Hayat böyle, bir varsın bir yoksun…

Sanki

Bana hiç gelmez diyorsun,

Ama

Bir bakıyorsun musalla taşındasın ve ’ Nasıl bilirdiniz?’ diye sorulmaktasın.

Aydın İnceayan kardeşimiz de bana gelmez diyordu,

Ama

Geliyor işte!

Ölüm denilen gerçek; genç ihtiyar, mevki makam, zengin fakir tanımıyor.

Yani

Birbirimizin kıymetini, sağlığımızda bilelim, Yunus’un deyimi ile sevelim, sevilelim.

***

Aydın kardeşimize Allah rahmet eylesin mekânı da cennet olsun inşallah.

Aşağı Soku Mahallesi Nakkaş Camisinde kılınan öğle ve cenaze namazı oldukça kalabalıktı; cami içersinde namaz kılacak yer yoktu.

Dışarısı ana baba günüydü.

Ve

Herkes namaz kılacak bir yer arıyordu.

Caminin dışına kilim halı sermekte herhalde kimsenin aklına gelmemişti.

***

O kargaşa da Ak Parti İl Başkanı Nurettin Doğanay kardeşimiz ve Belediye Meclisi Üyesi Kazım Konak ve Bolu Belediyesi çalışanlarından Selim Süren ile ile karşılaştık,  kucaklaştık, hal hatır ettik.

Onlarda namaz kılacak yer arıyorlardı.

Sayın Doğanay dedi ki; ‘Çimenlerin üzerinde kılalım.’

‘Tamam!’Dedim. ‘Biz de arkanız da saf tutalım.’

Olmaz! Dedi.

Ve ekledi;

‘Hocam ne arkamda ol ne de önümde, yanımda dur yeter.’

***

Namaza duracağız da, yukarıda da bahsettik, yerlere serili bir şey yok.

Sayın Doğanay, ceketini çıkardı serdi,’ isterseniz sizde serin’ dedi.

Dedim ki;

‘Başkanım biz Pembe incili kaftan hikâyesini bilenlerdeniz, altımıza serdiğimizi bir daha sırtımıza giymeyiz.’

Okkalı bir cevap geldi başkandan.

‘Hocam Şah İsmail’in karşısında değil, Allah’ın huzurundayız, burası azamet gösterilecek yer değil, boyun bükülecek yer.’

Gel de cevap ver, yani başkan taşı gediğine koydu.

Doğru mu doğru!

Yerinde kullanılan güzel cevapla Sayın Doğanay markalı ceketini kurtardı.

Gerçi

Kurtarmasaydı da ona koymazdı.

Çünkü

Bir gün giydiğini ertesi gün giymeyen Sayın Doğanay’ ın elbise dolabından eksilen bir şey olmazdı.

Ama

Bu cevap benim gibi garip bir emekliyi büyük bir masraftan kurtardı.

***

Sayın Nurettin Doğanay Bolu Ak Parti İl Başkanlığı gibi çok kıymetli bir yerde görev yapıyor.

Allah var; boy pos yerinde ya, üzerine giydiği elbiselerde yakışıyor, taşımasını da biliyor.

Ama

Sayın Doğanay üzerinde sadece o güzel elbiseleri taşımıyor.

O elbiseler ile birlikte, iş vermede, aş vermede,

Mevki makamları adaletli bir şekilde dağıtmada,

Kul hakkı yememe, yedirmeme, yetim malını gözetme, işe gireceklerde liyakat arama gibi büyük veballerin sorumluluklarını da üzerinde taşıyor.

***

İşte bu Sayın Doğanay’dan bir istirhamım var.

Lütfen partinizin yaptığı her işte adaletli olunuz, hakkı hukuku üstün tutunuz.

Çünkü

Siz sadece namazlarda değil, yaptığınız her icraatla ve her an Allah’ın huzurundasınız.

Ve

Hz. Ömer’in

"Kenar-ı Dicle’de bir kurt kapsa koyunu, Gelir de adl-i ilâhi Ömer'den sorar onu!"Sözünü unutmayınız.

Unutursanız

Allah korusun ceketi kurtaramazsınız.