Son günlerde adından en çok bahsedilen kurumlar arasında sağlık teşkilatı geliyor.

Kimi zaman sağlık çalışanlarına yapılan şiddet kamuoyunda konuşulurken bir bakmışsınız ertesi gün haberlerde  sağlık çalışanlarından kaynaklandığı iddia edilen yanlış teşhis ve mağdur edilen insanlar manşetlerde yerini almış.

Halkla iç içe olan bir teşkilatın bu yoğunlukta haber olması kadar doğal bir şey yok aslında.

İl geneline baktığımızda  her gün binlerce kişiye temas edilmesine rağmen gündem  daha sakin . Tek tük şiddet haberleri gündeme gelse de çok  bir şey ifade etmeden gündemden düşüyor.

Oysa bizim il olarak sağlık teşkilatını gündeme taşıyıp manşetlerden düşürmememiz gereken o kadar çok konu var ki.

Mesela yılan hikayesine dönen Bolu merkezli Şehir Hastanesi .

İlk olarak gündeme geldiğinde sene 2008 .               

Yozgat ve Mersin ile beraber Bolu’nun adı da konuşuluyordu.

O günden bu yana neredeyse her seçim döneminde müjde başlıklarıyla açıklamalar yapılmasına rağmen 400 yatak kapasiteli düşünülen bu projede nedense bir arpa boyu ilerleyemedik .

***

Hidroterapi açısından elimizin altında Allah vergisi bir suya sahip olmamıza rağmen,

yıllar öncesinden yer tahsisi bile yapılmış, projeleri çizilmiş Fizik Tedavi Hastanesinden ses yok .

Mevcut hastane bu günün ihtiyacına cevap veremezken yataklı tedavi için çok uzun vadeli sıra verilmesi bu yatırımın aciliyetini gözler önüne sermektedir.

“Artık kimse Fizik Tedavi Hastanesinde tedavi sırası beklemeyecek “ şeklinde bir haber başlığı sanırım bizleri heyecanlandırırdı.

***

Ülkemizin sağlık hizmetleri noktasında bir çok ülkeyle rekabet edecek noktaya taşınmasıyla literatürümüze eklenen “Sağlık Turizmi” ilimizde de pek çok kez konuşulmuş ,toplantılar, konferanslar yapılmış ama bu alanda da maalesef  iri puntolarla manşetlere taşınmış bir başarı kaydedilememiştir.

Fizik Tedavi Hastanesini yapıp yanına da güzel bir konaklama tesisi için yatırımcılar ikna edilmiş olsa müthiş bir haber olurdu Sağlık Turizmi açısından .

***

Bir diğer önemli mesele koruyucu aile hekimliği.

Hastalık bizi bulmadan tedbirlerin alınması sağlıkçıların öncelikleri arasında yer almalı. Köylerimizde hayvancılık yapılırken tavuk kümeslerinden çıkan gübrelerin oluşturacağı sağlık sorunları düşünüldüğünde bu konuda atılan adımlar ve eskiye nazaran geldiğimiz seviye konusunda da  bir habere rastlamamak düşündürücü olsa gerek.

***

Bilim dünyasına yaptığı katkılar ile AİBÜ tıp fakültesinde hizmet veren Akademik personelimizi keşke her gün manşetlere taşısak ve göğsümüzü gere gere her türlü sağlık sorununda yeterli hocamız var. Devlet hastanelerimizin tetkik ve teşhis konusunda yetersiz kalabileceği durumlarda dev bir hoca kadromuz var ve bu güne kadar şu kadar vakayı çözdük ve bilime bu kadar katkı sağladık diye  haberler yapabilsek .

Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi diyen ecdadın torunları olarak hala 99 depreminde Kızılhaç tarafından genel amaçlı hastane olarak yapılan prefabrik binada hizmet vermeye çalışan  Akıl Ve Ruh Sağlığı Hastalıkları hastanesi olarak prefabrikten çıkıp standartlara uygun modern binada hizmet vermeye başlanılmıştır.diye haberlerin çokluğuyla  gururlansak.

Tüm bu beklentilerimize rağmen .

Güzel şeyler yok mu ?

Var tabi ki onlar zaten manşetlerde….