Yapılması muhtemel bir referandumda evet veya hayır çıkmasının hiç bir şey değiştirmeyeceği propagandası yapılıyor. Bu propagandayı yapanlara göre; “bu sadece başkanlık sistemine geçilip geçilmeyeceğinin halka sorulmasından ibaret bir şeydir. Cumhurbaşkanı da hükümette hayır çıkması halinde yerinde kalacaktır. Ülkede herhangi bir yönetim krizi çıkmayacaktır.” Demektedirler.

    İlk bakışta doğru gibi gelen bu aldatmacaya aldanmamak gerekir. Her ne kadar seçim yapılmıyorsa da, meclis, hükümet ve Cumhurbaşkanı pozisyonlarında bu referandum dan hayır çıkmasından sonra hukuken bir değişiklik öngörülmese de eğer hayır oyları evet oylarından fazla çıkarsa ne cumhurbaşkanının ne hükümetin nede meclisteki iktidar partisi çoğunluğunun hiç bir şey olmamış gibi durumlarını muhafaza etmeleri asla mümkün değildir.

      Her şeyden önce buna, içine girecekleri siyasi ve psikolojik ortam müsaade etmeyecektir. Yüzde 52 ile seçilmiş bir cumhurbaşkanının çok arzu edip çıkması için tam destek verdiği bir konuda, geçmiş seçimlerde kendisine oy verenlerin bile oy vermemesini siyasi etiğe ve siyaset anlayışına sığdırıp boş vermişlik havasına bürünmeyi her kişinin midesi kaldırmaz.

     Cumhurbaşkanının da böyle bir sonuçtan sonra işi pişkinliğe vuracağını sanmam. Hayır oylarının, evet oylarından çok çıkması halinde Cumhurbaşkanımızın “millet bizi artık istemiyor” deyip millet iradesinin gereğini derhal yapacağını düşünenlerdenim.

      Yine hükümetin ve meclis gurubunun da tam kadro imzalayıp arkasında durdukları, gece gündüz demeden yıkıcı ve hatta kan dökücü muhalefete, daha bir çok sıkıntıya göğüs gererek meclisten çıkardıkları bir değişikliğin millete takılması halinde bunu hiç bir şey olmamışgibi kabulleneceklerini düşünmüyorum. Onlarda millet iradesini doğru yorumlayıp gereğini yaparlar.

    Böyle bir durum sadece Cumhurbaşkanı, hükümet ve iktidar partisini değil MHP yönetimi ve genel başkan Devlet Bahçeli'yi de sıkıntıya sokacaktır. O Devlet Bahçeli ki; her türlü siyasi riski göze alarak konuyu önce ülke gündemine taşımış, daha sonra da eleştiri sınırını aşan onca hakarete maruz kalmasına rağmen doğru bildiğinden şaşmayıpsonuna kadar başkanlık sisteminin arkasında durmuş ve savunmuştur.

    Bu durumda işin bundan sonraki sorumluluğu artık Ak parti teşkilatlarına geçmiştir. Bundan iki sene önce %52, birsene önceki genel seçimlerde de yaklaşık %50lik oy almış bir teşkilatın bu referandumda %50nin altında bir oy alması, bu partinin artık Cumhurbaşkanının ve hükümetini arkasında durmaktan vazgeçtiği anlamına gelecektir. Dolayısı ile liderine güvenemeyen bir parti durumuna düştüğü için bir sonraki seçimlerde bu güven kaybı ile gireceği için erime ve yok olma sürecine girmiş olacaktır. Çünkü kendi liderine ve iktidarına güvenmeyen bir partinin halkın güvenine mazhar olması mümkün değildir. Kısaca hayır çıkması Ak parti için sonun başlangıcı olacaktır.

       Netice olarak bu seçimlerde evet veya hayır çıkması durumunda çok şey değişecektir. Evet çıkarsa güçlü lider, güçlü yürütme, etkin yasama olacak, her şey halkın iradesine görece şekillenecek. Hayır çıkması halinde bize giydirilen ve adına parlamenter rejim denen bu deli gömleğini giydirenler kazanacak, her on senede bir darbe olmaya devam edeceği için krizler içinde 2026 da ki yeni darbeye hazırlanacağız. Yani çok şey değişecek.

      Benim şahsen evet çıkacağına hiç kuşkum yok. 15 Temmuz'da Erdoğan için canını vermekten çekinmeyen bu millet, nisan ayıda da oyunu vermekten asla çekinmeyecektir. Yeter ki iktidar partisi tabanı Bizans oyunları ile birbirlerine ayak oyunları yapıp milletin alerjisine muhatap olmasınlar..

       Selamlarımla....