Baba tarla da çalışıyor, oğlu da yanında…

Oğlu babasına diyor ki;

‘Baba, baba bak tayyare geçiyor.’

Baba başını kaldırmadan cevap veriyor;

‘Elleşme oğlum geçsin.’

Buradan yola çıkarak baba üzerinden yazı yazarsınız, oğul üzerinden de…

Ama

Bizim yazımıza konu olacak kelime; ELLEŞME…

***

Ne yazıktır ki, hiçbir şeye hiçbir konuya elleşmiyoruz; bana neciyiz, bahaneciyiz, sorumsuzuz, nemelazımcıyız, vurdumduymazız.

Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın,

At binenin kılıç kuşananın,

Üzümü ye bağını sorma,

Bedava sirke baldan tatlıdır.’ Tarafındayız.

***

Edirne’den yola çıkan hızlı tren kaza yapmış, 24 can gitmiş, 338 yaralı var.

Neden belli;Aşırı yağmur, menfez ile ray arasındaki toprağın boşalması…

Yağmur yağar; Hak’tandır.

Ama

Menfez ile ray arasındaki toprağın boşalması kuldandır.

Yani

İhmal var, ilgisizlik, beceriksizlik, takipsizlik ve sonunda da cinayet var.

Ama

Bu kısma pek elleşmiyoruz.

Ne diyoruz?

‘Yağmurdur yağar, toprağı bozar oğlum, ELLEŞME.’

***

Ne yazıktır ki;

Devletin kademeleri çapsızlar ile doldu, ‘bizden’ dedik elleşmedik,

İhaleleri yandaşlara verdiler, elleşmedik,

İşlerini iyi yapmadılar, yine elleşmedik,

Tecavüzler oldu, bir kere ile bir şey olmaz dedik, elleşmedik.

Madenlerde insanlarımız öldü, kader dedik, elleşmedik.

Elleşmedik, elleşmedik, elleşmedik…

ELLEŞMEYE ELLEŞMEYE

Ama

‘Bu seçimi de kazandık ne haber!’diyerek birbirimizle EYLEŞE EYLEŞE bu günlere geldik.

***

24 canın gitmiş olduğu Edirne- İstanbul arasındaki o trende biz yoğuz, eşimiz de çocuklarımız da, dostlarımızda…

Ama

Hepimizin bindiği ELLEŞME isimli Türkiye treni var ya…

İşte o tren senden benden, bizden sizden demeden her yere uğruyor; okullara, yurtlara, sağlık kurumlarına, her gün çıktığımız trafiğe, sokağa caddeye…

İnsanın olduğu her yere.

Bir de buradan baksak ya hayata.

Ama

Biz hala daha, ‘Bizdendir elleşme oğlum’ havasındayız.

***

Elleşmediklerimiz kimler?

Güya bu güzel ülkeyi çok ama çok sevdiğini söyleyenler.

Ama

İcraat kısmında bırakın ülkesini sevmeyi, kendisine iş aş verenleri, makamlara getirenleri bile yaptığı ihmaller ile sevmediğini gösterenler.

Sevdiklerini yüceltemeyenler,

Bir şekilde sahip olduğu işine, adam gibi sahip çıkmayıp, ekmek yediği kaba işeyenler…

Ve

Bu çapsızlara

Yandaş yoldaş, arkadaş diyerek; iş, aş, mevki makam vererek, ülkesine, partisine liderine ihanet edenler.

***.

Keşke bu çapsızları, takmazları, umursamazları, liyakatsizleri görseydik.

Görmekle kalmayıp

‘Elleşme oğlum geçsin’demeyip elleşseydik.

Elleşmedik…

Ve

Bunları bildiğimiz halde görmezden, bilmezden, duymazdan gelirken; Edirne- İstanbul trenini değil, Türkiye trenini raydan biz çıkarttık…

Hiç kimse suçlu aramasın, çünkü bir tek suçlu var.

ELLEŞME OĞLUM GEÇSİN…