesini çevreleyen havale duvarında bulunan kapıların üzerindeki kemerleri oluşturan taşlarda yer yer çürümeler vardı. Restorasyon programında bu kemerlerin yenilenmesi de yer alıyordu. Biz inşaat fakültesinde teorik olarak kemerlerin nasıl inşaat edildiğini öğrenmiştik fakat taş kemer inşaası ile ilgili pratiğimiz yoktu. Kalıbı yaptık. Sökmeye kemerin kilit taşından başladık. Taşı yerinden çıkardığımızda hayretle iki taşın birleşme noktasında olan silindirik bir boşluğa yerleştirilmiş bir cam şişeye rastladık.
Şişenin içinde dürülmüş beyaz bir kâğıt vardı. Şişeyi açıp kâğıda baktık. Osmanlıca bir şeyler yazıyordu. Hemen bir uzman bulup okuttuk. Bu bir mektup idi ve Mimar Sinan tarafından yazılmıştı. Şunları söylüyordu:
"Bu kemeri oluşturan taşların ömrü yaklaşık 400 senedir. Bu müddet zarfında bu taşlar çürümüş olacağından siz bu kemeri yenilemek isteyeceksiniz. Büyük bir ihtimalle yapı teknikleri de değişeceğinden bu kemeri nasıl yeniden inşaa edeceğinizi bilemeyeceksiniz. İşte bu mektubu ben size, bu kemeri nasıl inşa edeceğinizi anlatmak için yazıyorum." Koca Sinan mektubunda böyle başladıktan sonra o kemeri inşa ettikleri taşları Anadolu´nun neresinden getirttiklerini söyleyerek izahlarına devam ediyor ve ayrıntılı bir biçimde kemerin inşasını anlatıyordu.
***
Genç ve mesleğe yeni başlayan arkadaşlarıma mesleki sorumluluk açısından dokümanın önemini vurgulamak istedim.
Bir daha ki yazıda görüşmek umuduyla
Saygılar sunarım.
Yorum Yap