SEÇİM HÜKÜMETİ VE MHP

  • 27.08.2015 00:00

                    

 

 

        Bazı sorumluluklar vardır ki onlardan kaçamazsınız. Kaçmaya çalışırsanız bile sizi bulur ve bedelini daha ağır bir şekilde ödetir.

       Son seçimden sonra MHP’nin izlediği siyaset bunu açıkça öğretti. Daha seçim akşamı MHP iktidara ortak olma kapılarını tamamen kapatarak kendine göre sorumluluktan kaçmaya çalıştı. Veya o intiba’ı vermek istedi. Hem iktidarla hem de muhalefetle iktidar olma sorumluluğundan korktu.

    MHP’nin başına Devlet Bahçeli geldiğinden beri ülkenin İslamcı siyasetçilerine karşı MHP’yi konumlandırdı. 1999 seçimlerinden hemen sonra dönemin sağ siyasi partilerine kapıyı kapatıp, MHP’li seçmene alenen hakaret eden Rahşan Ecevit’in  hakaretlerini sineye çekti. Onlarla ortak olarak memleketin ekonomisini,siyasetini, maneviyatını bitirme noktasına getirdi. Ve ilk seçimde karşılığını alarak meclis dışına itildi.

      2007 seçimlerinden sonra istemeyerek te olsa iktidar partisinden cumhurbaşkanı seçilmesinin önündeki uyduruk engeli kaldırdı. Çünkü seçmen bu uyduruk engele destek veren partileri silmişti. Eğer MHP onlar gibi davransaydı yeniden bir seçime gidileceğini ve yok olacağını anladığı için meclise gitti.

    Kısaca anlatmak istediğim şu; sol ve kapitalist çevrelerin iddia ettiği gibi MHP Bahçeli liderliğinde hiçbir zaman dindar ve muhafazakar siyasetçilere destek olmadı. Aksine her fırsatta onlara olan karşıtlığını ifade etmekten çekinmedi. Üstelik bu davranışı ilesadece kendi partisi dışındaki dindarları değil, parti içindeki muhafazakarlığı ile bilinenleri de hedef aldı. Bulduğu ilk fırsatta da iplerini çekti. Mesela Akşener bunlardan sadece birisidir. Daha önce Somuncuoğlu ‘na da aynı şeyi yaptılar.

     Hükümette görev almayı kabul eden Tuğrul Türkeş te yavaş, yavaş sıranın kendisine geldiğini, partinin Milliyetçi- mukaddesatçı çizgiden koparak sola payanda olmaya başladığını gördüğü için parti ile köprüleri atarak yolunu çizdi. Çünkü eğer partide kalsaydı onu da Sadi Somuncuoğlu gibi harcamaları mukadderdi.

       Çok uzun yıllardan beri MHP’yi  yakından izleyen birisi olarak müşahedem; rahmetli Türkeş bu partinin başına geçtiğinden beri partiyi İslami düşünceye ve siyasetçilere açma kavgası vermiştir. Bu yolda Osman Bölükbaşını ve ekibini alt etmiştir. Onun sağlığındaBölükbaşı gibi ırkçı siyasetçiler MHP’ye yanaşamazken bahçeli döneminde el üstünde tutuldular. Ama İslam’a yakın kim varsa kurnazca harcandılar.

       Harcananların yerine de geçmişte “düz ovada siyaset yapma” incisinin mucidi Celal Adan adındaki kişiyi getirerek güya PKK karşıtlığına soyundu. Celal Adan, Mehmet Ağar’ı cumhurbaşkanlığı seçimlerinde meclise sokmayarak bitirdi. Tansu Çilleri İslam’a ve Müslümanlara karşı pozisyon aldırarak, onları AB ve ABD’ye çiller tarafından şikayet ettirerek yok ettirdi. Korkarım sıra Devlet Bahçeliye geldi. Onun da seçmenin %60ını teşkil eden dindarlarla arasını açtırarak yok etmek istiyor.

      Geçmişte MTTB kendisine karşı duran talebe arkadaşlarına olan nefretini aradan geçen yarım asır sonrasında intikam almak isteyen bu zat ve benzerleri elbirliği ile MHP’yi bitirecekler. Bunu gören Tuğrul Türkeş kendisine yeni bir yol çizmiş. Anayasaya göre kurulan hükümete katılmaya karar vermiş. Devlet Bahçeli ülkenin seçime gideceğini, seçime giderken de kurulacak seçim hükümetinde anayasaya göre tüm partilerin yer alacağını bildiği halde Kürt hareketi sola kaydığı için, sola desteği alışkanlık haline getirdiğinden onların bakan olmasının önünü de açtı.

      Tuğrul Türkeş te bunu gördü ve cesaretli davrandı.

       Selamlarımla....      

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Biz Bolulular (www.bizbolulular.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Mobil Uygulamalarımız

IOS UygulamamızAndroid Uygulamamız