Yeni Çağa Gölü’nün bulunduğu yerde bir köy varmış.

O köye bir gün Hızır (as) gelmiş.

Hızır (as) kimden ekmek istedi ise ekmek yok deyip vermemişler.

Sonunda Hızır (as) yaşlı ve kimsesiz bir kadının evine uğramış.

O yaşlı kadından da ekmek istemiş.

O yaşlı kadın da yiyecek ekmeklerinin olmadığını ve çocuklarını da, ocaktaki tencereye bir tuğla koyup o tuğlayı kaynatarak çocuklarını “size yemek pişiriyorum” diye avutup uyuttuğunu söylemiş.

Bunun üzerine Hızır (as) kadına “Çocuklarını ve ip eğirdiğin çıkrığı da yanına al, buradan gidelim.

Buraya büyük bir felaket gelecek.” demiş. Kadın, Hızır (as)a inanır ve çocuklarıyla beraber çıkrığını da yanına alarak Hızır (as)la beraber yola çıkar.

Hızır (as) yolda giderken kadına “Sakın arkana bakma.” diye tembihte bulunur.

Kadın Hızır’la beraber yolda giderken, Şimdiki Kuldan veya (Şahnalar, Gölbaşı) Köyüne yaklaştıklarında kadın, duramayıp terk ederek geride bıraktığı köyüne doğru bakmış.

Kadın, hayret içinde ve bağırarak “Aaâ..bizim köy göl ola galmış” deyince, Hızır (as) da “Sen de burada taş ola gal.” demiş ve kadın orada çocukları ve çıkrığıyla beraber taş olup orada kalmış.

Hala o taşın orada olduğu söylenmektedir.      

Yakın zamana kadar o batan köyün minaresinin ucunun görünmekte olduğu halk arasında anlatılmaktadır.