Yeniden tektip elbise mı?

  • 19.07.2017 00:00

     

       Değerli okuyucularımızdan 3 aya yakın bir zamandan beri uzak kaldık. Peşinen söyleyeyim ki; bu uzak kalışın nedeni site yönetimi değildir. Ancak kendi kişisel işlerim ile bugünlerde piyasaya çıkacak olan kitabımın çalışmaları nedeniyle günlük yazılarıma ara vermek durumunda kaldım.
      Ha bugün başlayalım, ha yarın başlayalım derken, o meş’um ve mel’un 15 Temmuz’un yıldönümü geldi. Bu yıldönümü hakkında yazı ve yorumlar fazlası ile yayınlandığı için ben bu konuya değinmeyeceğim.
     Ancak çok iyi bildiğim bir konuda size görüşlerimi aktarmak istiyorum. Malum Cumhurbaşkanımız bu menfur olayın yıldönümü dolayısı ile yaptığı konuşmada darbeye karışan hainlere tek tip elbise giydirmekten bahsettiler. Cumhurbaşkanımıza suikast düzenlemek isteyen terör timinde, görevli bir hain yargılandığı adliyeye giderken üzerine İngilizce “kahraman” yazan bir ti-şort giyerek çıkmıştı. Milletin kanına dokunan bu hareket nedeni ile cezaevlerindeki darbeci örgüt tutuklularının tek tip elbise ile duruşmaya çıkarılmasını gündeme getirildi.
     Geçmişte tek tip elbise kavgalarının yapıldığı dönemde bende cezaevlerinin yönetiminde görevliydim. O dönemde ceza infaz mevzuatında hükümlüler tek tip elbise giydirmek zorunlu iken, tutuklular kendi istekleri doğrultusunda ancak bu elbiseyi giyiyorlardı. 
     12 Eylül askeri yönetimi güvenlik nedeni ile tutuklulara da tek tip elbise giydirilmesi tüzüğe konuldu. Güvenlik güçlerinin zoru ile bu elbiseleri giydirdik. Ancak bu hiçte kolay bir şey olmadı. Tek tip elbise giydirip duruşmaya gönderdiğimiz teröristler duruşma sırasında üzerlerindeki elbiseleri yırtarak duruşma salonlarında çıplak oturmaya başladılar. Duruşmaları bu şekilde sabote ettiler. Mahkemeler uzun yıllar boyu bitirilemedi. Esas suçlarını kamuoyunda unutturarak. “mağdurlar”ı oynadılar. Bu o kadar uzun bir süre devam etti ki, duruşmalarda gerçeği itiraf edecek sanıklarında ellerinden bu imkan alındı ve itirafçı olacağından şüphelendikleri sanıkları tek tip elbise uygulamasını protesto için açlık grevine ve ölüm orucuna zorlayıp yüzlercesinin ölümüne sebep oldular.
     Devletin düşünmeden yaptığı tek tip uygulama ve dayatması hukuk düzeni aleyhine işletilerek sol örgütlerin dev-yol, dev-sol gibi ana davaları zaman aşımına uğratıldı. Üstüne üstlük birde mahkemeler de örgütü çökertecek ifadelerin verilmesine de bu uygulama engel oldu. Neticede 1991 yılında cezaların infazına ve ceza infaz kurumlarının yönetimine dair tüzükte değişiklik yapılarak tek tip uygulamasına son verildi.
     Korkarım örgüt geçmişi örnek alarak yeniden bu senaryoyu oynamak için, kendisine “kahraman”lık payesi verilen bir manyağa verdikleri emirle bu provokasyonu sağlamak istediler. Ama tarihin tekerrür etmesine bugünkü devlet aklının müsaade etmemesi gerekir.
    Böyle manyakça kışkırtmaların önüne geçmek için yeniden mevzuata tek tip uygulaması koymak yerine, iki satırlık genelge ile cezaevi idarelerine nasıl bir kıyafetle duruşmaya veya kurum dışına çıkacakları emredilirse bir daha bu kışkırtmaları yapamazlar. Kamuoyu da teskin edilmiş olur.
     Eğer tek tip uygulaması geri getirilirse bu demokrasiden geri gidiş anlamı taşıyacağı için bırakın dış kamuoyunu, bunu içeriye bile izah edemeyiz. Sağ elimizle sağ kulağımızı göstermek varken sol kulağımızı gösterme absürtlüğüne gerek var mı? 
      Selamlarımla....      

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız