- 21.03.2017 00:00
Anayasa değişiklikleri için yapılacak referandum tarihi hızla yaklaşıyor. Türk Milleti ilk defa kapsamlı olarak mevcut anayasada köklü değişiklikler yapacak. İlk defa darbecilerin dayattığı bir anayasa modeli değil, Milletin, seçilmiş asil temsilcilerinin yani TBMM sinin hazırladığı bir Anayasa Milletimizin önüne geliyor.
Milletimiz için yepyeni ufuklar açılıyor. Yeniden dirilişin şafağındayız. Bunu şimdiden görebiliyor, hissedebiliyorum.
Ben bu yaşıma kadar seçimlerde oy verdiğim ve iktidara gelen fakat muktedir olamayan hükümetlerin ve liderlerin ıstırabını hep yaşamışımdır.
Neymiş efendim; Bugünkü sistemde Başbakan bir yanlış yaptığında Cumhurbaşkanı itiraz ederek veya onaylamayarak olumsuzluğu önlüyormuş. Ben de işte esas burada itiraz ediyorum. Yıllardır vesayet odakları, mevcut anayasaya göre Meclise, vesayetle, silah gölgesinde, siyasi kirli entrikalarla seçtirdikleri C.B. nına seçimle gelmiş hükümete halkın istediği icraatları yaptırmadılar. Mevcut anayasaya göre, Milli Güvenlik Kurulu, AYM, Yargıtay, YÖK, HSYK , vs vasıtası ile yanlarına batı hayranı şakşakçı basını da alarak, Cumhur Başkanı ile birlikte seçimle gelenleri çalıştırmadılar.
1960 Darbesinde vesayetçilerce hazırlanan anayasa tamamen memleketteki bürokratik, siyasi, askeri, yargısal bazı elit odakların ve ekonomik olarak büyüttükleri çevreler ve yandaş basınları sayesinde, iktidarı milletten uzak tuttular. Göstermelik seçimlerde Milletin iktidara getirdiği hükümetleri gerçekte hep bu vesayetçiler yönettiler. Millet iktidarı seçti fakat icraatlarına gem vurup muktedir olmasını engellediler. Baktılar baş edemediler 12 Mart olaylarını yapıp hükümeti istifa ettirdiler. Vesayetçilerin istedikleri olmadı bu sefer darbe ortamı hazırlayıp 12 Eylül darbesi yaptılar.
Her darbeden sonra Milletin hiçbir zaman çoğunluğunun tasvip etmediği siyasi ve bürokratik kadrolar ile hükümetler kuruldu. Bu hükümetler ülkeyi iyi yönetmek şöyle dursun, Milletin inancı, ekmeği, hayatı ile ilgili konularda Milletin isteğinin aksine kararlar alarak milletimize üzülerek söylüyorum tarihte görülmemiş zulümler ettiler.
12 Eylülden sonra gelen milletin seçtiği hükümetin icraatlarını engellediler. Cumhuriyet tarihimizin ilk sivil CB nı maalesef iki sene sonra zehirlediler. Daha sonra seçimle gelen CB. Yedi sefer darbe ile gidip, yedi sefer seçimle geldiği ve yeterince akıllandığı ve aynı vesayetçilere benzediği için, daha sonra seçimlerde en çok oyu alan iki partinin kurduğu hükümeti çalıştırmadı. Görevdeki T.C. Hükümetinin Başbakanına Askeri, Bürokratik, Yargısal çevrelerce yapılan fili ve sözlü hakaretlere vesayetçi C.B. ve ilgili görevli kurumlar seyirci kaldı. Hükümeti yıkıp Meclisin 3., 4., 5. Partilerinin kurduğu azınlık hükümetini kurdu. En çok oyu alan Meclisteki partinin kapatılması ve mensuplarına 28 Şubat darbesinin yapılmasına bu dönemde C.B. antidemokratik icraatları engellemek şöyle dursun bilakis önayak olmuştur.
Yine 2002 seçimlerinden sonra milletin ezici bir çoğunluğu ile iktidara gelen hükümetlere C.B. vesayetçi kurumları kullanarak hep önünü tıkamış ilk beş sene icraat yaptırmamıştır. Hatta partinin kapatılması direkten dönmüştür. Yine akıl almaz vesayet odaklarının hukuk oyunları ve garabetleri ile C.B. seçimi tıkanmış ve seçim yapılamamıştır. Buradaki tıkanıklık iktidar partisinin halkın oyuna yani referandumuna başvurularak C.B. direkt olarak halk tarafından seçilmesi sureti ile aşılabilmiştir. Bu referandumda halkımız büyük bir özveri ile referandumda anayasa değişikliğine ve yeni C.B. nına EVET diyerek tek elden kendi iradesini ortaya koymuştur. Tarihimizde ilk defa halkın direkt oyları ile C.B. seçilmiştir. Milletimiz burada yüzyıldır çektiği iktidar sancısını vesayet odaklarından eline almıştır.
Tamam, şu anda C.B. halkın direkt oyu ile seçiliyor. Başbakan ve Milletvekilleri de seçiliyor. Fakat halka hizmette sorumlu olan C.B. ve birde iktidar Başbakan ve hükümeti var. İcraat noktasında kararlar aynı kaynaktan geldikleri için problemsiz yürümektedir. Ayrı partilerden veya kesimlerden gelen iktidar paylaşımında ileride problemler ve tıkanmalar doğabilecektir. Nitekim eski C.B. ları ve Başbakanlar arasındaki kavgaları ve hükümet buhranlarını biz birebir yaşamış insanlarız. Geçmişte; Evren-Özal, aynı partiden gelen Özal-Yılmaz, Demirel-Çiller ve kendi yaptığı C.B. Sezer-Ecevit ile Sezer-Erdoğan kavgalarını ve sonucunda hükümet buhranları ve memleketin uğradığı ekonomik kayıpları hepimiz hatırlıyoruz. Geçmişte C.B. ları hep millet iradesinin önünde set olmuşlar ve seçimle iktidara gelen hükümetlerin icraatlarını engellemiş veya yavaşlatmışlardır. Burada kaybeden devletimiz, ülkemiz ve milletimiz olmuştur.
Referandum günü yaklaştıkça C.B. Anayasa değişikliğine karşı olanların itirazlarına baktığımda memleket menfaatine somut bir şey koyamadıklarını görüyorum. Ama düşüncelerinin altında yatan arzularının mevcut C.B. Sayın Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığına ve onun geldiği fikir, inanç ve maneviyat kaynağına indirgendiklerini düşünüyorum. Yoksa muhalifler için anayasa veya değişiklikleri değil mevcut C.B. ve hükümetin yıkılmasıdır. İçteki muhaliflere ilaveten dış muhaliflere baktığımızda ABD, AB ülkeleri, PKK, PYD, FETÖ topluca var güçleri ile C.B Anayasa değişikliğine karşı hareket etmektedirler. Bu iktidarı yıkmak için yukarıda saydığım bu odaklarca, partinin kapatılması, Gezi Olayları, MİT müsteşarının tutuklanması, MİT TIRı olayı, 17-24 Aralık olayları Yargı darbesi ve sonunda 15 Temmuz kanlı darbesi tertiplenmiş ve hepsi milletimizin sağduyusu ile önlenmiştir. Sırf dış düşman muhaliflere bakarak bile yapılan bu C.B Anayasa değişikliğinin doğru olduğu ve EVET denilmesi icap etmektedir.
Fakat her şeye rağmen Milletimizi meydana getiren seçmen bu sefer kararlıdır. İlk defa iradesini yansıtan bir anayasa değişikliği kendi önüne gelmiştir. Geçmişte olduğu gibi ileride seçtiklerini devre dışı bırakmayacak yolu açan C.B Anayasa değişikliklerini onaylayacaktır. Çünkü artık görülmüştür ki Milletimizin geleceği Cumhur Başkanlığı sistemine bağlıdır.
Bugünkü iktidarımızdan önce Millet hiçbir zaman iktidar olamadı. İsteklerini yaptıramadı. İstekleri yapılmadı. Yapılanlar ABD, AB ve içimizde bu odaklar gibi düşünen onlardan farklı düşünmeyen çevrelerin istekleri idi. Halkımız bu güne kadar inanç, kültür ve ekonomik olarak sömürülmüş ve sürü olarak görülmüştür. Artık derelerin altından çok sular akmış halkın ebediyen iktidarı bir daha bırakmamak üzere ele alma zamanı gelmiştir.
16 Nisan 2017 günü Milletimizin Cumhur Başkanlığı Anayasa değişikliğine EVET demesi ile tarihimizde YENİDEN DİRİLİŞ günü olacaktır…
Yorum Yap