- 18.08.2016 00:00
Bazen bir yaşıma daha bastım dersiniz ya, ben son bir ayda yaklaşık otuz yaş yaşlandım diye düşünüyorum.
Kıyamet alametleri bile sayılabilecek gelişmeleri gördükçe tüylerim diken diken oluyor.
Düşünsenize Zaman Gazetesi tarafından dağıtılan Kuran-ı Kerim’in bile ayet(ler)ini değiştirildikten sonra söylenecek bir söz yok aslında.
Bu kadar aşağılık bir hale nasıl gelinir anlamak mümkün değil.
Aklıma gelen soru şu ki Diyanet İşleri Başkanlığı ne iş yapar?
Türkiye’de basılan ve dağıtılan din ile alakalı bütün yazılı hatta sözlü yayınları takip ve kontrol etmek bu Başkanlığın görevleri arasında değil midir?
Ben istediğim gibi bir dini kitap çıkartma ve dağıtma hakkına sahip miyim? Hatta bunu gazete ile dağıtmak hakkına.
Bence Türkiye’de dağıtılan tüm dini kitaplar acilen gözden geçirilmeli ve başta ayetler olmak üzere dini bilgilerin değiştirilmesine göz yumanlar en ağır cezaları almalıdır.
**********
“Her şerde bir hayır vardır” sevdiğim atasözlerinden dir.
Kalkışmanın olduğu dakikalarda hiç inanamamıştım. Film çekiminden bir sahne gibi idi olaylar. Sanki Amerikan filmi çekiliyor. Günlerden 1 Nisan’da değildi.
12 Eylül darbesi olduğunda sekiz yaşında idim. Az çok olayları hatırlıyordum. Geçmişte yaşadıklarımla benzer noktası olmakla birlikte ihtilal için uygun bir saat değildi ki…
Gün geçtikçe olayın büyüklüğü ve önemi daha çok ortaya çıktı. Buzdağının görünmeyen yüzü birden gün yüzüne çıktı.
Şimdi diyorum ki Yüce Allah’ım yine bizi korudu. Ama bir gerçek var ki unutturulmak istenilen Tek Bayrak Tek Devlet sloganı geri döndü. Cumhurbaşkanımız büyüklüğü gösterdi ve tüm dargınlar barıştı, kavgalar unutuldu ve ortalık tam bir şölen havasına büründü.
Yenikapı’da ki mahşer yerini andıran, bedenen olmadığım ama kalben orada olduğum mitingde Ay Yıldızlı bayraklarımızınsaatlercedalgalanması gururumu okşadı. Ve rahmetli Turgut Özal’ın başbakan olduğu yıllardan bu yana tüm siyasi parti liderlerini ve Cumhurbaşkanımızı aynı ortamda yüzleri gülerken görmek, birlik ve beraberlik mesajları veren konuşmalarını dinlemek tarif edilemez bir mutluluktu.
Yerimden bile kalkmadan dinledim desem olayın benim için önemi anlaşılır sanırım.
**********
17 Ağustos depremi olduğunda ilk yardım gönderen ülke yanlış hatırlamıyor isem Rusya idi, Kalkışmanın olduğunu istihbaratı sayesinde ilk öğrenen ve daha sonra Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini desteklediğini söyleyen yine Rusya idi. Bütün bu olayları görmezden gelmek bence hata olurdu. Başta Rusya ile ilişkileri eski düzeye getirmek bakın Suriye ve İran gibi komşularımız ile aramızın düzelmesine ticaretin artmasına neden oldu. Azerbaycan gibi kardeş ülkelerimizin Rusya ile Türkiye’nin arasında kalması onlarında zor duruma düşmesi anlamına geliyordu. Bu iyileşmeler sayesinde eminim ki Gürcistan’a kaçtığı düşünülen darbe yanlıları ya Gürcistan’ı terk edecekler yada Rusya’nın devreye girmesi ile Türkiye’ye iade edilecektir.
**********
Bugün şaşırdığım ama son derece mutlu olduğum son haber Melih Gökçek’in oğlu Osman Gökçek Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaret ederek geçmişte eşi hakkında yapmış olduğu bir haber nedeniyle özür dilemiş olması. Demek ki insanlar hatalarını anlayıp özür dileyebiliyormuş.
**********
Sesimi duymalarına imkan yok ama Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, Başbakanımız ve Yenikapı mitingine katılan siyasi parti liderlerine cani gönülden teşekkür ediyorum.
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları tarafından harici bedhahlar dan kurtarılan bu topraklar dahili bedhahlar tarafından ele geçirilecekti.
Mekanınız Cennet Olsun Başta Demokrasi Şehitleri olmak üzere bu toprak uğruna can veren tüm şehitlerimiz.
Yorum Yap