15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİNE GİDEN HAİN SÜREÇ

  • 4.02.2017 00:00


           15 Temmuz darbe girişimine karşı millet iradesinin darbecilere karşısokağa çıkarak direnişi “Türk Demokrasi Tarihine Altın Harflerle Yazılacak Destan” olarak gelecek nesillere sunulacak zafer olarak geçecektir. Türk Milleti, Osmanlı dönemindeki Yeniçeri Ayaklanmaları sonucunda Padişahların tahttan indirilmesi (Özellikle Cennet Mekan Sultan Abdülhamit Han’ın tahttan düşürülmesi) ve Cumhuriyet dönemindeki 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat darbelerinden bıkmış nihayet 15 Temmuz 2016 tarihinde Fantom Uçakları ile Tanklara direnerek darbecilere geçit vermemiştir.

           15 Temmuz darbe girişimine giden süreç 2010 yılından önce Cumhuriyet Mitingleri ile başlamıştır. Ak Partinin iktidara geldiği 2002 yılının Kasım ayından itibaren 2003 ve izleyen tarihlerde çok sayıdaki darbe teşebbüsleri, millet iradesine vurulmak istenen geçmiş dönem darbe girişimlerini anımsatmakta idi. Askeri darbe teşebbüslerini hukuk skandalları ve mitingler izlemiştir. 2007 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine hukuk müdahalesi ve 27 Nisan 2007 gece yarısı Genel Kurmayın bildirisi, 2008 yılındaki AK Partiyi kapatma davası ülkemiz demokrasi hayatına hukuk garibesi olarak tarihe geçmiştir. Askeri müdahale ve bu hukuk skandalları, maalesef sözde cumhuriyet mitingleri ile desteklenmiş,Türk milleti 2007, 2009 ve 2011 seçimleri ile vesayetçi odaklara iyi bir takat atarak kendi iradesine engel olmaya çalışanlara geçit vermemiştir.

           1970’li yıllardan başlayarak 15 Temmuz 2016 tarihine kadar ülkemiz insanlarına masum olarak takdim edilmiş olan Fetullahçı yapılanma uluslararası istihbarat örgütlerinin marifeti ile 2011 yılından itibaren demokrasiye karşı ayaklanma seslerini beraberinde getirmiştir. 2011 yılı sonuna doğru Oslo’da yapılan barış görüşmelerinin içeriği FETÖ örgütü tarafından gazetelere el altından servis edilerek mevcut iktidar millet nezdinde itibarsızlaştırılarak köşeye sıkıştırılmaya çalışılmıştır.

           Oslo görüşmelerinin iletişim araçlarına yansıması ile kamuoyu yaratmaya çalışan uluslararası şebekelerin tetikçisi olan FETÖ örgütü 2012 yılı başında MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı Türkiye’nin hain yargıçlarına tutuklatma cüreti girişmiştir. Bu teşebbüs başarılı olamayana başka senaryolar devreye sokulmuştur.

           2013 yılı Mayıs ayı sonundaki Gezi Parkı olayları ise yaklaşık 1 ay sürmüş ve uluslararası cinayet şebekeleri Taksim’den dünya kamuoyunu etkilemeye çalışarak ülkemizde iç savaş çığırtkanlığı yapmışlardır. Gezi Parkı olayında sayın cumhurbaşkanımızın Libya dönüşü İstanbul ve Ankara’da büyük kitleler tarafından karşılanışı direnişçilere,milletimizin iyi bir şamarı olarak verilmiştir. Bu uluslararası istihbarat servisleri ile yerli işbirlikçileri yaptıkları komplonun gerçekleşmeyeceğini anlayarak geri adım atmışlardır.

           PKK’nın uzantısı olan HDP’nin başındaki hainin Ekim 2013’deki meydanlara kitleleri sevk etme teşebbüsü ise güvenlik güçlerimizin müdahalesi ile bertaraf edilmiştir. Buradaki amaç mevcut iktidarı güçsüz hale getirip iç savaş çıkarma girişimi olarak değerlendirilmekte ve ülkemizin milli iradesine yapılmış olan bir girişim olarak gözlenmiştir.

           FETÖ/PDY’nın hukuk ve jandarma ayağı ise Adana ve Hatay’da Bayır-Bucak Türkmenlerine yapılan yardımı götüren MİT tırlarını durdurmuş ve arama yapmaya cüret etmişlerdir. Devreye konmuş olan bu komplo ileFETÖ, Türkiye’nin bir terörist devlet imajını dünyaya duyurmaya çalışarak ülkemizi uluslararası arenada yalnızlaştırma amaçlamıştır. Devletimizin bekasını savunan ve ülkemizin göz bebeği olan istihbarat teşkilatımızın mensupları tarihinde olmadığı şekilde basın önünde küçük düşürülmeye çalışılmıştır.Adana ve Hatay’da görevli sağduyulu mülki idare amirlerimiz bu girişime sessiz kalmayarak bu hainlere geçit vermemiştir.

           17-25 Aralık 2013 tarihinde yapılan hukuk darbesi, bakan çocukları ile işadamlarına dönük gerçekleştirilmiş, ülke yönetiminde bulunan hükümetimiz ve finans kurumlarımız yolsuzlukla suçlanmıştır. Örgütün savcıları ve hakimleri,  devlet terbiyesine yakışmayan şekilde basın önüne çıkarak başta hükümet olmak üzere çeşitli kesimleri karalayarak ülke dışına mesajlar vererek Türkiye’de hukukun çiğnendiğini savunarak ülkemizin imajını bozmaya çalışmışlardır.

           17-25 Aralık sonrası dönemde bu pervasız örgütün basın yayın organları ile sivil toplum örgütleri hep bir ağızdan mevcut iktidarı devirme teşebbüslerine devam etmiş, Mısır’da darbe yapan SİSİ benzeri bir diktatörün ülkemizi yönetmesini arzu ederek faaliyetlerini yoğunlaştırmıştır.

           15 Temmuz darbe girişimi ülkemizin Mısır benzeri bir yönetime geçmesinin başarısız girişimi olarak tarihe geçmiştir. Milletimiz bu darbe girişimine tarihinde hiç olmadığı şekilde karşılık vererek bir destan yazmış, maalesef 249 şehit ile 2000 üzerinde gazimiz bu hain girişimin önünde kendilerini siper etmiştir.

           Eğer 15 Temmuz darbe girişimi başarılı olsa idi ülkemiz 2000 yılının öncesinde istikrarsızlığa, sıfır kalkınma hızına, batılı devletlere avuç açan bir konuma gelmiş olacaktı. Demokrasiye sahip çıkan bu milletin darbe girişimindeki kahramanlıkları gelecek dönemlerdeki nesillerimize iyi bir örnek olacaktır.

           Necip Türk milleti kendisine yöneltilen ve her darbe girişimini önleyecek güçte olduğunu uluslararası hainlere 15 Temmuzda göstermiştir. Uluslararası istihbarat örgütleri bundan sonra ülkemizde yapacakları her girişimde bu direnişi unutmayacaktır. Türk devleti ve milleti ister içeriden ister dışarıdan gelecek olan saldırılara karşı birlik olduğunu göstermiş bulunmaktadır.

           15 Temmuz 2016 direnişinin yıl dönümünde mensubu olduğumuz aziz Türk milletine şükranlarımızı sunmak yerinde olacaktır.

 

Dr. Hasan Lök

Abant İzzet Baysal Üniversitesi

Öğretim Üyesi  

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • Fatime Hilal Akbıyık
    Fatime Hilal Akbıyık
    16.11.2012 08:29

    Öncelikle hayırlı olsun demek istiyorum Hocam. Yazınızla bir çok kişininde aydınlanacağından kuşkum yok. Sizin yaşadıklarınıza benzer bir Hocam daha aynı konuyu geçtiğimiz günlerde benimle konuşmuştu. Kendisi Batuma gitmişti ve bizden neredeyse 30 yıl geride olduğunu söyleyince çok şaşırmıştım... benzin fiyatları, ekmek , sigara çok ucuz fiyata piyasaya sürülmüş. Yazınızı okuyunca paylaşmak istedim. Sizi tebrik ediyor başarılarınızın devamını diliyorum.

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız